Azra Kohen
Genre
![]() |
Fi
6 editions
—
published
2013
—
|
|
![]() |
Gör Beni: İki Devrin Hikayesi
|
|
![]() |
AEDEN: Bir Dünya Hikayesi
2 editions
—
published
2016
—
|
|
![]() |
Ǿ±
4 editions
—
published
2014
—
|
|
![]() |
Pi
6 editions
—
published
2015
—
|
|
“İyi ÅŸeyler tesadüfen olmuyor. VazgeçmediÄŸin sürece iyi bir ÅŸey için ÅŸansın var demektir.”
― Fi
― Fi
“Avuç büyüklüğünde küçük bir taÅŸ ve onu oyarak bir gitara dönüştürmeye çalışan Deniz, kendisini seyreden çocukların ilgisinden aldığı motıvasyonla gıtarın sapında olması gereken oyuntuyu vermek için küçük küçük vurdu darbelerı taÅŸa sakince konusurken: "İşte bizi de böyle sekılllendırır hayat... Olmamız gereken seye donusebılmek ıcın küçük küçük darbelere ihtiyacımız vardır. Maalesef darbeler acıtır, büyürken acırsınız. Ama ancak acıyarak kendimizi bulduÄŸumuzu kimse söylemez bize, belki de korkacağımızı sanırlar. Halbuki ruhumuz acıdıkça kabuÄŸumuz soyulur... İçimizdeki güzellik dışımıza çıkana kadar. Aynı taşın içindeki bu heykel gibi."
Elindeki heykelciği çocuklara göstermek için kaldırdı. Küçük Kaan, "Büyük şeyler de yapabilir misin? İnsan heykeli mesela" dedi.
Deniz gülümsedi, "Çok çalışırsam ve zamanımın tamamını bir süre onu yapmaya ayırırsam yapamacağım hiçbir şey yok" diye cevap verdi ve Kaan`ın gözlerine bakıp, "İnsan vazgeçmediği herşeyi yapabilir" dedi. "Ben acımayı hiç sevmiyorum Deniz Abi" dedi heykelciğin bitmesi için sabırsızlanan küçük Elif. Acıda kalmıştı aklı.
Deniz, "Merak etme Elif, büyüdükçe bedenin daha az acıyacak. Daha az düşeceksin, artık ayak parmağını o kadar da vurmayacaksın, dizlerin kanamayacak çünkü bedenin acıya acıya kendini daha iyi taşımayı öğrenecek" dedi.
Ruhi kaşlarını çatarak baktı Deniz`e, tilki tarafından ısırılan köpeğini vurmak zorunda kalmıştı babası, kalbi çok kırıktı. Sanki dünyadakitüm tilkileri yok ederse ancak rahatlayacaktı. Deniz özellikle ona bakarak devam etti konuşmasına: "Büyüdükçe artık bedenimizin değil, rukumuzun acıdığı şeyler yaşamaya başlarız. Benim başıma neden bu geldi derken bulursun kendini. Ama nasıl bu darbeler olmasa elinizdeki heykelcikler ortaya çıkamazsa, hayatın ruhumuza yaşattığı acılar olmasa da biz, biz olamayız, olgunlaşamayız. Çünkü acı hisseden kişiden bir şey doğar: İntikam ya da anlayış. Seçim bizim. Kendine acıyanlar intikamı seçerler ve sonunda intikamını almaya çalıştıkları şeye dönüşürler. Haksızlığa uğradığı için intikam peşinde koşan biri haksızlığa uğratır. Anlamayı seçenlerse olgunlaşırlar. Bırakın hayat sizinle uğraşsın, acıtsın. İntikama düşmeyin, anlayın, anlayın ki öğretsin, değiştirsin. Bırakın hayat sizi kendinizle tanıştırsın."
Gitarın oyması bitmişti, Elif`e verdi. Bir gün buradan giderse geride kendinden bir parça bırakmak istemişti daha hiç gitmeye niyeti olmasa da. Geride bıraktığı parçanın bu küçük heykelcikler değil, çocukların verimli beyinlerine ekilmişilham tohumları olduğunu düşünmeden başladı son taşı oymaya, bu taş Ruhi`nin köpeği içindi.
O köyden bir sanatçı çıkacaktı.
elif, yazdığı üç kitapla kitlelere ulaşıp farkındalık yaratacak, o kitabı okuyan bir müzisyen esinlenip yeni bir müzik yaratacak, çalışırken o müziÄŸi dinleyen genç bir kimyacı amgdalinden leatral üretmeyi baÅŸaracak;kanserden ölmek üzereyken kimyacının ürettiÄŸi leatrali kullanan bir avukat kanseri yenip çocuk haklarını esas alan çok önemli bir yasanın meclisten geçmesi için savaşıp kazanacak;meclisten geçen yasa sayesinde hayatı kurtulan bir çocuk milyonlarca insanın hakkını yaÄŸmadan kurtaracaktı...Şükürler olsun ki hayat her an, hepimizden daha akıllıydı. Tek yapmamız gereken ilhamımızı bulmak ve ölesiye onu korumaktı. Çünkü evrende tesadüf yoktu.”
―
Elindeki heykelciği çocuklara göstermek için kaldırdı. Küçük Kaan, "Büyük şeyler de yapabilir misin? İnsan heykeli mesela" dedi.
Deniz gülümsedi, "Çok çalışırsam ve zamanımın tamamını bir süre onu yapmaya ayırırsam yapamacağım hiçbir şey yok" diye cevap verdi ve Kaan`ın gözlerine bakıp, "İnsan vazgeçmediği herşeyi yapabilir" dedi. "Ben acımayı hiç sevmiyorum Deniz Abi" dedi heykelciğin bitmesi için sabırsızlanan küçük Elif. Acıda kalmıştı aklı.
Deniz, "Merak etme Elif, büyüdükçe bedenin daha az acıyacak. Daha az düşeceksin, artık ayak parmağını o kadar da vurmayacaksın, dizlerin kanamayacak çünkü bedenin acıya acıya kendini daha iyi taşımayı öğrenecek" dedi.
Ruhi kaşlarını çatarak baktı Deniz`e, tilki tarafından ısırılan köpeğini vurmak zorunda kalmıştı babası, kalbi çok kırıktı. Sanki dünyadakitüm tilkileri yok ederse ancak rahatlayacaktı. Deniz özellikle ona bakarak devam etti konuşmasına: "Büyüdükçe artık bedenimizin değil, rukumuzun acıdığı şeyler yaşamaya başlarız. Benim başıma neden bu geldi derken bulursun kendini. Ama nasıl bu darbeler olmasa elinizdeki heykelcikler ortaya çıkamazsa, hayatın ruhumuza yaşattığı acılar olmasa da biz, biz olamayız, olgunlaşamayız. Çünkü acı hisseden kişiden bir şey doğar: İntikam ya da anlayış. Seçim bizim. Kendine acıyanlar intikamı seçerler ve sonunda intikamını almaya çalıştıkları şeye dönüşürler. Haksızlığa uğradığı için intikam peşinde koşan biri haksızlığa uğratır. Anlamayı seçenlerse olgunlaşırlar. Bırakın hayat sizinle uğraşsın, acıtsın. İntikama düşmeyin, anlayın, anlayın ki öğretsin, değiştirsin. Bırakın hayat sizi kendinizle tanıştırsın."
Gitarın oyması bitmişti, Elif`e verdi. Bir gün buradan giderse geride kendinden bir parça bırakmak istemişti daha hiç gitmeye niyeti olmasa da. Geride bıraktığı parçanın bu küçük heykelcikler değil, çocukların verimli beyinlerine ekilmişilham tohumları olduğunu düşünmeden başladı son taşı oymaya, bu taş Ruhi`nin köpeği içindi.
O köyden bir sanatçı çıkacaktı.
elif, yazdığı üç kitapla kitlelere ulaşıp farkındalık yaratacak, o kitabı okuyan bir müzisyen esinlenip yeni bir müzik yaratacak, çalışırken o müziÄŸi dinleyen genç bir kimyacı amgdalinden leatral üretmeyi baÅŸaracak;kanserden ölmek üzereyken kimyacının ürettiÄŸi leatrali kullanan bir avukat kanseri yenip çocuk haklarını esas alan çok önemli bir yasanın meclisten geçmesi için savaşıp kazanacak;meclisten geçen yasa sayesinde hayatı kurtulan bir çocuk milyonlarca insanın hakkını yaÄŸmadan kurtaracaktı...Şükürler olsun ki hayat her an, hepimizden daha akıllıydı. Tek yapmamız gereken ilhamımızı bulmak ve ölesiye onu korumaktı. Çünkü evrende tesadüf yoktu.”
―
Topics Mentioning This Author
topics | posts | views | last activity | |
---|---|---|---|---|
Libri dal mondo: Il meglio e il peggio del 2019 | 16 | 37 | Jan 11, 2020 03:52AM | |
Libri dal mondo: Novembre 2019 - Turchia | 53 | 63 | Jun 17, 2020 12:49AM |
Is this you? Let us know. If not, help out and invite Azra to Å·±¦ÓéÀÖ.