Å·±¦ÓéÀÖ

“Birey, televizyondaki Sudan İç Savaşını herhangi bir tuvalet kağıdı reklamıyla aynı duyarsızlıkla izlemektedir. Televizyonu kapattıktan sonra, Sudan’da ki iç ²õ²¹±¹²¹ÅŸ devam etse bile, onun için bitmiÅŸtir.”
― Jean Baudrillard

“Günümüzde insanlar artık sefalet tarafından deÄŸil, ³Ùü°ì±ð³Ù¾±³¾ tarafından kuÅŸatılmıştır. On dokuzuncu yüzyılda olduÄŸu gibi, bir baÅŸka bir biçimde de olsa, insanlar kendilerini gün boyu çalışmaya, fazla mesai yapmaya, iÅŸe baÄŸlı kalmaya zorlayan (bir ev, mobilya ... satın almışlarsa) bir borç sistemi içine sürekli kapatılmışlardır. Televizyon imajlarını ³Ùü°ì±ð³Ù¾±³¾ nesneleri olarak sunar ve on dokuzuncu yüzyılda insanların yapmalarından onca korkulmuÅŸ olan ÅŸeyi yapmalarını engeller.”
― Michel Foucault, Büyük Kapatılma: Seçme Yazılar 3

“Televizyon okuma kültürünü yok etmiÅŸtir. Halbuki zihinsel geliÅŸim için okuma eyleminin yerini hiçbir eylem tutamaz. Seyirci olmak için hiçbir beceri gerekmez. "Televizyon okuma-yazma kültürünü geniÅŸletmez ve pekiÅŸtirmez. Tersine, okuma-yazma kültürüne saldırır. Televizyon, herhangi bir ÅŸeyin devamıysa eÄŸer, on beÅŸinci yüzyıldaki matbaanın deÄŸil, 19. Yüzyılın ortasında telgraf ile fotoÄŸrafın baÅŸlattığı geleneÄŸin devamıdır.”
― Neil Postman, Amusing Ourselves to Death: Public Discourse in the Age of Show Business