ŷ

Özgün Onat's Reviews > Empedokles’in Dostları

Empedokles’in Dostları by Amin Maalouf
Rate this book
Clear rating

by
95727168
's review

it was amazing

20 seneyi aşan hayranlık ve külliyatını tamamlama çabasını nihayet tamamladım derken (sevincimi kursağımda bırakarak) yazımın yayınlandığı gün raflarda yerini alan kitap: “Empedokles’in Dostları.
Böylece külliyat yarışında Amin Maalouf 1 � 0 öne geçti ( her ne kadar kendisinin bu yarıştan haberi olmasa da). Ama bizimde karşı atağımız oldu can dostum 8 Mart kadınlar Günü vesilesiyle kitabı hediye etti. Ben de hemen okuyarak durumu 1 � 1 berabere yaptım. Bakalım Maalouf bu eserinde bizlere ne anlatıyor.
Arka kapağı okumaya başlayınca harika bir cümle ile karşılaştım: “İnsanlığın hayatını kolaylaştıran teknolojik gelişmeler artık insanlığın sonunu getirmiştir.� Karamsar gibi gözükmekle birlikte aynı fikirdeyim ama bunları yazsam iş yorumdan çıkar başlı başına kitap olur.
“Ama bu gece nezaketin veya kibarlığın anlamı ne? Tüm dünyada her şeyi kurtlu cesetlere dönüştürecek ölüm eşikte dururken ruh inceliğinin ne değeri var?� diyor. Tam benlik bir tartışma cümlesi. Gerçekten son dakikaya kadar ince ruhlu olmanın değeri var mı? Anketlerde, röportajlarda sorarlardı: “Yarın öleceğinizi bilseniz ne yapmak isterdiniz?� İkisini bağdaştırınca gerçekten son yakınken ölüm kapıya gelmişken ne hissederiz, nasıl davranırız? ( ister bireysel ister toplumsal makro� mikro fark etmez) İyiliğimizden, kibarlığımızdan, ince ruhumuzdan (yaptıklarımızdan) gurur mu duyarız? Yoksa yapamadıklarımıza ( kabalık, gerekli cevabı verme, kavgayı kazanma, hakaret ederek içimizi boşaltma) hayıflanır mıydık?
“Kütüphanenin raflarından birinde elektronik bir tablet vardı. Kitaplara yaslanmış halde duruyordu. Kimse tarafından fark edilmemişti. Zaten günümüzde ekranlar kimin dikkatini çekiyor ki? Her yerde hazır ve nazırlar, manzaranın bir parçası oldular.� Maalesef durumumuz budur.
Manzaranın bir parçası olmaktan öte öyle kişiler var ki ekranlar vücutlarının bir parçası olmuş. Ellerinden düşmüyor, gözlerini ekrandan alamıyorlar. Aynı masada beraber oturdukları arkadaşlarıyla bile ekrandan mesajla konuşuyorlar. Bu aletler parmak uçlarına yapışmış, ellerinin uzantısı olmuş gibi. Bu cihazlar bu kadar yayılmadan önce yani 20 -25 yıl öncesi insanlar ne yapıyorlardı?
“Bizimkilerin Yunan isimleri alması boşuna değil. Bu uygarlığı sahipleniyoruz ve özellikle de bazı tarihçilerin ‘Atina Mucizesi� adını verdikleri olguya, insan zihninin birçok alanda birden serpilip
geliştiği, tiyatronun, felsefenin, tıbbın, tarihin, heykelin, mimarinin ve bu arada demokrasinin bir anlamda ‘icat edildiği� o görkemli döneme büyük saygı duyuyoruz. Bütün bunlar çeyrek asır içinde ve az sayıda insan tarafından gerçekleştirilmişti. Ne önceki ne de sonraki asırlarda eşine benzerine rastlanmayan yaratıcı bir bereket hiç öngörülmedik bir şekilde ortaya çıktı ve yine aniden silinip gitti. Dünyanın benzer bir Rönesans yaşaması için aradan iki bin yıl geçmesi gerekti.� Biraz uzun oldu ama
konunun anlaşılması için gerekliydi. Uzun süredir benimde aklımda olan bir soruydu. Ben Yunan ve Roma İmparatorluklarına pek dikkat etmemiştim ama benim listeme eklenebilirler. Mümkün oldukça
haklarında okuduğum, dünü ve bugününü araştırmaya çalıştığım medeniyetler var. Başta Mısır� Şanlı tarihleri, Piramitlerin inşası (ki bugün bile çözülebilmiş değil), güneş saati, papirüs gibi icatları İskenderiye Kütüphanesi gibi değerleriyle medeniyete yön veren topluma ne oldu? Bugün üçüncü dünya ülkesi oldular. Aynı şekilde İnkalar, Mayalar gibi uygarlıklara ne oldu da bulundukları bölge bugün geri kalmış toplumlara dönüştü.
“Romanından söz edildiği anda aşırı rahatsız olduğunu daha önce de fark etmiştim. Kabul görmüş tek bir eser yazabilen, ömürleri boyunca onu aşmaya, geçmeye çalışan, bunu başaramayan ve sonunda o tek kitaptan hapsolduğu zindanın duvarıymışçasına nefret eden yazarlardandı.� Ne
yapalım Bay Maalouf? Her yazar sizin kadar şanslı (yetenekli) değil. Her yazarın kitapları 40 dile çevrilip, çok satanlar / okunanlar listelerine giremiyor. (bu yazar yeteneksiz demek değil ülkeye göre sebepler değişiyor başka bir tartışma konusu) Şaka bir tarafa Maalouf, o duyguları yaşamış gibi bu durumdaki yazarın ruhsal halini çok gerçekçi anlatmış.
“Dünya bizim olmaktan çıkmışsa yüz elli yıl daha fazla yaşamak ne işe yarar?� Bu cümle üzerine ne söylenebilir? Söz söyleyebilmek için üzerinde düşünülmesi gereken bir cümle. İlk olarak aslında dünya sadece bizim değil. Birçok varlıkla paylaşıyoruz. Yani adına doğa dediğimiz sistemin bir parçasıyız. Ama insanoğlu olarak gezegeni öyle bir sahiplenmişiz ki birçok bitki ve hayvan neslinin tükenmesine sebep olduk, hala tüketmeye devam ediyoruz. Biz onların dünyasını ele geçirmiş, soylarını kurutmuşken başkaları da neden bizim dünyamıza sahip olup bizi yok etmesin? Bu arada sayı da dikkatimi çekti, belki muhasebeci olduğumdandır. 150 yıl daha yaşamak ne demek? Dünya’da tüketecek kaynak kalmayacak. Dünya kimin dünyası olursa olsun (bugünkü yaşımızı da koyarsak) 150 -200 yıl yaşamak fazla değil mi? Üstelik kaplumbağa mıyız biz de o kadar uzun yaşayacağız.
“Bugün insanlığın umutları bir basamak daha tırmandı. Ama sapkın bir umut bu. Bu iki sözcüğün yan yana getirilmesi, bugünün çelişkisini tam olarak yansıtıyor. Ölümsüzlük arzumuz bizi köleliğe götüren yola dönüştü.� ‘Her şeyin bedeli var� sözünü anımsattı. İsteklerimizin bedeli de kölelik.
Aslında ister bireysel ister toplumsal olsun hep öyle olmuyor mu? Servet ve güç isterken paranın esiri oluyoruz. Ölümsüzlük isterken verenin kölesi oluyoruz. Halka böyle devam edip kısır döngü oluşturuyor.
Maalouf okumak� Bir söz var onun gibi: ”Anlatılmaz yaşanır.� Bana göre keyifli bir ders gibi, eğlenirken öğreniyor, öğrenirken düşünüyor, düşünürken beyin fırtınasına uğruyorsunuz. Hele bir de aynı fikirdeyseniz sizin düşündüklerinizi dillendirdiyse değmeyin keyfinize. Benim için sonuç hep aynı; hem meraktan bir nefeste okumaya çalışıp acele ediyorum hem de bu tatlı öğretici, eğlenceli yolculuk bitti diye üzülüyorum. Sonra öğrendiklerimi, düşündüklerimi, içimdekileri dökmek için ‘yorum� adıyla destanlar yazıyorum.
5 likes · flag

Sign into ŷ to see if any of your friends have read Empedokles’in Dostları.
Sign In »

Reading Progress

Finished Reading
May 7, 2021 – Shelved

No comments have been added yet.