ŷ

Jump to ratings and reviews
Rate this book

O Gün İçin Bir Şemsiye

Rate this book
O Gün İçin Bir Şemsiye'nin kırk altı yaşındaki anlatıcısı, bir "ayakkabıdenetçisi"dir. Satışa sunulacak yeni modelleri test etmek için Frankfurt sokaklarında henüz sadece kendisinin giyebildiği ayakkabılarla gezinir.Hayatta kendi yolunu bulamamıştır, ama yolda eski aşklarını, arkadaşlarını ve anılarını bulur. Bir "varış noktası" yoktur görünürde, ama heradımda insan ruhunun görünmez yerlerine biraz daha yaklaşır. Sadece sokaklarda değil, bilincin coğrafyasında da yürür ve sıradan görünen bir insanın ne denli sıradışı olabileceğini düşündürür. Varoluşsal sorgulamalar için alışılmadık ölçüde canlı üslubu ve keskin gözlem gücüyle eşyaya ve insanlara her baktığında hayatın bize unutturmaya çalıştığı bir gerçeği hatırlatır: Yine hayatın kendisini.

Hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanların, Wilhelm Genazino'yla derin ve keyifli bir yürüyüşe çıkacakları O Gün İçin Bir Şemsiye'yi Çağlar Tanyeri Almanca aslından çevirdi.

160 pages, Paperback

First published January 1, 2001

23 people are currently reading
917 people want to read

About the author

Wilhelm Genazino

46books118followers
Wilhelm Genazino was a German journalist and author.

In the 1960s, he studied German, philosophy and sociology at Johann Wolfgang Goethe University in Frankfurt am Main. He worked as a journalist until 1965. During this time, he worked, inter alia, for the satirical magazine Pardon and co-edited the magazine Lesezeichen. Since 1970 he has been working as a freelance author. In 1977 he achieved a breakthrough as a serious writer with his trilogy "Abschaffel". In 1990 he became a member of the Academy for Language and Poetry in Darmstadt. After living in Heidelberg for a long time, Genazino moved to Frankfurt in 2004. That same year he was awarded the Georg Büchner Prize, the most prestigious award for German literature.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
232 (22%)
4 stars
400 (38%)
3 stars
283 (27%)
2 stars
92 (8%)
1 star
24 (2%)
Displaying 1 - 30 of 99 reviews
Profile Image for Mevsim Yenice.
Author5 books1,223 followers
May 8, 2019
Nedense bu günlerde, odaklanamadığım için pek de iyi okuma yapamadığım şu günlerde hatta, durup durup kitaplıktan çekip sayfalarını karıştırdığım, rast gele önüme gelen cümlelerini okuyup kendimi daha da garip hissetmeme sebep olan güzel Genazino romanı.

Akışına bırakmanın kitabı gibi geliyor bana hep. Genazino'nun tarzı öyle geliyor daha doğrusu. İronik ama çarpıcı dili, basit şeylerden oluşan hayatlarımızı tokat gibi yüzüme vuruyor ne zaman okusam, "sen de," diyor "alelade birisin, abartmaya fazla da anlam yüklemeye gerek yok."

Kahramanımız orta yaşlarda, karısı tarafından terk edilmiş, bir ayakkabı fabrikasının pahalı ayakkabılarını Frankfurt sokaklarını arşınlayarak deneyip, onlar hakkında rapor yazan biri. Yürüyor, yol alması gerek ama başlangıç noktasına geri dönüyor, bizi de döndürüyor. Kitap boyunca aynı çemberin içinde yürüyüp ayakkabılar ayağımızı sıktı mı vurdu mu yoksa bize kaliteli bir yürüyüş keyfi yaşattı mı diye düşünecekken kendimizi şunu düşünürken buluveriyoruz, "bu dünyada bulunmak için onayımız alındı mı?" :)

Sokakta gördüğü şeylerin basit çağrışımlarıyla da basbayağı sorgulatıyor, felsefe yaptırıyor insana ayakkabı denetçimiz.

Çok güzel yerleri var romanın ama beni en etkileyen kısmı paylaşacağım: kitabın adının çıktığı noktayı yani:

"Hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanlar..."

Ne diyeyim, muazzam.

Genazino'nun artık yeni kitabı çevrilse de okusak...
Profile Image for Hakan.
790 reviews609 followers
July 23, 2020
Genazino’nun şimdiye kadar açık ara en sevdiğim kitabı bu oldu. Bir sürü yerini işaretledim. Yazarın sevdiği tema olan varoluş sıkıntılarını, yine bir orta yaşlı erkek karakter ekseninde öyle güzel anlatmış ki... Yer yer kendini gösteren Genazino’ya has mizah gücü de okuma keyfini arttırıyor. Çevremizdeki insanlara, yaşananlara, en önemlisi de kendimize tabii bu romanın anlatıcısı gibi saf bir dürüstlükle bakabilmek güzel olurdu diye aklınızdan geçirebilirsiniz. Keskin gözlem gücüne de gıpta edebilirsiniz. Tabii genel olarak pek özenilecek veya klasik anlamda sempatik bir karakter değil belki anlatıcımız. Özellikle başlarda bunu hissettiriyor, ama sonra kendini neredeyse sevdiriyor. En azından benim için öyle oldu. Çeviri (Çağlar Tanyeri) aslında fena değil. Özellikle sokak dili terimleri iyi çevrilmiş. Ama, romanda sıklıkla da kullanılan “icazet�, “lakin� gibi kelime seçimleri biraz yadırgatıcı.
Profile Image for Konserve Ruhlar.
293 reviews189 followers
January 15, 2018
Çatışmalı ve alaca renklerle bezenmiş bir iç dünyası var isimsiz karakterimizin. Eğitimli, entelektüel ama insan ilişkilerinde sorunlu biri. Üstelik kendi durumunun oldukça farkında. Hayata gelmiş olmasının kendi fikri sorulmadan gerçekleşmiş olmasına epey takmış durumda. Varoluşu ile ilgili müthiş kaygıları var. Çok kısa bir zaman önce uzun ve güvenli bir ilişkisi sonlanmış. Onu ne aklından çıkarabiliyor ne de evindeki yerini doldurabiliyor.

Çok düşünüyor. Düşüncelerinden kaçmak için kendini sokağa atıyor. Ama her seferinde geçmişin izleri onu buluyor. Eski günlerden kalma dostluklar bir anda karşısına çıkıyor ve bu durum, kendi tarihini yeniden deşmesine neden olurken bir yandan da şimdi onları tekrar hayatına sokma endişesini yaşatıyor.

Okurken sık sık Hızlandıkça Azalıyorum’daki Mathea’yı hatırladım. Mathea’da ölüm korkusu vardı. Bu romandaki isimsiz karakterimizde ise varoluş kaygısı var. Düşüncelerinin onu boğduğunu ve delilik sınırına yaklaştırdığını hissettiğinde çevresinde gerçekleşen önemsiz bir eyleme odaklanarak kendini kurtarıyor. O anlar öyle güzel anlatılmış ki, insan yazarın ustalığına hayran olmaktan alamıyor kendini. Mizah, felsefe ve sosyolojinin monologlarla aktırımı çok iyi. Uzun bir rüya gibi kitap. Hani bitmesini istemediğiniz rüyalarınız vardır. Onlar gibi.


Kitapla ilgili çok güzel bir inceleme yazısına rastladım nette. okumak isteyenler için adres:

Profile Image for Engin Türkgeldi.
Author5 books303 followers
November 3, 2014
Severek ve eğlenerek okuduğum bir kitap. Olayları veya kurgusuyla değil, ete kemiğe büründürdüğü ve kendini sevdiren ana kahramanıyla parlayan kitaplardan. Yazar, okurun kahramanı içselleştirmesini başarıyla gerçekleştirmiş. Bir süre sonra yolda yürürken kendinizi onun gibi düşünürken yakalıyorsunuz.

Bu kitap bana 'Hızlandıkça Azalıyorum'u hatırlattı. Her iki kitapta da yaşlarını almış, sosyal ilişkilerden kaçınan, kendilerini ve çevrelerini dikkatle gözlemleyen, zengin iç dünyaya sahip kahramanlar var. (İkisinin de Jaguar Kitap'tan çıkması bir seçim mi tesadüf mi bilemedim :) )
Profile Image for ü.
76 reviews
July 6, 2018
Şimdi böyle bir kitabı bitirdikten sonra nasıl hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirsin ki, bilmiyorum. Bu kadar içselleştireceğimi hiç düşünmemiştim. Bir yerinde diyor ki; �Hayatımın, hayatımın bir incelemesine dönüşmesinden hoşlanmıyorum.� eh, mümkünse dönüştürmeyin o halde.
Profile Image for A. Raca.
764 reviews167 followers
November 2, 2020
'Ayakkabı denetçisi' olan kahramanımızın çıktığı yürüyüşlerde düşündüklerini, karşılaştıklarını ve sorguladıklarını okuyoruz. Bir şekilde aklına gelen ve geçmişe dönük hikayelerini de dinliyoruz bir yandan. Bir içe dönüş kitabı. Bir yandan da arayışta, ama ne aradığı muamma.
Genazino hiç hayal kırıklığına uğratmıyor okurunu, yine çok güzel.
Profile Image for Neslihanim.
68 reviews36 followers
December 3, 2017
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk'u okurken yeni bir yazar keşfetmenin heyecanını yaşıyordum. Bu kitabı okurken ise artık favori yazarlarım arasına ekleyeceğim yeni bir isim bulduğuma emin oldum. Normalde bir kitabı elimden atmama neden olacak bazı cümleler, aforizmalar Genazino'nun yerinde kullanımlarıyla anlatımı nasıl da zenginleştirmiş.
Bu kitabı sevme nedenlerimden biri de bana sevdiğim birçok kitabı bir şekilde hatırlatması oldu. Mesela kitapta çayırlar ile ilgili bir bölüm var o bölüm, Perec'in Uyuyan Adam kitabında "bazen saatlerce bir ağaca bakarak öylece duruyorsun..." diye başlayan o muhteşem paragrafı anımsattı bana. (Genazino Perec'ten etkilenmiş midir acaba bu bölümü yazarken?)
Ya da ayakkabı denetçisi sokakları dolaşırken bambaşka şehirleri dolaşan flanörler düşüştü aklıma. Bir de elbette "Saatleri Ayarlama Enstitüsü".
Umarım en yakın zamanda başka kitapları da çevrilir Türkçe'ye.


Profile Image for Erkan.
285 reviews66 followers
March 6, 2021
Genazino yine bildiğimiz gibi. Yine bir sorunlu karakter, yine şimdiki zaman ve birinci tekil kullanılarak anlatılan bir roman, yine gündelik yaşamın en ince ayrıntıları, yine karakterimizin delilik sınırında gezinmeleri, mekana ve zamana ayak uydurma çabaları..
Profile Image for Tuna Turan.
396 reviews54 followers
September 30, 2020
Entellüktüel bir ayakkabı denetimcisinin, giydiği ayakkabıları test etmek için çıktığı yolculuklarda karşısına çıkan eski dostları ile birlikte hayatın özensizliği hakkında bazen komik bazen de ironik bir şekilde karşılaşmalarını anlatıyor kitap.
Yer yer kasvetli oluşu sizi biraz aşağıya çekebilir. Kitabın bir yerinde o kadar güzel bir cümle vardı ki sanki bütün kitabı özetler gibiydi.

*Ölüm döşeğinde yatan biri yaşamaya devam eden herkese kırgınlık duyar muhakkak.*

Bu kitap, kafa karıştırıcı düşünce dünyasında kendini yalnız hisseden herkese aslında çok güzel bir cevap veriyor: kesinlikle değilsin!
Profile Image for Arzu.
194 reviews35 followers
November 9, 2015
son zamanların en keyifli kitabı..
dünyada kendi icazeti olmaksızın bulunduğu duygusuyla yaşayan, isimsiz bi' ayakkabı denetçisiyle sokaklarda yürüyor; onun derin gözlemlerine kulak vermeden edemiyorsunuz..

çeviri başarılı, kapak yine çok güzel.. (jaguar kitap'ı sevdiğimi daha önce söylemiş miydim?

minik bi' uyarı; monologdan hoşlanmayanlar sevmeyebilir, aman dikkat ;))
Profile Image for Yasemin.
74 reviews3 followers
Read
July 27, 2021
Romanın ismiyle yakalandığım ve okumam boyunca yakamı bırakmayan “yaşamdan kaçma� hissi üzerine düşündüm. Kitaptan bol bol alıntı yaparak bir şeyler yazmak istedim.
“Ama hep böyle kaçak bir yaşam sürdüremezsin...
tutsağı olduğun kaçış iptilası dışında başka bir tutkun da olmalı.�
...”Ayakkabılar hakkında, adeta bedenimin bir uzvu hakkında konuşuyormuş gibi konuşmamm bir tesadüf değil herhalde. Benim gibi, hayata icazet vermeden yaşamak zorunda kalan birisi, kaçış sebepleri yüzünden vaktinin çoğunu yollarda geçiririr ve bu nedenle ayakkabılara büyük bir önem verir.�
Hep kaçıştan söz eden birinin yaşamı yağmursa damlalarından kaçmak için bir şemsiye olmayı seçmesi güzel bir çözüm gibi duruyor. Ama tek başına şemsiye yağmurun etkilerinden koruyamıyor. Karısının onu terk etmesiyle varoluşsuzluğuyla yapayalnız kalıyor. Yaşamı bir yekpare gibi anlayamadığından, başlangıçları anlasa da sürdüremediğinden, kafa karışıklıklarıyla kalamayıp delirmekten korktuğundan söylenirken bir nesne, bir diyalog, bir bakış ile içindekilere bir isim, şekil vermeye çalışmasını çok seviyorum Genazino karakterlerinin. Onun düşüncelerinde bir çalı, çakıl tanesi, evindeki toz topağı ya da kendine ait olmayan bir bavuldan birlikte yaşamına, çocukluğuna yol almaktan hüzünlü düşünceli bir keyif yaşıyorum.

“İnsan ne zaman ki artık ötekinden kaçmak istemiyor, o zaman seviyor demektir, oysa biliyor ki olmayacak taleplerle çıkacak karşısına öteki.
İnsan diyorum ne zaman ki bu sevgi sayesinde sevgi hakkındaki bütün tüm eski görüşlerinin gereksiz hale geldiğini fark ediyor, o zaman seviyor.�

“Varoluşsuzluğum geriliyor,... hayatımı dikizlemeye hevesim yok artık. Dış dünyanın içimdeki metinlere uymasını beklemiyorum artık! Kendi hayatımın kaçak yolcusu olmaya son veriyorum!
Bu cümleleri sarf etmek zorunda kalmadığım için bahtiyarım.�

“Bütün herkes dünyaya ait olma duygusunun icadı için çalışıyor.�

Diğer romanı yaşamımızla ilgili seçme şansımızın olduğuna dair bir umut kırıntısıyla sona ermişti. Bu roman ise dünyayla olan yabancılık hisleriyle tanışıklığı arasında salınırken hayalindeki enstitüsüne de gazetedeki şatafatlı yazıların yazarı olmaya da icazet vermiş gibi hissettiği bir uzlaşma noktasında bitti.
Bu roman bittiğinde kendimi neden diğerine kıyasla rahata ermiş hissettiğimi düşündüm. Bu dünyaya ait hissetmek, yerleşmek, uyumlanmak mı rahat hissettirdi, bu bir yenilgi değil mi?
Sonra rahatlama anını tekrar düşündüm.
Karakterin gazetedeki sevmediği ama mecbur hissettiği yeni işine gitmeden bir önceki geceki meleğini ziyarete gittiği anı hatırladım. Bir çocuğun evinin balkonuna yani bir evin dış dünyaya açılan konumuna battaniyelerle inşa ettiği mağarasını tekrar görmeye gitmesi ve -annesinin mağarayı hassasiyetle korumasıyla- mağaranın balkondaki varlığının sürekliliğiydi beni rahatlatan. Balkon ancak böyle mümkün olabilirdi, hatta belki sokaklar da...Hayallerinin enstitüsünü de kaçışlarının yaşamla uzlaşısının nesnesi olan sarı ayakkabıları da hiç istemese de kabul ettiği gazetedeki şatafatlı yazı yazma işi de hepsi bir arada olabilirdi, bu mağara da meleksi bir teyitti.
Yaşamda kimi kaçak yolcu kimi biletli/icazetli yolculuk sürecek, sanırım bu salınımla hayatta kalabiliyoruz.
Profile Image for Ferda Nihat Koksoy.
495 reviews24 followers
November 17, 2020
Gezerken etkin gözlemin gücünün, görülendeki ayrıntıyı ve ayrıntının hayatın içindeki ruhunu yakalamanın ve kendi tarihi ve karakteriyle samimi, sade ve sakin bir üslupla hesaplaşmanın romanını yazmış Genazino.

***

"...herhangi bir şey düşünmeden sokaklarda dolanmak mümkün değil. Şu anda da, insanlar aniden yine fakirleşse ne güzel olurdu diye düşünüyorum. Ve de hepsi birden ve hepsi aynı anda... Onları güneş gözlükleri olmadan görebilseydim ne güzel olurdu, çantaları, kaskları, yarış bisikletleri, cins köpekleri, patenleri, fosforlu saatleri olmadan. Yıllar önce olduğu gibi gövdelerinde birkaç paçavradan başka hiçbir şey olmasın, en azından yarım saat boyunca."

"Çocukluğum hakkında konuşmak istemiyorum artık; onu neden hatırlamak istemediğimi açıklamak zorunda kalmaktan, çocukluğumdan söz etmeyi kesmeleri için başkalarından ricacı olmaktan, bir anlatıya dönüşmesinden hoşlanmıyorum; çocukluğumu, gözlerimin arkasında ısrarla bekleyen, somurtkan, çetrefil, ısırgan bir şey olarak saklamak istiyorum."


(Kaldırımdaki yaprakları süpürenleri gözlerken)
"Birkaç yaprak görmeye bile tahammülleri yok!
...hiç çocuk olmadılar mı, çalım atarak önlerinde birkaç yaprak sürüklemekten hiç zevk almadılar mı, onlardan çıkan ses ve ayakkabıların ucunda havalanan yaprakların görüntüsü kızgın annelerine veya korkunç öğretmenlerine veya kendi zavallı ruhlarının fısıltısına katlanmakta onlara hiç yardımcı olmadı mı?"

..."hayatlarının uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanlar"..

***

-sevginin sıkıcılığı
-macera proletaryası
-bir keşişin dokunulmazlığı
-karşındakini felç etmeyi sevenler
-gizleyerek kendini iyi hissedenler
-yakınmayı ve uyarmayı sevenler
-öfke ve acıdan nasırlaşmış suratlar
Profile Image for kübra terzi.
247 reviews20 followers
July 30, 2024
Genazino'nun yine benzersiz yarattığı 40lı yaşlarında mesleği ayakkabı denetçisi olan isimsiz anlatıcının koluna girmiş onunla sokak sokak yürüdüğümü hissediyorum. Bir varış noktamız yok görünürde. Ama her adımda çocukluğuna değinmekten uzaklaşıyor, bilincin doğrultusunda varoluşun canlı sorgulamalarına, yolda rastladığımız nesneler ve tanıdığı tanımadığı insanlar üzerine kararlı tespitlerine bir adım daha yaklaşıyoruz. Yol bitiyor; biz ayrılıyoruz. Ben kendi hayatıma -O kendisinkine -kaldığımız yerden devam ediyoruz. Sonuç mu? "Hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanlar". İşte öyle bir kitap.
Profile Image for Bogdan.
107 reviews61 followers
March 7, 2025
Wann immer ich meine nackten Füße ansehe, sind sie ungefähr fünfzehn Jahre älter als ich.


Die schön geschriebene Geschichte eines milden Mannes mittleren Alters � aber doch viel jünger als seine eigenen Füße �, der viel auf der Straße spaziert. Er scheint sogar in seiner eigenen Wohnung nur umherzuwandern. Er nimmt unzählige kleine Eindrücke von den gewöhnlichen anderen Spaziergängern, von seinen Mitmenschen und von scheinbar gar nicht außergewöhnlichen Situationen auf, wird immer wieder neugierig auf winzige Ereignisse und Zwischenfälle. Ja, er bewegt sich kaum körperlich zwischen seinen stockenden Einfällen und seinem aufhaltenden Nachdenken, schleppt sich nur noch herum, überfüllt von all den dünnen Strömen seines Innenlebens �

Zum zweiten Mal verlasse ich an diesem Tag die Wohnung, weil ich den Narrheiten meines Kopfes anders nicht entkommen kann. Aber du kannst nicht immer ein Ablenkungsleben führen, sage ich halblaut zu mir selber. Es muß für dich auch noch eine andere Leidenschaft geben als immer nur die Verschwindsucht.


Wie ich in der Besprechung zu Das Glück in glückfernen Zeiten erwähnte: Das Einzige, das ich an Genazino nicht mag, ist, dass der Erzähler nie wirklich verrückt wird.

Die Angst vor der Verrücktheit ist in diesen Augenblicken so stark, daß ich fürchte, nur aus der Angst könnte ihr Anfang hervorgehen.


Das ist jedoch keine objektive Kritik. Meinem Temperament nach riskiert der Erzähler zu wenig (auch sich selbst), er verwirrt sich im Grunde nicht und geht zu harmlos mit sich selbst und den anderen um:

Dabei ist es schon halbwegs angenehm, meinen eigenen Beschimpfungen zu lauschen. Denn das süße Gift, das in ihnen steckt, macht mich gleichzeitig zum Gegenteil eines Beschimpften. Es ist die ebenfalls in ihnen steckende Übertriebenheit, die mich gleichzeitig wieder freispricht. Ich sage du alter Hottentotte nein Hosentrottel nein Trottelhose zu mir und muß über die Zärtlichkeit meiner Selbstverhöhnung schon wieder lachen. In gewisser Weise macht mich dieser frühe Nachmittag unangreifbar. Ich fühle die Zerbröckelung beziehungsweise Verflusung in mir, amüsiere mich gleichzeitig über sie und kann mir nicht recht böse sein.


Weil die Hauptperson meinem Geschmack nach allzu inoffensiv, fast kindlich war und manche ihrer Betrachtungen nur lächerlich oder kläglich kitschig, sentimental waren (oder mir so erschienen), konnte ich dieses Buch nicht höher bewerten. Wie ich schon gesagt habe, verstehe ich allerdings, dass andere Leser, die ein anderes Temperament und einen anderen Geschmack haben, dieses sehr schön geschriebene, übermeditative Buch � das gewissermaßen einen altmodischen Klang und ein gemächliches Tempo hat � sehr genießen und es für sie sogar ein gutes Erlebnis sein kann.

7/10
Profile Image for Mustafa Şahin.
452 reviews107 followers
April 17, 2016
Sakin ve kendi kafasının içinde kendi sorularıyla uğraşan bir adamla dolaştım bu kitabı okurken. Bir haftalık ara vermem gerekti okurken, döndüğümde adam onu bıraktığım köprüde beni bekliyordu. Başa sona ihtiyaç duymayan tespit ve düşüncelerimizle bir müddet daha yürüdük. Şimdi o kendi dünyasında ben de kendi dünyamda yaşamlarımıza devam ediyoruz.

İşte böyle bir kitaptı, iyi ki okumuşum.
Profile Image for Ayten Çelebi.
18 reviews5 followers
July 5, 2024
Genazino okurken dünyanın en hüzünlü şeyini okuyormuş hissine kapılıyorum. Bittiğinde öyle bakakalıyorum kitaba...
Profile Image for Reinhold.
1 review
March 9, 2009
the title in German, "An umbrella for this day" quotes a sentence of the book which goes about as follows (my tanslation) "... many people regard their lives as one long rainy day - and their body as an umbrella for this day."
Beside bonmots like this it is most of all the mood, the inner atmosphere of the protagonist who reports his observations while roaming the city Frankfurt, that pleases me. Because of perfect fit to my own, on certain days - when there are no plans and time enough just to watch and be. Without this fit the book might bore. Yet one can learn about high quality men's shoes, if of interest...
Profile Image for DilekO.
118 reviews13 followers
December 27, 2020
“Hayatımı dikizlemeye hevesim yok artık� cümlesi geçiyor kitapta. Bende ise tam tersi, bu arzuyu uyandırıyor tüm Genazino kitapları. Başlarda “Mutsuzluk zamanlarında mutluluk� kitabının kahramanına fazla benzediğini düşündüm sevgili ayakkabı denetçimizin, bir yerden sonra aldırmadım buna . Bu kitap da yine aldı götürdü, farklı sorgulamaların içine çekti beni. Düşünsel sorgulamaların yanı sıra geçmişe yolculuğa da çıkardı, bir ara anneme telefon etmiş “eski apartmanımızda binanın önüne yığılan kömürler bodruma camlardan mı atılıyordu , tam neredeydi o camlar ? � diye sorarken buldum kendimi.

Özetle ; � O Gün İçin Bir Şemsiye� güzel bir kitap, okuması hoş bir yolculuk. Tavsiye ederim.
Profile Image for Noah.
521 reviews66 followers
September 6, 2023
Warum sind die Romane von Wilhelm Genanzino bei der türkischsprachigen ŷ Communkty so beliebt? Keine Ahnung.

"Ein Regenschirm für diesen Tag" ist ein typischer Genanzino im besten Sinne, unterhaltsam, feinfühlig, nachdenklich, immer an der Grenze zum Langweiligen, ohne diese zu überschreiten.
Profile Image for Hulyacln.
981 reviews545 followers
May 6, 2017
"Hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden,bedenlerinin de o gün için bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanlar" için bir enstitü kurma hayali,ayakkabı denetçiliği gereği arşınlanan yollar ve karşılaşılan tanıdık simalar..
Profile Image for ü .
385 reviews3 followers
February 28, 2021
144 sayfalık kitabı neredeyse bir aydır okuyor olduğum gerçeğini bir kenara bırakmak istiyorum. Çünkü bütün bu günler, haftalarca bekleyip kendi kendime "Kitap okumalıyım!" deyip de asla okumuyor oluşumun da tek suçlusu benim. Kitap okumak ya da yararlı başka şeyler yapmak yerine uyumayı ya da boş boş bilgisayar ekranına bakmayı ben tercih ettim. Sonuç olarak düne kadar (27 günlük bir süreç) sadece 42 sayfa okuyup (bunun da ilk 29 sayfasını zaten ilk gün okuduğum göz önüne getirilince 26 günde 13 sayfa okumuş oluyorum) kalan 86 sayfayı dün tek oturuşta okuyup az önce de son 16 sayfayı okuyup bitirdim. Bundan önceki süründüğüm 27 günün suçlusunun da ben olduğuma işaret ediyor bu.
Okuduğum ikinci Jaguar yayınları kitabı ve ikisine de beş verdim. Benden önce bu kitapları okumuş ya da benden sonra okuyacak olan (ve kitapların asıl sahibi olan) babam büyük ihtimalle beş vermemi abartı bulacaktır ama her iki kitaba karşı olan hislerim de fazlasıyla yoğun. Ayrıca O Gün İçin Bir Şemsiye özelinde konuşmadan önce şunu da demek istiyorum: 2021 yılının ilk gününden bu yana her kitap okumaya oturuşumda elime bir kalem aldığımdan mı emin değilim ama sürekli neredeyse kitaptaki her sayfada bir yerlerin altını çiziyorum. Elime kalem aldığımdan illa altını çizmem gerektiğini düşünüyor olabilirim ama kitap beni gerçekten etkiliyor da olabilir ama O Gün İçin Bir Şemsiye'de de yine Kağıt Ev'de olduğu gibi hiç utanmadan neredeyse bütün kitabın altını çizdim. Ben yine de bunları kaleme değil kitapların beni çok etkilemiş olmasına yoracağım.
Kitaptan bahsetmeden geçen kitaptan bahsetme kısmımı geçtiğime göre kitaptan bahsettiğim birkaç cümlelik kısma geçebilirim.
O Gün İçin Bir Şemsiye benim günlüklerimi okuyormuşum gibi hissetmeme sebep olan sanırım yegane kitaptı. Daha önce de "Ah! Günlük okuyormuşum gibi!" demiştim ama ilk defa bu kadar derinden yaşadım bu durumu. Çünkü günlük okuyormuşum gibi durumu "Evet benim günlüğümde de böyle şeylerden söz ediliyor." durumuna döndü ve bundan çok keyif aldım. Bütün bir beş puanı da bunun için verdim. Zaten herhangi bir kitaba beş puan verdiysem bunun sebebi %99 kitabı okurken herhangi bir karakterin herhangi bir davranışını kendime benzetmemdir. Kalan %1'de büyük ihtimalle kendimle alakalı bir düşüncemin kitapta olması olabilir. Gayet bencil bir şekilde 5 puanı sadece kendimi veya kendime ilişkilendirebildiğim şeyleri gördüğüm kitaplara veriyorum. Çünkü beni en çok etkileyenler bunlar oluyor. Bu yazıyı okuyan birilerinin olmadığını iddia ediyorum ama varsa ve gerçekten üşenmeyen insanlarsa okuduğum kitaplar kısmına girip bunu kontrol edebilir. En azından beş puan verdiğim bir iki kitaba yorum yazmışımdır ve ne kadar kendimi bulduğumla ilgili bir şeyler vardır. (Yine kitap hakkında konuşmaktan tamamen uzaklaştım.)
Sonuç olarak O gün İçin Bir Şemsiye tamamen benim suçum olan ilk 27 günü bir kenara attığımızda fazlasıyla sürükleyici, ilginç ve ŷ'e okuduğumu söylediğim 309 kitap (eminim okuduğum ama buraya aktarmayı unuttuğum pek çok kitap da vardır) içinde kendimle en çok bağ kurduğum kitap oldu ve bu durum beni çok etkiledi.
Ayrıca kitabın adını ve kitaba adını veren cümleyi çok sevdim. Orijinal adının da bu olduğuna Google Çeviriden yararlanarak emin oldum. Bu kitaba daha iyi bir isim verilemezdi büyük ihtimalle. Ben büyük ihtimalle "Yağmurlu Bir Gün" koyardım kitabın adını. Yazar daha etkileyici bir isim koymuş o yüzden beşten daha yüksek puan verebilsem verirdim kategorisine de giriyor.
Profile Image for Yazkizim.
77 reviews
April 6, 2022
Genazino’nun dilini, varoluşsal sorularını seviyorum ama bu kitapta bir şeyler eksik kaldı benim için. Belki okuma zamanlamamla alakalıdır. Çeviri konusunda da kafamda bazı soru işaretleri belirdiğini söylemem lazım maalesef.
Profile Image for Hens Books.
121 reviews19 followers
December 1, 2024
Ich mach’s kurz:
weird, unsympathisch, langweilig, anstrengend.
Dem Büchlein konnte ich echt nichts abgewinnen.
Profile Image for ö.
433 reviews41 followers
August 10, 2015
None of the protagonists is able to take on the challenge of life. It starts with the first-person narrator who observes life from an outsider perspective, passively. He considers his life as not 'approved'. Other persons suffer similar fates. They are bored by life, annoyed by other people and their average lives, looking for a meaning or hiding away in the security of aimless jobs.

The failure of the narrator's antagonist, a mediocre photographer, is instrumental in finally mastering his own fate. A woman he knows from childhood does the rest in 'getting an approval for life'. Thus, this is a story of getting a grip on life.

According to Wikipedia, Genazino's works all share the same few typical characteristics: a resignated average middle-aged man, the man has one or several sexual relationships to women but no family ties, women are described in depth and rather sympathetically while other men are treated superficially, almost no plot, more an accumulation of educated thoughts, books end on a positive note. All of this can be found in 'Ein Regenschirm'.

I liked the book. It's quick to read, many small fascinating observations, things to think about, a few self-recognitions. But there are negatives as well. This book is supposed to take place in Frankfurt but it's really not. It could have been any larger city in Germany. The narrator is supposed to be 46, his affairs a bit younger. This is inconsistent with the way they act, think and are described which puts them close to the author's age of 58 years at the time of writing. This discrepancy bugs me. It actually puts them into the generation of my parents and makes it a book for aging erotomaniacs. To be taken up again in retirement. For now, 3*.
Profile Image for Bettina Lippenberger.
Author15 books13 followers
June 9, 2016
Meine Inhaltsangabe:
Ein Mann denkt über die Absurditäten des Lebens nach. Gebeutelt vom Verlassen werden seiner Lebenspartnerin Lisa, trifft er immer wieder auf Dinge die ihm bedeutsames Denken abfordern. Obwohl er manchmal gern einfach seine Jacke in einen Busch, Geröll oder in die Fluten werfen würde. Nur um zu beobachten wie sich seine Jacke verhält und wie sie sich verändert. Das Leben ist verrückt und irgendwann wird aus dem vor sich hin leben und den Nachdenklichkeiten einfach ein Leben mit einer Arbeit und einer neuen Frau. Dazwischen liegen viele gedachte Gedanken und die Frage wie wäre es wenn�

Meine Meinung:
Nicht einfach war es sich diesem Buch zu nähern. Erst beim zweiten Anlauf hatte ich meinen Kopf soweit geleert, um mich diesen Gedankengängen zu öffnen. Bald stellte ich fest das auch solche Gedanken durch meine Gehirnwindungen ziehen. Manche Absonderlichkeit habe ich auch schon gedacht. Doch Wilhelm Genazino treibt es auf eine Höhe, die mir nicht zu eigen ist. Man muss den Worten folgen können, sich darauf einlassen. Die vielen Damen die in sein Blickfeld geraten und daraus wieder entschwinden lassen sich gut einordnen. Nur Lisa und Susanne tauchen immer wieder auf. Die zwei die sein Leben bestimmt haben (Lisa) und bald bestimmen werden (Susanne). Es ist ein Buch das manche an einem Nachmittag lesen, ich jedoch benötigte doch einige Zeit, weil ich den Sinn des Buches verstehen wollte.

Mein Fazit:
Absonderlichkeiten, Gedankengänge und Verrücktheiten!
Profile Image for Natali.
543 reviews373 followers
February 17, 2010
I picked up this book to learn about Frankfurt, or at least the spirit of the city. That isn't what this book is about. It is about a character who is constantly trying to escape his own dizzying intellect. While there are some clever passages, I just don't feel like this is an original premise or even an original way to approach it. We are all trying to escape our own dizzying intellect in some way. Also, writing about the mundane in interesting prose does not necessarily make the subject matter less mundane.
Profile Image for meryem.
92 reviews5 followers
April 28, 2021
Bütün gençliğim, nerede ve nasıl olursa olsun kendimi kurtarmak zorunda olduğum izlenimiyle geçti. Düşünebiliyor musun, ancak şu son yıllarda uzaklaştı bu duygu benden. Kurtulmayı başarmış olmamla ilgili kafam karışık biraz. Büsbütün münzevi yaşıyorum. Kendimi kurtardığım için gürültüden hoşlanmıyorum. Sürekli ağzını dolduran insanlardan korktuğum için kültürden de hoşlanmıyorum. Sükûnete ihtiyacım var, onu da burada buldum.
Profile Image for okurgezer.
54 reviews2 followers
February 25, 2024
Wilhelm Genazino ve sessizce bir köşede durup olup biteni izleyen karakterleri demek istiyorum öncelikle. Bu kitaptaki karakteri ile Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk’taki karakteri arasında çok ciddi benzerlikler var bana göre (ikisinin de orta yaşlı erkek karakterler olması bunu normalleştiriyor sanırım).

Bu kitapta Genazino, yarattığı bu orta yaşlı erkek karakterin hayatındaki kadınla ilişkisini sonlandırması ardından bu süreçle ve hayatın ta kendisiyle nasıl başa çıkmaya çalıştığını anlatıyor. Karakter hayatla pek barışamayan ve sürekli bu hayatı yaşamak için kendisinden icazet alınmamış olmasından (bunu ben de sık sık düşünürüm, bize kimsenin sormamış olması çok saçma gelir bana da!) yakınan, bunu tuhaf bulan biri. Yine Bay Soares vari bir karakter gibi geliyor bana. Neyse, bu beyefendi sürekli kendisine geçmişinden bir şeyler hatırlatan insanlarla karşılaşıp duruyor ve bu süreçte zihninden geçenleri, olanları nasıl gözlemlediğini ve yorumladığını aktarıyor. Bunu yaparken de bana şunu düşündürüyor: hayatın sıradanlığıyla, geçmişin yaralarıyla, anlam arayışıyla kimse baş edemiyor. Kimse. Eden varsa da bunları hiçbir zaman düşünmüyor, yok sayıyor. Dolayısıyla baş etmiş sayılmaz, sadece tüm kiri bir halının altına süpürmüş olur.

Bu arada bu Alman yazarların gözlem yeteneği nedir böyle ya, valla bravo.

“Genel bir perişanlık var. Her canlının kendi ezikliklerini itiraf edecekleri günü bekliyorum.�

“Mutluluğumun kimsenin beni eleştirmemesine bağlı olduğunu kavrıyorum.�

“Sonunda ben de bir şey istemez hale geldim işte ve artık sürekli azarlanan dünyaya bakıyorum.�
Profile Image for elif kalafat.
273 reviews326 followers
May 14, 2020
Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk kitabını okuduktan sonra çok büyülenmiş, o kitabı en sevdiğim kitaplar arasına eklemiştim. Yazarı daha çok araştırıp bu kitabını da aldım. İlki kadar büyülenmesem de yine çok değerli bir kitap olduğunu düşünüyorum. Çeviri konusunda şüpheliyim, Almanca bilmeden ne kadar yorumlanabilir bu durum bilmiyorum fakat Ayrıntı Yayınları'ndaki dile bu da çok yakındı fakat Ayrıntı'daki kelime kullanımları, cümle yapıları çok özeldi, hangisi gerçeğe daha yakın insan bilemiyor tabi, insanın Almanca öğrenesi geliyor Genazino için. :')

İcazet için söyledikleri çok önemliydi, insanın anlam arayışı tam da bu icazetsizliğini anlamlandırma çabasıdır aslında. “Dünyada kendi icazetim olmaksızın bulunduğum duygusuna. Tam olarak söylemem gerekirse birinin bana burada olmayı gerçekten isteyip istemediğimi sormasını bekliyorum hala. Bu icazeti bana verecek kişinin bizzat ben olması ne güzel olurdu, mesela bugün öğleden sonra.�

Çevre ve kişisel gözlemleri kelimenin tam anlamıyla "sağlam", çok güzel dile geliyor. Üçüncü kitabını sepetime ekledim. Uzun uzadıya açıklamayı beceremiyorum ben, fakat meraklısına, çok güzel bir inceleme bırakıyorum:
Displaying 1 - 30 of 99 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.