Sign in with Facebook
Ferda Nihat Koksoy's Reviews > The End of the World As We Know It: Social Science for the Twenty-First Century
The End of the World As We Know It: Social Science for the Twenty-First Century
by
by
BİLDİĞİMİZ DÜNYANIN SONU
-DEVLET, kapitalizmin vazgeçilmez GECE BEKÇİSİ'dir; parababaları devleti, silahlarıyla oynayarak, subvansiyonlarını kullanarak (kota, kredi, telif, alma, satma) ve alt-yapı ihtiyaçlarını yaptırarak kullanır.
-İnsanoğlu yediği 3 büyük darbe (Kopernik, Darwin, Freud) ile yitirdiği dengesini ve özgüvenini, ancak yenilikler ve yaratma eylemleri ile geri kazanabilir. Evrensel boyutu cemaatlerin topluma dönüşümüyle gerçekleşecek olan bu sürecin sakinleştirici ilaçları, hobiler ve meşguliyetlerdir.
-Yurttaş kavramı, ULUSALLIK mantığının özüdür, ötekileştiricidir, sınıfsallığı ehlileştirmeye yarar ve sistem istikrarının asal eksenlerindendir. Sistemin diğer asal güçleri ise, DİNİN ötekileştirmesi/uysallaştırması ve insanların GÜVEN endişeleridir.
-Zaman, doğuda EFENDİ, batıda ise EYLEMİN ARACI'dır.
-AYDINLANMA, İYİ ve DOĞRU'ya, dinden bağımsız olarak ulaşabilme talebidir.
-Tarih'e değil HİKAYE'ye daha çok ihtiyacı vardır insanın.
-Filozof ve sosyal bilimciler, kılık değiştirmiş ilahiyatçılardır.
-Liberal solcular, EŞİTLİKÇİLİĞİ, ayrıcalıklarını/entelektüelliklerini zedeleyici ve aşırı anti-doğal tavır olarak görürler; ÖZGÜRLÜK arayışlarını ise, BİREYSEL olana vurgu yapmanın ötesine geçirmezler. Bu süreçlerin teorik/soyut yanıyla uğraşmaktan hoşlanır, gerçeklik ve sonuçlardan hazzetmezler. MASKELİ ARİSTOKRATLAR olarak, entegrasyon taleplerinin peşindedirler.
-Kültürcülük ve çok kültürlücülük iki kenarı keskin kılıçtır; adaletsizliklere çare olamaz, sürdürülebilir kuralları tanımlanamamıştır, karşıtlıkları ve sınırları belirsizdir.
-Ya EŞİT-ÖZGÜRLÜK (egaliberty) yada NE EŞİTLİK NE ÖZGÜRLÜK diyecek kadar eşitlik tutkunu olmalıyız.
-Politik görevimiz DAHA İYİ DÜNYA TALEBİ, etik görevimiz ÖNCELİKLİ DEĞERLERİ BELİRLEMEK, entelektüel görevimiz ise gerçek/doğru diye gösterilenin ELEŞTİREL ANALİZİNİ YAPMAKtır.
-FEN ve SOSYAL BİLİMLER birbirlerinden koparılmıştır. Ukalalık derecelerimizi azaltmalı, dar alanlardaki profesyonelleşmiş beyinlerimizi EVRENE açmalı, bilimin tarafsız olmadığını ve manipüle edildiğini anlamalıyız. Daha fazla ve daha çeşitli okuyarak, FENCİLER ile sosyal bilimlerin tahayyüllerini, SOSYAL BİLİMCİLER ile de fenin tahayyüllerini konuşup, ARALARINDA KÖPRÜLER KURMALIYIZ.
-Henüz gerçek anlamda MODERN olmadık; İNSAN/HAYVAN/MAKİNA sınırlarını anlamsızlaştıran SİBORGLAR'ın gelişimi sonrasında gerçek moderniteyi yaşayacağız.
-DEVLET, kapitalizmin vazgeçilmez GECE BEKÇİSİ'dir; parababaları devleti, silahlarıyla oynayarak, subvansiyonlarını kullanarak (kota, kredi, telif, alma, satma) ve alt-yapı ihtiyaçlarını yaptırarak kullanır.
-İnsanoğlu yediği 3 büyük darbe (Kopernik, Darwin, Freud) ile yitirdiği dengesini ve özgüvenini, ancak yenilikler ve yaratma eylemleri ile geri kazanabilir. Evrensel boyutu cemaatlerin topluma dönüşümüyle gerçekleşecek olan bu sürecin sakinleştirici ilaçları, hobiler ve meşguliyetlerdir.
-Yurttaş kavramı, ULUSALLIK mantığının özüdür, ötekileştiricidir, sınıfsallığı ehlileştirmeye yarar ve sistem istikrarının asal eksenlerindendir. Sistemin diğer asal güçleri ise, DİNİN ötekileştirmesi/uysallaştırması ve insanların GÜVEN endişeleridir.
-Zaman, doğuda EFENDİ, batıda ise EYLEMİN ARACI'dır.
-AYDINLANMA, İYİ ve DOĞRU'ya, dinden bağımsız olarak ulaşabilme talebidir.
-Tarih'e değil HİKAYE'ye daha çok ihtiyacı vardır insanın.
-Filozof ve sosyal bilimciler, kılık değiştirmiş ilahiyatçılardır.
-Liberal solcular, EŞİTLİKÇİLİĞİ, ayrıcalıklarını/entelektüelliklerini zedeleyici ve aşırı anti-doğal tavır olarak görürler; ÖZGÜRLÜK arayışlarını ise, BİREYSEL olana vurgu yapmanın ötesine geçirmezler. Bu süreçlerin teorik/soyut yanıyla uğraşmaktan hoşlanır, gerçeklik ve sonuçlardan hazzetmezler. MASKELİ ARİSTOKRATLAR olarak, entegrasyon taleplerinin peşindedirler.
-Kültürcülük ve çok kültürlücülük iki kenarı keskin kılıçtır; adaletsizliklere çare olamaz, sürdürülebilir kuralları tanımlanamamıştır, karşıtlıkları ve sınırları belirsizdir.
-Ya EŞİT-ÖZGÜRLÜK (egaliberty) yada NE EŞİTLİK NE ÖZGÜRLÜK diyecek kadar eşitlik tutkunu olmalıyız.
-Politik görevimiz DAHA İYİ DÜNYA TALEBİ, etik görevimiz ÖNCELİKLİ DEĞERLERİ BELİRLEMEK, entelektüel görevimiz ise gerçek/doğru diye gösterilenin ELEŞTİREL ANALİZİNİ YAPMAKtır.
-FEN ve SOSYAL BİLİMLER birbirlerinden koparılmıştır. Ukalalık derecelerimizi azaltmalı, dar alanlardaki profesyonelleşmiş beyinlerimizi EVRENE açmalı, bilimin tarafsız olmadığını ve manipüle edildiğini anlamalıyız. Daha fazla ve daha çeşitli okuyarak, FENCİLER ile sosyal bilimlerin tahayyüllerini, SOSYAL BİLİMCİLER ile de fenin tahayyüllerini konuşup, ARALARINDA KÖPRÜLER KURMALIYIZ.
-Henüz gerçek anlamda MODERN olmadık; İNSAN/HAYVAN/MAKİNA sınırlarını anlamsızlaştıran SİBORGLAR'ın gelişimi sonrasında gerçek moderniteyi yaşayacağız.
Sign into Å·±¦ÓéÀÖ to see if any of your friends have read
The End of the World As We Know It.
Sign In »
