ŷ

Jump to ratings and reviews
Rate this book

Cold Skin

Rate this book
Shortly after World War I, a troubled man accepts a solitary assignment as a "weather official" on a tiny, remote island on the edges of the Antarctic. When he arrives, the predecessor he is meant to replace is missing and a deeply disturbed stranger is barricaded in a heavily fortified lighthouse. At first adversaries, the two find that their tenuous partnership may be the only way they survive the unspeakably horrific reptilian creatures that ravage the island at night, attacking the lighthouse in their organized effort to find warm-blooded food. Armed with a battery of ammunition and explosives, the weather official and his new ally must confront their increasingly murderous mentality, and, when the possibility of a kind of truce presents itself, decide what kind of island they will inhabit. Equal parts Stephen King, a phantasmagorical Robinson Crusoe, and Lord of the Flies, Cold Skin is literary horror that deals with the basest forms of human behavior imaginable, while exploring why we so vehemently fear the Other.

240 pages, Paperback

First published January 1, 2002

169 people are currently reading
7,240 people want to read

About the author

Albert Sánchez Piñol

31books304followers
Albert Sánchez Piñol was born in Barcelona in 1965 and is an anthropologist and writer. His writing has appeared in several journals, and Cold Skin is his first novel. Already translated into fifteen languages, it won the Ojo Critico Narrativa prize on its original publication in Catalan in 2003.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
1,935 (22%)
4 stars
3,276 (38%)
3 stars
2,275 (26%)
2 stars
765 (8%)
1 star
341 (3%)
Displaying 1 - 30 of 852 reviews
Profile Image for Deniz Balcı.
Author2 books780 followers
December 9, 2018
Büyüleyiciydi !!!

Dün bütün gün, nedendir bilinmez elimde büyüyen bazı kitapları okumakla cebelleşip durdum. Bu savaşım, elbette bir okumaktan kaçınma duygusu ortaya çıkarıyor. Bu sebepten gözüm internet alışverişimden gelen son kitap kolisine kaydı. Henüz açmamıştım. Kendime bir fincan papatya çayı yaptım -zira koliyi açtıktan sonra yatacaktım- ve paketi açma işini bir törene dönüştürüp, kendime eğlence yarattım. Sonrası kitaplar işte. Kolide Jaguar'ın son yayınları olan Prospero Kitaplığı olarak seriledikleri iki kitap da vardı. Açıkçası bu seri neydi, bu kitapların tematik ortaklığı nereden geliyordu hiçbir bilgi sahibi değildim. Hatta kitapların arka tanıtım yazılarını dahi okumamıştım. Jaguar'ın basmış olması, kitapları aldıktan sonra incelemem için yeterli bir sebep zaten ama ben koli başında yine incelemedim. Sadece "Soğuk Deri" isimli bu kitabın ismi ilgimi çok çektiğinden, birkaç sayfasına bakayım dedim.

Kitap dünyanın bir ucunda, minicik bir adada; meteoroloji memuru olarak çalışmak için gemide seyreden kahramanımızın anlatımıyla başlıyor. Kısa süre sonra adaya varılıyor. Ada çok küçük ve dünyadan izole olmasının yanı sıra içerisinde insan barındırmamasıyla da dikkat çekiyor. Meteoroloji memurunun kalacağı ev dışında, adada bir tane fener var ve fenerde yaşayan oranın sorumlusu. O da ilk izlenimde yalnızlığın sınırında kaybolmuş, yarı meczup ve gizemli biri gibi tasvir ediliyor.

Buraya kadar kitabı okumaya karar verdiğimin farkında bile değildim. Sadece göz atıyordum. Ancak kitap bundan sonra öyküsünü öyle bir büktü ki, içtiğim papatya çayını bırakıp hemen bir kahve yapma ihtiyacı duydum. Uykunun kıyısındaki beni, öyle bir çatışmaya soktu ki okumak zorunda hissederek başına oturdum ve tüm yatış-kalkış düzenime mal olsa da, hatta yatağa bir zombi gibi girmiş olsam da bir oturuşta bitirdim. Ne nefis bir okumaydı, nasıl lezzetliydi anlatamam. Son zamanlarda okuduğum birçok kitaptan yana çok şanslıyım, çok keyif alıyorum ama böylesini bayağıdır yaşamamıştım. Biraz nefes almak istiyordum edebi anlamda, "Soğuk Deri" tüm gözeneklerimi açtı.

Bazı yorumlarımı spoiler verme kaygısı gütmeden yazarım ama bu kitap için hiçbir spoiler almanızı istemiyorum. Hatta bana kalırsa siz de benim gibi arkasını dahi okumadan edinin ve başlayın kitaba.

'Öteki' meselesine dair edebiyatta yazılmış en hoş kitaplardan biri olabilir bu. Diğer yandan karakterimiz ve onun İrlanda metaforu üzerinden hikayenin daha spesifik okumaya açılması; kitabı olduğundan daha katmanlı yapmış. Gerçeküstü tarafı olan bir hikaye yazılacaksa ve gerçeküstü gibi algılanması istenilmiyorsa; o hikaye işte böyle yazılır. Kitabın okuması öyle bir merak sarmalında ilerliyor ve verdiği haz o kadar yüksek ki satır aralarına gizlenmiş felsefi sorgulamaları ve bağdaştırmaları görmezden gelesi geliyor insanın. Ya da bazılarını kaçırmış oluyorsun. Şimdi sakin kafayla düşününce yakaladığım o kadar güzel ayrıntılar var ki, vay be işte uyku düzeninin bozulmasına değer bir roman diyorum.

Bu kitapla ilgili bir yerlerde ayrıntılı bir tanıtım yazısı ya da eleştiri yazmaya gayret edeceğim. O zaman site linki vs ne olursa buraya ekleyeceğim.

Not: Filmin 2017'de çekilmiş bir uyarlaması varmış: "Cold Skin". Okurken içimden çok sık 'film yapılmalı' naraları atmıştım ancak fragmanı izlediğimde, benim kafamdan çok uzakta bir iş kotarılmış olduğunu hissedip, biraz hayal kırıklığına uğradım. Yönetmeni Xavier Gens teknik bilgisi çok yüksek, hem özel hem de görsel efektleri sinemasında çok iyi uygulayabilen bir sinemacıdır. Ana akım içerisinde değerlendirilebilecek işler yaparken, nasıl yaptığı noktasında tamamen bağımsızdır. Bu yüzden çok gore estetiğe sahip işlerinin altı dahi bir mesaj kaygısı ya da dertle doludur. O yüzden neden bu filmi uyarlamayı tercih ettiğini anlayabiliyorum. Böylesi bir gerilim ve korku öyküsünün aslında tamamen insan olmaya ve 'öteki' kavramının hepimizde, hayatın her anında; hem makro ölçekte hem mikro ölçekte, farkındalıksız var olduğuna dair bir hikaye olmasının, yönetmen için nasıl dayanılmaz bir cazibe kaynağı olduğunu tahmin edebiliyorum. (Biliyorum:)) Ama dediğim gibi fragman pek iyi gelmedi gözüme. Filmi yakın zamanda izleyince daha net bir şeyler söyleyebilirim. Kitaba dair bir şeyler yazdığımda orada filme de değineceğim.

Son olarak yayınevi, kimliğiyle, karizmasıyla, seçimleriyle, özeniyle her şeydir. Bu kitap Jaguar'ın parlattıklarından. Zira daha önce Doğan Kitap tarafından bir kere basılmış zaten. Ama eğer Jaguar bunu yeniden basmamış olsaydı, kitaplığına eklememiş olsaydı; Doğan Kitap baskısı hala bulunabilir olsa bile elime geçmeyebilirdi. Okumayabilirdim. Okuyucusu için tercihleri, okuyucusu kadar nitelikli yapan yayınevine tekrar teşekkürler.

Herkese tavsiye ederim. İyi okumalar.

8.5/10
Profile Image for Jaguar Kitap.
46 reviews332 followers
October 10, 2018
Çok yakında bu kez bizim tarafımızdan yayımlanacak.
Profile Image for Sinem A..
477 reviews283 followers
December 26, 2018
2018 yılı bitmek üzereyken bu yıl sadece "biraz kitap okuyabilmek" için ne kadar çok çaba harcamak zorunda kaldığımı düşünmeden edemiyorum :(
Hele de elimdeki böylesine bir kitapsa ; "birazcık daha okuyabilmek" için resmen taklalar ata ata okuduğumu söyleyebilirim.
Ne kadar da bir adaya hapsedilesim yaratıklarla çarpışasım, ilkel duygularımı anlamaya çalışasım varmış!!
Kitap aslında okuyucuyu merkeze koymayı çok güzel başarmış. Kendinizi biraz ıssız adaya bıraktığınızda zaten gerisi geliyor. Özellikle sonu ile de bu çabasını güçlendirdiğini düşünüyorum.
İnsanı anlatabilmek için her şeyi sadeleştirmiş
Belkide zor olanın sadeleştirmek olduğuna olan inancımdan mıdır bilmem ama gerek atmosferi gerek dekoru gerekse anlatımıyla bunu çok güzel başardığını, "insan nedir" üzerine yazılmış kısa ve etkili bir tanım olduğunu düşündüm kitabın.
Profile Image for Mevsim Yenice.
Author5 books1,223 followers
February 25, 2019
Okumaya başladıktan sonra da, bittikten sonra da peşimi bırakmayan bir anlatı oldu Soğuk Deri.

Edebiyatın inanılmaz çekici kuvveti karşısında bir kere daha şaşkına döndüm. Aslında bir ya da birkaç oturuşta bitirilebilecek bir kitapken ben haftalardır dön dolaş altını çize çize, dönüp birkaç sayfa öncedekileri karıştırarak Soğuk Deri'yi bitirmemeye(!) çalışıyorum.

Antarktika yakınlarındaki yapayalnız bir adaya gitmek için görevlendirilmiş bir meteoroloji uzmanının hikayesini ve o adada ondan önce yaşayan selefiyle aralarındaki garip bağı konu alıyor Soğuk Deri. Aslında bence roman her manada "öteki" olan şeyle diğerinin bağını konu edinmiş. Ben gerek İngiltere- İrlanda, gerek kurbağasuratlar ve insanlar, gerekse Battis ve Başkahramanımızın ilişkisini hep bu tabanda okudum.

Muazzam bir başlangıç fişeğiyle başlayan döngü, öyle güzel sonlandı ki biterken, hayran olmamak elde değil. Erk ezilene, ezilen erke, gece gündüze, boşluk suya, su hiçliğe dönüştü adeta. Artık neyin ne, kimin kim olduğunun önemi kalmadı.

Dili sadeydi diyeceğim ama yalnızca sade demek doğru anlatım olmayacak. Kendi içinde, kendiyle dalga geçen ve yazarını bizden bir kat üstte her şeyle dalga geçerken bir yandan da yere çarpan incecik, zeki bir mizahla desteklenmiş harika bir sadelikti bu.

Kitapla ilgili tadı çok da anlatılmaz yaşanır bir duygu kapladı içimi yol boyunca. Bunu en güzel şöyle tarif edebileceğim sanırım: Bir şey (bu her ne olursa olsun, ister sevgi ister nefret gibi birer duygu, ister sürekli tırmanan bir tehdit, bir savaş kadar iddialı bir olgu, istersek asla içinden çıkılmayacağını düşündüğümüz kadar ucu sivrilmiş bir olay) yeterince yükseldiğinde sonunda buhar olup uçar. İpin gerildikten sonra daha uzamaması ve kopması gibi. Kitap boyunca her gergin andan sonra öylesine bir kopma ve rahatlama hissettim ki, sadece bana yaşattığı bu duygu geçişleri, iç karmaşası ve heyecanı için bile Pinol'e minnettarım.

Gelelim Jaguar'a :) Ne mutlu bizleri böyle heyecanlandıran, iz bırakan kitapları basan "mutlu azınlığa"!

Lütfen okuyun :)

Keyifli okumalar.


Profile Image for Xabi1990.
2,084 reviews1,277 followers
April 22, 2025
Problema de filosofía : ¿Qué hace humano a un ser vivo?.
Problema de zoología : ¿Qué aspecto debe tener un espécimen para considerarle como igual/inteligente.
Problema moral : ¿Se puede follar con no humanos y como sentirse ante ello?.

¿Queréis saber las elucubraciones del autor sobre estas preguntas?. Vale, pues os leéis el libro.
¿Os la trae floja sus ideas sobre estos temas tan sublimes?. Pues pasad del libro.

Creo que ha quedado claro que no es de los libros que más aprecio. Aunque reconozco que mantiene el interés, no me gusta ni sus preguntas rimbombantes de fondo, ni el ritmo de la novela casi en plan monólogo.

Me ha gustado más el final cíclico, donde la historia digamos que vuelve a empezar. No me queda nada claro –creo que deja sin resolver- si hay algún tipo de bondad, o amor por las crías, o acercamiento por parte de los "tiburhombre".

Le doy un 5/10 y ya. Aunque lo encuadren en Ciencia Ficción, para mí que no es CF. La C de la ecuación no la veo por ninguna parte. Más bien lo encuadro en Filosofía y Letras.
Profile Image for Banu Yıldıran Genç.
Author2 books1,285 followers
May 1, 2019
insanın belki de hiçbir zaman barış içinde yaşayamayacağına kanıt olabilir bu kitap.
o kadar etkili bir gerilime ve gittikçe felsefikleşen bir dönüşüme sahip ki roman, dün son 30 sayfasında bitirmeyeyim, biraz daha uzasın okuma sürecim diye bıraktım.
romanda hep daha insani, daha barışçıl, daha entelektüel olarak gördüğümüz kollege (gerçek adı değil sanırım)'in düşman olarak bellenen yaratıkların aslında düşman olmadıklarını anlaması, onların toprağına sömürgeci olarak geldiklerini fark etmesi çok normaldi aslında ama sonra özellikle aneris sebebiyle yavaş yavaş siyahla beyaz kadar zıt olduğu selefi battis'e dönüşmesi ve romanın sonu, çok tanıdık olduğumuz sahneleri insan denen türden umutsuz olmamız gerektiğini söylüyor bence.
romanı ingiltere-irlanda ilişkisinden tutun da iktidara, ötekileştirmeye, kadın-erkek ilişkisine kadar pek çok yerden okuyabilmek mümkün.
pinol'un katalanlığı ve onun da bir sömürge ikliminden gelmesini de göz ardı etmemek lazım.
çok iyi bir roman. çevirisi de çok iyi ve iyi ki doğan kitap'tan kurtulup jaguar'a geçmiş :)
Profile Image for Zeren.
165 reviews204 followers
December 29, 2018
Uzun zamandır edebiyat zevklerime bu kadar farklı bir pencere açan bir roman okumamıştım. Aslında sadece edebiyat da değil, siyaset, felsefe, toplum bilimi, psikoloji, topyekün entelektüel bir yükseltme hissi yaşattı bana bu roman. Bilmediğim ya da düşünmediğim hiçbir şey söylememiş olmasına rağmen. Çünkü düşündüğün ne varsa hepsi, dan dan dan nefis bir söylem ve örnekleme üzerine kurulmuş. Cümlelerin netliği bile insanda ferahlama yaratıyor.

Bireysel ya da toplumsal yaşamlarımızda herşeyi hep kendimizi merkeze koyarak değerlendirdiğimizde, “öteki� üzerinden bir algı geliştirmeyip sadece “verilen”i kabul ettiğimizde nasıl bir dünyada yaşadığımız üzerine nefis bir yapı kurulmuş Soğuk Deri’de. Şapkamı çıkarıyor, önüme koyuyorum. Söylenecek çok şey olabilir, hatta çok şey söylenmeli, tartışılmalı ama taze taze benden bu kadar.
Profile Image for Justo Martiañez.
516 reviews213 followers
August 3, 2024
3/5 Estrellas

Libro extraño, por decirlo de alguna manera.

Cuando empiezas a leer y ves que uno de los protagonistas se llama Batís Caffó, ya no sabes que pensar, si la cosa va de cachondeo y si se trata de un prolegómeno sobre las profundidades la naturaleza humana en las que nos vamos a sumergir.

La historia arranca de sopetón, sin ponernos en antecedentes. Te ves inmerso desde las primeras páginas en una trama intensa, surrealista, donde se enfrentan muchas de las dos caras que puede presentar el género humano, sobre todo cuando de afrontar situaciones extremas se trata: la colaboración por la supervivencia frente al individualismo, la crueldad frente a la compasión, el amor en contraposición al odio, el pacto frente al enfrentamiento, la imposición por encima de la persuasión, la inteligencia o el instinto más bestial, la obsesión del humano por establecer jerarquías en su organización social......y así podría seguir un buen rato.

Dos tipos humanos que van sobreviviendo ante todas las adversidades, a sus propias diferencias y cuando "eso" a lo que se enfrentan y de lo que no puedo hablar, parece que va a superarlos en cualquier momento.

"Eso" que tiene la piel fría. "Eso" cuyas motivaciones y cuyo origen no entendemos, ni acabaremos entendiendo y que acaba frustrando todos mis intentos de comprender algo.

Y el final es otra putada. Parece que el hombre, haga lo que haga, siempre acaba tropezando en la misma piedra. ¿Alguna vez podrá nuestra inteligencia dominar nuestros instintos más primarios? ¿Es el equilibrio entre ambas lo que nos hace fuertes y cualquier desequilibrio hacia uno de los dos lados no conduce a la perdición?

En fin, ni para ti, ni para mi. Creo que 3 estrellas es una nota adecuada.

Igual es uno de esos libros que hay que releer para entender mejor sus complejidades, o igual ha pretendido ser demasiado ambicioso para los mimbres de los que parte, creo que no lo voy a comprobar. En cualquier caso da que pensar, que ya es algo.

La verdad es que la variedad en los libros que ha escrito este hombre es digna de elogio. Seguiremos leyéndolo, a ver con qué nos sorprende.
Profile Image for merixien.
659 reviews587 followers
August 20, 2020
Otlar da insanlar gibi ne iyidirler ne kötü; sadece farklıdırlar. Onları tanırız ya da tanımayız, hepsi bu. Dünya kötü insanlarla çok kötü insanlarla dolu. Ancak saf bir adam, insanların iyi olduğuna inanır.�

Dr. Moreau’nun adası tadında bir bilimkurgu hikayesinden temel alıp, özünde modern insanın istilacı ruhu ve gerçek sahipliğin sorgulandığı bir kitap. Savaş için nedenler icat etmeyi, karşısına “canavar� imajını atfederek gerekli koşulları sağlamayı, istilacı olmayı, asimile etme/olmayı, iki çaresiz insan üzerinden çok sade bir dille anlatıyor.

�..biz istilacıyız. Bu onların toprağı, sahip oldukları tek toprak. Ve biz buraları tabyamızla, silahlı garnizonumuzla işgal ettik. Bize saldırmaları için yeterli bir neden gibi gelmiyor mu size?�
Profile Image for Mariana.
422 reviews1,935 followers
April 13, 2018
Creo que nunca antes había leído tantos libros que no me gustaran como en este 2018. Necesito una limpia o algo, amigos.

"La Piel Fría" es un libro del cual no sabía prácticamente nada, me enteré de su existencia por la película y decidí que quería leer la novela antes de verla adaptada a la pantalla grande. De inmediato caí al ver que el marketing del libro decía que se trataba de una historia "lovecraftiana" y de "horror".

Quizá el hecho de que sea horror puede ser debatible, pero... ¿tener criaturas humanoides convierte todo automáticamente en lovecraftiano? Yo sé que no, y que probablemente el calificativo se refiera a una idea de horror cósmico en el cual nos enteramos de que los humanos no estamos solos en el planeta/universo y que somos más bien insignificantes, pero distó mucho de hacerme sentir lo que siento cada vez que leo a Lovecraft o alguno de sus pupilos.

Mi mayor problema con este libro fue el estilo. La escritura del autor hace que para contarte un hecho simple e intrascendente, se ocupen 3 páginas en las que usa un lenguaje poético lleno de recuerdos y reflexiones de la vida, que la verdad, más de una vez me hicieron rodar los ojos hacia el interior de mi cráneo, para ver mi cerebro y preguntarle por qué demonios me seguía torturando con la lectura de esta cosa.

La lección de este libro está clara: la humanidad es una mierda que antes de averiguar y preocuparse por el otro, comienza atacando, matando, violando y violentando cualquier cosa que se le ponga en el camino. No es una lección menor, veamos cómo está el planeta hoy en día por como lo tratamos, los animales en peligro de extinción, la polución de los océanos, el maltrato a las minorías raciales y un largo etc.

Todo eso muy bien, pero mi problema es la manera en que está abordado en este libro: aburrida, predecible y la verdad, hasta algo ofensiva. La forma en que se trata al único personaje femenino que hay, ES NEFASTA: su única aportación en la vida es brindar placer sexual "más allá de lo que jamás habías experimentado" y parece ser que esa es la única condición humanizante que tiene. Quiero pensar que fue una crítica a la forma en la que se ve a las mujeres en nuestra sociedad, pero no estoy tan segura.

En corto, si quieren una novela de terror tradicional, aléjense de este libro. Si quieren dioses primigenios que salen del abismo y horror cósmico, quédense con Lovecraft y sus discípulos... pero si quieren reflexiones "filosóficas" para poner en sus estados de Facebook y una historia de sexo entre humanos y hombres peces, pues entonces este libro es para ustedes (aunque si quieren esto último, mejor vean "La Forma del Agua", al menos ahí lo ejecutan correctamente).
Profile Image for Özgür Atmaca.
Author2 books87 followers
September 1, 2020
Harika bir kitap daha okudum.
İnsan’ın neden sisteme ihtiyacı olduğunu ve onu kendi elleriyle nasıl yıkması gerektiğini öyle de güzel anlatmış.
Kitabı okurken, insana verilmiş olan duygu yoğunluğunun ve çokluğunun Tanrı’nın en büyük cezalandırma yöntemi olduğunu çok fazla hissetim.
Kitabın sarmalını ve oyununu gördüm dediğim an her şey ellerimden alınmış, adadan itiliyordum.

“Bizim eylemimizle ilgisi olmayan bütün sesler ya denizin ya havanındı� cümlesi de kitapta geçen, benim son zamanlarda sıkça dile getirdiğim ve aradığım sükûnetin tanımıydı.
Profile Image for Semjon.
726 reviews468 followers
October 17, 2021
Aus diversen Gründen dürfte ich diesem Buch keine bessere Bewertung als einen Stern geben. Das fängt zunächst mit dem deutschen Buchtitel, dem Klappentext und die kurzen Zitate von Reviews auf dem Cover und Buchrücken an. Dort wird eine „spannende Liebesgeschichte� versprochen und Yann Martel findet das Buch nicht nur „großartig�, sondern sogar „zärtlich�. Dazu eine naturschöne Klippenszenerie im Halbdunkel und der nichtssagende Buchtitel, der sowohl einen Rausch als auch Stille verspricht. Rein gar nichts davon ist zutreffend und dafür gehört der Fischer Verlag mit Verachtung gestraft.

Es handelt sich hierbei nämlich weder um einen Abenteuer- noch um einen Liebesroman, sondern um eine metaphorisch überladene Horrorgeschichte mit expliziter Darstellung von sexueller und kriegerischer Gewalt. Der Titel im Original lautet übersetzt „Kalte Haut�, was viel besser die Situation auf der kleinen Insel beschreibt, auf der in der Zeit zwischen den beiden Weltkriegen ein irischer Freiheitskämpfer an Land gebracht wird, um für ein Jahr das Wetter aufzuzeichnen. Die namenlose Insel nahe der Antarktis beherbergt einen Leuchtturm samt Wärter sowie eine Hütte für den Wetterbeobachter. Schon in der ersten Nacht wird der Protagonist in seiner Hütte von amphibienartigen Wesen überfallen. Im Folgenden findet er Zuflucht im Leuchtturm, auch wenn der bärbeißige, alte Wärter ihn nur ungern in seine Räume läßt, denn dieser verschrobene, dicke Mann hält sich eine solche Amphibienfrau als sogenanntes Maskottchen, welches er täglich mehrmals vergewaltigt.

Es entwickelt sich im Verlauf des Buchs die allseits bekannte „Mein Geliebter Feind� Geschichte, nur diesmal bezogen auf Wesen, denen die beiden Männer auf der Insel jegliche Existenzberechtigung absprechen. Fast jede Nacht überfallen die Froschwesen den Leuchtturm und werden dort von den Beiden routinemäßig massakriert. Wenn das Buch außerhalb der Gewaltszenen nicht so ansprechend geschrieben wäre, hätte ich aufgrund der Geschichte schon viel früher abgebrochen. Aber ich hegte immer noch die Hoffnung, dass sich am Ende die Liebesgeschichte durchsetzt. Liebe bedeutet hier für den Iren, dass er sich auch dem Maskottchen bedient und es nach Lust und Laune zum Sex hernimmt. Die Frage nach dem Einvernehmen wird erst gar nicht gestellt. Stattdessen setzt sich gegen Ende die Ansicht durch, dass die Kreaturen ja auch Lebewesen sind, die zu Emotionen neigen und mit denen eine friedliche Koexistenz möglich sein könnte. Ach was.

Für diese platte, moralische Keule brauche ich keinen Horrorroman lesen, in dem das Blut in Strömen fließt. Xenophobie rechtfertigt über weite Strecken hier jedes asoziale, verbrecherische Verhalten. Zu allem Überfluss ist das Ende dann auch noch offen gehalten, um die Leserschaft zum eigenen Nachdenken anzuregen. Aber durch das detaillierte Beschreiben sämtlicher kriegerischer Handlungen ist mir nach 250 Seiten soviel Phantasie genommen worden, dass mich das Ende nur fragend zurückläßt. Schade, dabei war der Anfang der Geschichte vielversprechend, wofür es zumindest einen zweiten Stern gibt.
Profile Image for Matt.
752 reviews600 followers
February 23, 2020
The blurb, as accurate as it might be, make this short book sound like a horror novel. Well, it isn’t, not for me. The book goes far beyond the run-of-the-mill horror genre and looks into a much deeper, much more human, abyss (from which madness looks right back at you (Nietzsche was right in that respect)).

I bought the book after I watched the first few minutes of the movie - the words from the off and the setting on the harsh looking island at the end of the world convinced me to stop watching and start reading instead. The story seemed too good to be ruined by a film.

The young narrator, who never bothers to give us his name, fled from the war (WWI), or rather he had a falling-out from the “cause� after the war, to become a weather official for a year on this small remote island, only to find there is another war going on. This time against an enemy he never would have expected or even known. And then another one, against someone he knows quite well. Will those wars ever end? For him? For us?
‘Fraid not.

________

[Update Feb 23, 2020]

Last night I watched the movie and I didn’t like it very much. The very basic ideas of the book are turned into moving pictures alright, but there’s a lot of essential stuff missing, that is important to understand the story IMO.

For example
In the book:
From the boat, the forest had looked extremely thick. Distance is often misleading when it comes to density, whether it is human or vegetable. Not this time. The trees grew so close together that it was often difficult to tell whether two sprang from the same root or whether they were separate.
In the film: Not a single tree!

In the book:
Until that moment, my body had obtained gratification as any good bourgeois might deposit capital. She had given me an awareness of my body. The beast destroyed every link between my person and my pleasure, as though lust itself were a living thing. When the moment of climax came, I was beyond ecstasy; I had reached the zenith of human experience.
In the film: Sex is only hinted at. Nothing to write home about.

In the book:
The Triangle was caught in the middle and sobbing with fright. I was huddled over, gesturing for him to come to me. I longed to protect him. He hesitated. The little fellow knew not whether to take refuge with me or run toward the waves.
In the film: They left out the important Triangle character completely!?

In conclusion: Forget about the film � remember to read the book.



This work is licensed under a .
Profile Image for Hakan.
223 reviews186 followers
December 6, 2018
dünyanın sonunda, unutulmuş, terk edilmiş bir ada. adada yaşayan iki insan, başka, tuhaf canlılar. bir yanda hayatta kalma mücadelesi, diğer yanda yalnızlık, yalıtılmışlık, baskı, çatışma ve şiddet. sıradan gerilim romanı unsurlarını kullansa da bir tür romanı olmanın ötesinde soğuk deri. hatta mekanın-atmosferin, romanın meselesini anlatmak, tartışmak için kurulmuş bir ortam, bir laboratuvar olduğu söylenebilir. (bu hem güçlü yanı romanın hem de yumuşak karnı.)

en basit haliyle “ötekiyle diyalog� romanın meselesi ve merkezi. diyalogun imkanları, gücü, başlangıcı ve gelişimi, farklı taraflar açısından ve değişen koşullar altında işleniyor. hikaye hızla ve şiddetle ilerlerken “başka türlü olabilir mi?� sorusu oluşuyor böylece, derinleşiyor ve adanın-romanın sınırlarından çıkıp hayata dokunabiliyor. roman sorularıyla-sorgulamalarıyla arka planında bireysel varoluş çabasından, dünya savaşlarına kadar uzanıyor.

hikayesi-yapısı gereği kaçınılmaz kusurları, mesela nasıl olursa olsun tam bir tatmin vermeyecek sonu, olsa da soru soran-düşündüren bir roman olarak, meselesini farklı-etkileyici bir atmosferde tartışan bir roman olarak iyi, bir ilk roman olduğu düşünürlürse hatta, gayet iyi.
Profile Image for Kellie.
206 reviews
November 19, 2009
I loved this book. It was creepy and unflinchingly bizarre. It is a fun, compulsive, and at times genuinely scary read but also a great exploration of xenophobia, the fear of the unknown, as well as what makes us "human". I think the author very much deserves his comparisons to Lovecraft, although I think it is one of those stories that you will enjoy most if you know very little about it, so I will leave it at that and warn you not to read too many reviews.

This is the best horror book I have read in years - I read it in 2006 and still think about it often. In fact I decided I had to write this review because I was thinking of the story all morning and want to see if I can convince any of m friends to read it :) Still, if you consider calling a book "weird" to be a negative review, you won't like this this one.
Profile Image for Sine.
361 reviews450 followers
December 1, 2021
ay.

şükür bitti ve ben ölmedim. ve bu cümleyi ~genelde~ sıkıldığım kitaplar için söylerim, ama soğuk deri'yi övmek için söylüyorum. ben bu kitabı, antarktika yakınlarında bir adaya gidip orada görevli olarak bir sene geçirecek olan meteoroloji uzmanının varoluşsal bunalımlarını okuyacağımı sanarak elime almıştım. tanıtım yazısını yarım yamalak okumanın gözü kör olsun. varoluşsal'ı tutturmuşum da bunalımdan ziyade "tam anlamıyla" varoluşsal bir "mücadele" okuyormuşuz -ve bunun kitabı tırtlaştıracağını düşünürsünüz ama yazar müthiş kalkmış altından.

hafif spoiler:

iyi spoiler:

bu sene okuduğum en iyi kitaplardandı. hamileler hariç herkese tavsiye ederimdjhgkfdg.
Profile Image for A. Raca.
764 reviews168 followers
March 10, 2019
"Nefret ettiğimiz insanlardan sonsuza dek uzak kalamayız. Öte yandan, yine aynı nedenle, sevdiklerimize asla büsbütün yakın olamayacağımızı da düşünebiliriz."

"Gün, ufuk sanki büyük bir sahnenin dekoruymuş gibi geri çekiliyor, ışığı emiyor, onu gömüyor ve karanlığı istifliyor. Dev bir fırçanın, birer yıldız olan küçük kıvılcımlar çıkararak, siyah bir gökyüzü çizmesi gibi."

"Yaşam ve gelecek, düşmana çevrilen bakışa bağlı olduğunda, kim gözlerinin prizmasını değiştirmeye hazır olmazdı ki."
Profile Image for Hakan.
790 reviews609 followers
February 22, 2019
Soğuk Deri bu mecrada epey beğenilmiş. Sağlam referanslar (onlar kendilerini bilir:)) üzerine ben de okuyayım dedim. İçeriği hakkında hiç fikrim olmadan aldım kitabı. Toplumdan uzaklaşıp bir süreliğine kafa dinlemek için dünyanın bir ucunda, pek rağbet görmeyen bir göreve talip olan gençten birinin kahramanı olduğu bir ıssız ada hikayesi olarak başladı, iyi dedim. Sonra piyasaya canavarlar çıkınca eyvah dedim. Nereden aldım bu kitabı elime, bitirebilecek miyim diye sordum kendime. Zira fantastik türünden hiç hazzetmem. Keza distopyalardan da. Neyse, yarıda bırakmadım, zaten çok nadiren yaptığım bir şeydir başladığım bir kitabı bırakmak.

Tamam, kitap bir canavar romanı veya bir korku romanı değil. En güçlü yönü, insanoğlunun “ötekileştirme� huyunu temel mesele edinmesi. Eh, adada yaşananlar bağlamında biraz sömürgecilik alegorisi de var. İsimsiz başkahramanımızın İngilizlere karşı İrlanda’nın bağımsızlığı için mücadele etmiş bir militan eskisi olması da (olay 1920’lerde Antartika civarında minik bir adada geçiyor) bu temayı katmerlendiriyor. Romanın sonundaki hayatın döngüselliği de vurgulanmış, tamam. Ama tüm bunlar bu kitabı bir başyapıt seviyesine çıkarıyor mu? Bence hayır. Dilinde, üslubunda da öyle ahım şahım bir şey bulamadım. Tabii çeviri okuduğumdan bu konuda fazla iddialı bir laf etmesem daha doğru olur, ama çevirisi kötü değil.

Bir diğer rahatsız edici unsur, adada biraz insana da benzeyen, kurbağa suratlı, soğuk ve kaygan derili, karada ve denizde yaşayan ve akşam oldu mu kendilerine vahşice saldıran yaratıklara karşı savaşan iki roman kahramanının (diğeri “ada”nın çemberinden geçmiş, hafif de sıyırmış, adanın gediklisi Germen ruhlu Batis), Batis’in bir nevi ehlileştirmiş olduğu dişi bir canavarı hem cinsel (pek de zevk veriyormuş!) hem de günlük (ortalığı toparlama, ormandan gerekenleri tedarik etme gibi) ihtiyaçları için tepe tepe kullanmaları, kafalarına esince de bayağı dövmeleri. Bu tablo, ötekiyle kurulan ilişkiyi klasik ve de arkaik cinsiyet kalıplarına indirgiyor. Tabii sonradan bu ilişkiye biraz duygusal boyut katılarak ve çocuk canavarlarla iletişim kurdurarak toparlama gayretine girilmiş. Ama seks kölesi imgesini bu çabalar pek ortadan kaldıramamış.

Zevkler ve renkler meselesi diyerek noktayı koyayım.
Profile Image for Xavi.
761 reviews85 followers
May 30, 2020
Esperaba una historia de tono más intimista y me encontrado con una novela llena de acción y tensión. Alguna cosa me chirría, sobre todo como pasa el tiempo en la novela, y creo que ganaría con menos páginas, pero es una lectura recomendable.
Profile Image for Hulyacln.
981 reviews543 followers
November 26, 2018
“İnsanoğlunun mutsuzluğunu süreklileştiren şiddet sarmallarının yönettiği bir dünyada kalmak istiyor muydum?� dedi ve Antarktika yakınlarında küçük bir adaya gitti,adada yalnızca bir kişi daha var fener görevlisi Batís Caffó,peki bundan emin miyiz? Bu yalıtılmış adada yalnızca ikisinin olduğundan?
.
Albert Sanchez Pinol kelimelerle bir evren oluşturuyor.Ne ara başlayıp ne ara içine çekildiğinizi anlamadığınız bir evren.Çok canlı her detay.Fenerin içinde gibi hissediyorsunuz kendinizi.Karakterler uykusuzluk çektikçe sizin de sinirleriniz geriliyor.Ve en önemli nokta: Sorguluyorsunuz.Ayak bastığınız topraklar sadece size mi ait gerçekten?Belirlediğiniz sınırların ötesinde “ötekiler� ile karşılaşma ihtimaliniz sandığınızdan daha mı düşük ihtimal?
.
Yıldız Ersoy Canpolat’ın muhteşem çevirisiyle.
Profile Image for Tuğçe Kozak.
273 reviews270 followers
January 15, 2019
Bireyin öteki ile iletişimini müthiş işleyen bir kitap olmuş, yazar soluksuz okunabilecek bir atmosfer sunuyor ve okur savaş kelimesinin içini dolduran iki yüz sayfa okumuş oluyor. Karşıt kavramların ve karşıtlıkların birbiriyle ilişkinin aslında ne kadar ince bir ipe bağlı olduğunu göstermesini de ayrıca çok beğendim. Es geçilmemeli. Jaguar yayınlarına da teşekkür etmeden geçmeyeyim :)
Profile Image for Coos Burton.
883 reviews1,513 followers
April 11, 2022
Una de mis grandes decepciones en lo que va del año. Le tenía muchísima expectativa, pero se desmadró todo antes de llegar siquiera a la mitad del libro. Empieza con un estilo tenebroso, aventurero, y termina en una especie de romance grotesco sin pies ni cabeza. Lo único que destaco es la escritura de Piñol, que desafortunadamente no fue suficiente para disfrutar la historia.
Profile Image for Beatriz.
945 reviews840 followers
May 20, 2016
Ya en el primer párrafo se advierte una prosa exquisita. Con un título y una portada que en ningún momento dejan entrever el hilo de la historia, se descubre un libro con un argumento muy original y con un misterio que atrapa al lector desde el comienzo (advierto que el libro se disfruta más sabiendo lo menos posible de su trama).

Pero también debo reconocer que finalmente se transforma en una de esas novelas que entretuvieron mucho mientras se leían, pero que no trascienden más allá. Quizá incluso sea mayor el recuerdo de la riqueza narrativa del autor y un admirable uso del lenguaje logrando que, a pesar de un limitado número de personajes y localización de los sucesos, el lector se vea envuelto en un mundo de emociones muy bien descritas.

Al final, si bien quedan varios cabos sueltos, la forma en que evolucionan los personajes al verse enfrentados a situaciones extremas durante toda la novela, permite ir generando las propias explicaciones a esos vacíos.
Profile Image for Bülent Ö. .
280 reviews137 followers
September 2, 2020
Felsefe soslu Jules Verne okumuş gibi hissediyorum.

Onlarca felsefi ve sosyolojik yorum çıkarılabilir. Her okuyuşta zenginleşecek bir roman ama ben heyecan dolu bir kitap olmasına vuruldum. Tek sayfada bile sıkılmadan hevesle okunuyor.

Çeviri muazzam:
Yıldız Ersoy Canpolat'ın eli, dili dert bulmasın.
Profile Image for Nancy Oakes.
2,012 reviews867 followers
April 27, 2011
"We are never very far from those we hate. For this very reason, we shall never be truly close to those we love." With those words, Catalan author Albert Sanchez Piñol begins his tale of a young man who takes a position as a weather official on a remote island, out of the normal shipping lanes, along the coast of Antarctica. He is the unnamed narrator of this tale, and has opted for this position to exile himself from the rest of the world, needing some time and space to "negotiate between the devastating failures that came before and utter darkness that is on its way."

Upon landing, he is startled to find that there is no sign of the previous weather official, who is to return to the world on the very same ship. Not only is he absent from his cabin, but the inside of his quarters is in complete disarray, with additional signs of abandon and neglect. Hoping to find the missing man, accompanied by the captain, the narrator walks to the only other structure there, the lighthouse. There they find a man, Gruner, in charge of keeping the signal going, who refuses to answer any questions. Refusing the captain's offer of leaving the island, the narrator returns to his cabin and begins to put his new life in order. Things are fine that first day, but when the night comes, the narrator finds himself under attack from something not human, a group of beings who call the island home. Barricading himself within the cabin, he fights back with what little he has. Mercifully, the nights are very short, and when the daylight arrives, he realizes that his survival will depend on getting to the lighthouse and securing the cooperation of Gruner as well. This will be easier said than done, as Gruner has his owns reasons for remaining isolated. The rest of the novel details their survival not only against these odd creatures, but also against each other and themselves individually.

This is a very vague synopsis, but to say more would be to ruin it for anyone who might want to read this novel. If you carefully consider Nietzsche's statement about "he who fights with monsters," you've got the very essence of the novel. It seems at first to read as a sci-fi or speculative fiction novel (and reminded me a great deal of the work of HP Lovecraft) but it can also (and should be) read as an allegorical reflection on our fear and distrust of anything we perceive as Other. It's also an examination of the human capacity for brutality, as well as a look at the perils of self-imposed isolation that can change an ordinary human being into the worst sort of monster. The ending, although purposefully vague, shores up the idea that life is more or less cyclical, and leaves it to the reader to contemplate whether or not there is any hope for the future.

If ever there was a case for "don't judge a book by its first few pages," Cold Skin is it. I was scarcely into it when the first Antarctic nightfall came & the attacks began, and I thought "well, I'm done with this one," as I'm not really big on books with monsters unless they're the Lovecraftian sort that live tucked away on the fringes of other dimensions, threatening to make their presence known when the conditions are right. But I reread the back cover, noticed that the book had won some kind of literary award, and figured that they don't give out literary awards for simple monster stories, so there must be something I'm missing. And there was. Once I was determined to get back to the book, I couldn't put it down. While I won't call the writing brilliant (and this may be a translation issue, who knows?) , it was good enough to keep me reading, all the time wondering what was going to happen next.

Recommended, with caution -- while on one level it's a horror story, but not just because of the creatures who inhabit the sea, so people interested in Cold Skin for its sci-fi/horror aspects might be a bit disappointed in its philosophical bent. People who read mainly literary fiction might be turned off due to its focus on said creatures, but will probably get the most out of the novel.

one further note: A movie project is in the works, and if the filmmakers don't screw up the adaptation, it could be a good one.
Profile Image for Mariano Solores.
250 reviews26 followers
April 6, 2025
Valoración exacta: 10/10

Leí este libro por primera vez hace más de una década, y enseguida se convirtió en una de mis novelas contemporáneas favoritas. Actualmente lo incluí como lectura obligatoria para mis alumnos de 6to año de secundaria, lo que me sirve de excusa para releerlo cada año.
Primera aclaración: he visto que en muchas reseñas La piel fría aparece clasificado como libro de terror, y se lo compara con la obra de autores como Lovecraft. Craso error. Si bien el terror está presente, y la novela tiene momentos sumamente inquietantes, eso no es ni remotamente su rasgo más significativo. Es, ante todo, una alegoría sobre la naturaleza de las relaciones humanas. Si se insiste en buscar comparaciones, que sea con Golding y El señor de las moscas, que me parece una obra mucho más cercana en cuanto a estilo y temática.
Antes que escritor, Sánchez Piñol es antropólogo, y su novela nos muestra cómo, siempre que exista una sociedad humana (ya sea una nación entera o dos hombres conviviendo en una isla desierta), se producirán luchas por el poder y -dato no menor- aquellos que lo posean no querrán cederlo, ni siquiera compartirlo.
"Nunca estamos infinitamente lejos de aquellos a quienes odiamos. Por la misma razón,
pues, podríamos creer que nunca estaremos absolutamente cerca de aquellos a quienes
amamos.".
Con esa frase comienza la novela, y encierra una de las claves para interpretar lo que luego ocurrirá. También el segundo capítulo, donde se cuenta la historia previa del protagonista, funciona al mismo tiempo como anticipo y explicación de lo que luego ocurrirá en la isla.
Porque la historia transcurre en una isla, no lo dije. Un hombre (de quien nunca sabremos el nombre) llega a una isla prácticamente desierta para desempeñarse como oficial atmosférico. En ese escenario, con solo tres personajes principales y un sinnúmero de "extras", se repetirá una de las situaciones más habituales en la historia humana.
Además de los efectos adictivos del poder, el libro toca temas como la deshumanización del enemigo, la incomunicación, racismo, xenofobia, etc.
Un libro que vale la pena leer a cualquier edad, aunque seguramente lo entenderán y disfrutarán mucho más los lectores adultos que ya tengan unas cuantas lecturas encima.
Profile Image for Kutşın Sancaklı.
73 reviews20 followers
February 4, 2019
Piñol, insanın kendiyle, biteviye, sanki bir başkasıymış gibi karşılaşma serüvenini ustalıkla anlatmış; meditasyon gibi bir okuma sunmuş.. Edebiyattan daha ne isterim ki ^.^
Displaying 1 - 30 of 852 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.