What do you think?
Rate this book
Since time began, there have been Nightwalkers�-the races of the night who live in the shadows of the moonlight. Love with humans is absolutely forbidden, and Jacob the Enforcer makes certain to uphold this ancient law...but when he meets Isabella, everything he has ever believed is inflamed by the heat of desire.
Since time began, there have been Nightwalkers�-the races of the night who live in the shadows of the moonlight. Love with humans is absolutely forbidden, and one man makes certain to uphold this ancient law: Jacob, the Enforcer.
For 700 years, he has resisted temptation. But not tonight...
Jacob knows the excuses his people give when the madness overtakes them and they fall prey to their lust for humans. He's heard every one and still brought the trespassers to justice. Immune to forbidden desires, uncontrollable hungers, or the curse of the moon, his control is total...until the moment he sees Isabella on a shadowy New York City street. Saving her life wasn't in his plans. Nor were the overwhelming feelings she arouses in him. But the moment he holds her in his arms and feels the soft explosion of her body against his, everything changes. Their attraction is undeniable, volatile, and completely against the law. Suddenly everything Jacob has ever believed is inflamed by the heat of desire. Bring on the night.
MP3 Book
First published December 1, 2006
"Jacob," dedi usulca Isabella, "nasıl bundan emin olmayayım? Sen benim kaderimsin. Bana bunu bir kehanetin filan söylemesine gerek yok." Uzanıp parmaklarını hafifçe yüzünün çevresinde ve üstünde gezdirdi. "Ruhumun yeri senin yanın. Kalbinin yeri benim yanım. Varlığımın her parçasında hissediyorum bunu. Gecenin en ürkütücü saatinde Bronx'taki karanlık sokaktan geçen aptalı ilk gördüğüm anda hissetmiştim."
"Hımm. Ben de seni seviyorum," diye mırıldandı. Dudaklarına bakıp gülümseyerek onu kızdıramayacak denli nefessiz kalana kadar öptü. Vücuduna yerleşip müthiş kolay bir biçimde ona uyum sağladı. Bu kadın onun için yaratılmıştı, onunla ne zaman temasa geçse bunu anlıyordu. "Bu hayatta pek çok önemli şey gördüm ve deneyimledim," diye fısıldadı, sesi duygularının yoğunluğundan hırıltılı çıkıyordu, "ama seninle tanışana kadar seni sevdiğim gibi bir kadını sevmek nedir bilmiyordum. Benimle yaşamanın kolay olacağına söz veremem. İkimizin de geleceğinde belirsiz olan çok nokta var."
"Biliyorum, Jacob. Bunun peri masalı olmadığının farkındayım. Sonsuza kadar mutlu yaşama olayı her ne kadar çekici bir fikir olsa da benim için fazla baskı demek. Tartışmaya devam edeceğiz, ben yine söylediklerimde direteceğim, seni tam anlamıyla delirteceğim. Ama seni yapabildiğim kadar severek bunu telafi edeceğim."
"Kendime karşı böyle katı olmaya ve seni düzenli olarak sinirlendirmeye devam edeceğim şüphesiz. Seni çok yüksek ihtimalle sıklıkla perişan edeceğim çünkü aşk ilişkisi nasıl yaşanır pek tecrübeli olduğum söylenemez. O kadar uzun zamandır yalnızdım ki, minik çiçeğim, korkarım bu sık sık tökezlememe neden olacak. Ama sana bunu telafi edeceğim, Isabella. Çünkü seni yapabileceğimden de fazla seviyorum." Jacob başparmağıyla Isabella'nın gözünden akan damlayı silerken hafifçe gülümsedi. "Seni ağlatmak istemedim, Bella."
"Elimde değil. Kalbim..." Avcunu sert bir şekilde kalbinin üzerine koydu. "Kalbim patlayacakmış gibi hissediyorum."
"Ne kadar garip, minik çiçeğim. Seninle tanıştığımdan beri kalbim senin sevgini sığdırabilmek için gitgide büyüdü."
"Her mouth was warm and lush, like a Brazilian jungle"