“She was nobody here. It was not just that she had no friends and family; it was rather that she was a ghost in this room, in the streets on the way t“She was nobody here. It was not just that she had no friends and family; it was rather that she was a ghost in this room, in the streets on the way to work, on the shop floor. Nothing meant anything."
This quote really captures the sense of alienation and displacement that Eilis feels in the early days of her new life in Brooklyn. It highlights the emotional struggle of immigration, where you can feel like a ghost in a place that is not yet your home.
I have enjoyed reading this beautifully written and deeply moving novel that tells the story of Eilis Lacey, a young Irish woman who emigrates to Brooklyn, New York in the 1950s.
TóibÃn's prose is elegant and understated, perfectly capturing Eilis's emotions as she navigates the challenges of a new life in a new country.
One of the things that struck me most about this novel was its exploration of the immigrant experience.
TóibÃn perfectly captures the sense of displacement and longing that Eilis feels as she tries to make a home for herself in Brooklyn which I can relate myself as an immigrant.
He also shows the resilience and strength that she develops as she learns to adapt to her new surroundings.
Another aspect of the novel that I appreciated was its exploration of themes of identity and belonging. Eilis is torn between her old life in Ireland and her new life in America, and she struggles to reconcile the two. TóibÃn handles this conflict with sensitivity and insight, and he creates a character who is both relatable and complex.
Overall, "Brooklyn" is a beautifully written and deeply moving novel that I would highly recommend to anyone. It is a story about love, loss, identity, and the immigrant experience, and it is sure to stay with you long after you finish reading it....more
"Edebiyat bir laf ebeliği değil, insan ruhunun derinliklerine ulaşma sanatı." "Edebiyatta en büyük marifet , süsleme başarısını veya yazar yeteneğini d"Edebiyat bir laf ebeliği değil, insan ruhunun derinliklerine ulaşma sanatı." "Edebiyatta en büyük marifet , süsleme başarısını veya yazar yeteneğini değil, hikayenin duygusunu hissettirmektir."
"Derin bir romanı sürükleyici bir dille anlatmak çok ama çok zor bir iştir. Bunu ancak kendisine güvenen ve metnini entelektüel bir maske arkasına gizlemeye yeltenmeyen yazarlar başarabilir. "
"Çok derin ve entelektüel görünmek isteyen yazarlar, sanki biz zavallı faniler için gönül indirerek yazmak lütfunda bulunuyorlardı. Kitaplarda uzun, upuzun, içinden çıkılmaz cümlelerle. Olay örgüsü olmayan ve karakterlerin ancak silik bir gölge gibi kaldığı biçimsel denemeler yaptılar. Sonra da sayfalarını bin bir gereksiz ayrıntıyla doldurdular."
“Bütün mesele maharette. Gabriel Garcia Marquez, Franz Kafka, Jorge Amado, Jorge Luis Borges gibi yazabiliyorsanız, edebiyat sanatına yenilik getirmenize kimsenin itirazı olmaz. Çünkü bir yazarın temel görevi olan okutmayı başarıyorsunuz demektir. Bundan ötesi ıkına sıkına, zorla yazılan metinlere bahane üretmekten ibarettir.�
Kesinlikle okurken her yönden çok faydalandığım bir kitaptı. Kitapseverler ve sanatseverler mutlaka okumalı....more
"... Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. Derinlerden daha derin bir sırdı ya da, ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşs"... Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. Derinlerden daha derin bir sırdı ya da, ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, alabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evrendi."
Kitabı böyle sessiz sessiz değil, bağıra bağıra okumak istedim, hatta bazı bölümlerini sesli okudum. Böyle bir nefeslik bir hikaye , ama sonra alınan her nefeste acıyla hatırlanacak bir hikaye...
Hasan Ali Toptaş öyle samimi yazmış ki , bu kısa hikayeyi; bitirince "ben doyamadım ki bir daha okurum " diyorsun. Okurken bu dünyadan sıyrılıp , anında kitaptaki o masalsı aleme akıveriyorsun ... Kitabın sonlarına doğru da pat diye , insanların ideolojileri ve inandıkları uğruna birbirlerine eziyet ettiği , birbirlerini öldürdüğü dünyanın içinde buluveriyorsun kendini... ...more
".... ölüme neden olmaksızın şu dünyada tek bir hareket bile yapamıyorduk. Evet, utanç duymaya devam ettim, hepimizin vebanın içinde olduğunu öğrendim".... ölüme neden olmaksızın şu dünyada tek bir hareket bile yapamıyorduk. Evet, utanç duymaya devam ettim, hepimizin vebanın içinde olduğunu öğrendim ve iç huzurumu yitirdim... İşte bu nedenle, uzaktan ya da yakından, haklı ya da haksız nedenlerle insanları öldüren ya da öldürmeyi haklı çıkaran ne varsa hepsini reddetmeye karar verdim."(Veba)
Aman Allah'ım bu nasıl bir kitap! "1984" ve "Körlük" kitaplarını okurken hissettiğim o "korku ve karamsarlığı" bu kitapta da hissettim! Neden mi? Çünkü adeta bir veba gibi yayılan , savaş ve şiddete sürükleyen benzer dönemleri dünyaca yaşamak , onlara tanık olmak bu kitapları daha da canlı&kanlı yapıyor da ondan...
"Çapkının cezaya çarptırılması ne kadar adilse, bir çocuğun acısını anlamak o kadar zordu. Ve gerçekte, yeryüzünde bir çocuğun ACISINDAN , o acının beraberinde getirdiği NEFRETTEN ve bunu açıklamak için aranacak nedenlerden daha önemli hiçbir şey yoktu. " (Veba, Camus)
"Sarhoşlar dışında kimse gülmüyor," diyordu Tarrou, "onlar da çok fazla gülüyor." (Veba, Camus)...more
"İyi günler Aysel! İyi günler benim al yazmalım selvi boylum. İyi günler sevgilim. Sana mutluluklar."
Kitabı filminden, filmi kitabından güzel. Aytmato"İyi günler Aysel! İyi günler benim al yazmalım selvi boylum. İyi günler sevgilim. Sana mutluluklar."
Kitabı filminden, filmi kitabından güzel. Aytmatov un güçlü, duygulu kalemi ise hepsinden özel. Aytmatov benim en ama en sevdiğim yazarlardan biri. Hemen söyle bana yüreğine yazılmış iki yazar kim diye sorsalar... Önce Zweig sonra Aytmatov derim.
Sevgi neydi? Sevgi emekti... Emek vererek, yazmaktan vazgeçmeyen, bizim sevgimizi kazanan tüm ölümsüz yazarlara selam olsun....more
"Bazen oluyor. İnsan kabuklu böcek gibi bir şey. Baktı dışarısıyla başedemiyor, kaçıveriyor içeri. Bu kimsenin kabahati değil..."
Ah Melisa be, ne yapt"Bazen oluyor. İnsan kabuklu böcek gibi bir şey. Baktı dışarısıyla başedemiyor, kaçıveriyor içeri. Bu kimsenin kabahati değil..."
Ah Melisa be, ne yaptın sen? Bak yine elimde kitabın dağıttın beni , toparlayamıyorum kendimi, toplayamıyorum yerden dağılan kalbimi:(
Kitabını elimden bırakamadım, hem hiç bitmesin istedim, hem de hemen bitsin. Ve kitabın bitti, beraberinde beni de bitirdi:( En çok da Çürümenin Bahçesi ve Yılbaşı Ağacı'nda beni yerle bir ettin:(
Ne söylesem ne yazsam boş, sen yaz ben okurum , ne yazsan okurum... Çünkü sen ben oldun , ben de sen......more
"Bazen insanın, sırtından da baksan yüreğinde olup bitenleri kavrayabilirsin."
... Aytmatov kendi eşsiz tarzını oluşturmuş çok yönlü bir yazar. Her hika"Bazen insanın, sırtından da baksan yüreğinde olup bitenleri kavrayabilirsin."
... Aytmatov kendi eşsiz tarzını oluşturmuş çok yönlü bir yazar. Her hikayesi eşsiz bir tablo gibi. Baktıkça bakasın, okudukça okuyasın geliyor.
Hikayelerinin zenginliği ise bence, yoruma açık olmalarından kaynaklanıyor. Aşk, sevgi, bağlılık ve tabiat sevgisi o kadar canlı tasvir ediliyor ki, hayran kalmamak mümkün değil. Bu hikayesi çok kısaydı ama çok güzeldi . Değişik duyguları iç içe yaşattı....more
Kitaptaki tüm öyküler çok kederliydi. Özellikle kitaba ismini veren Rüzgar N"Dikkatli olmalısın, çünkü sözcüklerin arkasında sözcükler gizlidir..." ...
Kitaptaki tüm öyküler çok kederliydi. Özellikle kitaba ismini veren Rüzgar Ne Söylüyor isimli öykü beni derinden sarsttı:( Çünkü kaçak mülteci taşıyan bir tekne ve o teknede yaşam savaşı veren anne&küçük oğlu... Ne kadar da gerçek bir kurgu!!!...more
"Aslında bu dünyada hiçbir şey zamanında yaşanmaz; yaşam bize , önceden öngörüp de hazırlıklı olarak beklediğimiz hiçbir şeyi vermez. Bu düzensizlik ,"Aslında bu dünyada hiçbir şey zamanında yaşanmaz; yaşam bize , önceden öngörüp de hazırlıklı olarak beklediğimiz hiçbir şeyi vermez. Bu düzensizlik , bu gecikme insana uzun süre acı verir. Birinin biZimle oynadığı duygusuna kapılırız , ancak günün birinde gerçekte her şeyin mükemmel bir disiplin ve düzen içinde işlediğinin ayırdına varırız."
Macaristan 'lı yazar Marai, bu romanında insan ilişkilerindeki o kaçınılmaz belirsizliği, duyguların havada sahipsiz kalışını çok iyi işlemiş.
Filmi de varmış, en kısa zamanda izlemeyi düşünüyorum....more
"Nazik sözlerin fazla bir maliyeti yoktur ama çok şey başarırlar." "Dostça davranmanız yeterli değildir. Dost olmanız gerekir."
Bu kitap YILDIZLI BİR BE"Nazik sözlerin fazla bir maliyeti yoktur ama çok şey başarırlar." "Dostça davranmanız yeterli değildir. Dost olmanız gerekir."
Bu kitap YILDIZLI BİR BEŞ PEKİYİ kesinlikle hak ediyor! Her yaştaki kişiler , ama özellikle 10 ve üzeri tüm çocuk ve gençler bu hikayeyi okumalı diyorum... Ah "Fil Adam" diyorum onun gerçek hikayesi diyorum başka da bir şey diyemiyorum! Google dan Fil Adam ‘� bir araştırın, onun hikayesini bir öğrenin... Bu kitabı da bir gün mutlaka ama mutlaka okuyun. Öyle güzel , kendine esir eden bir anlatımı var ki, elinizden bırakamıyorsunuz! Kitabı bitirince de şu sözü kendinize söylüyorsunuz:
Hangi durumda olursam olayım her zaman daha nezaketli bir insan olayım, dostça davranmaktan öte gerçekten birileri için iyi bir dost olayım...
Tabii ki her hikayede olduğu gibi bu hikayenin de etkisi kısa sürecektir, yine neysek o olmaya devam edeceğizdir!!! Ama belki de etkisi devam eder ve biz o hep olmak istediğimiz "daha nezaketli daha iyi" bir kişi oluruz bir gün......more
Yazarın kitaplarının sansürsüz basımı ancak 90 'lı yıllardan sonra gerçekleÅŸmiÅŸ. Kitapta da yazarın 9 kısa, ama vurucu öyküsü toplanmış. Öyküler çok gYazarın kitaplarının sansürsüz basımı ancak 90 'lı yıllardan sonra gerçekleÅŸmiÅŸ. Kitapta da yazarın 9 kısa, ama vurucu öyküsü toplanmış. Öyküler çok gerçekçi yazılmıştı. İfadeler, gizli bir mizah içeriyordu. Açlık, savaÅŸ, yoksulluk öyle derinden iÅŸlenmiÅŸti ki , hikayeler durup durup insanı aÄŸlamaklı hallere düşürüyordu... Özellikle kitaba ismini veren ¶Ùö²Ôüş hikayesindeki o malum tren sahnesi öyle etkileyici anlatılmıştı ki, hikaye canlı canlı yanı başımda yaÅŸanmıştı sanki... Zaten genel anlamda film ve kitaplardaki o tren sahneleri unutulmazdır... ...more
"Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim."
Bu kitap, bu hikaye satır satır insanın içine işl"Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim."
Bu kitap, bu hikaye satır satır insanın içine işliyor. Nasıl bir işleme, her nakışında bir hüzün, her ilmeğinde bin pişmanlık...
"Sürekli aynı şeyi yapmak kadar hiçbir şey zor gelmez insana."
Kitap çok dikkat çekici ifadelerle doluydu. Okurken neredeyse her sözü kendimce doğru bu"Sürekli aynı şeyi yapmak kadar hiçbir şey zor gelmez insana."
Kitap çok dikkat çekici ifadelerle doluydu. Okurken neredeyse her sözü kendimce doğru buldum. Biz "uygar" insanlara ayna tutan bir kitap ve ben o aynada gördüğüm iç yüzden hiç mi hiç hoşlanmadım....more
"Göbek bağım hiç kesilmedi ki?� demiştim ben de. “Göbek bağlarımız kesildi sanırız ama kesilmez. Görünmez bir bağ bizi birbirimize bağlar.�
Nasıl farkl"Göbek bağım hiç kesilmedi ki?� demiştim ben de. “Göbek bağlarımız kesildi sanırız ama kesilmez. Görünmez bir bağ bizi birbirimize bağlar.�
Nasıl farklı, nasıl güzel... Önce gülümsetti sonra verdi hüznü verdi hüznü... Son sayfalarını ağlamaktan okuyamadım. Ama bana özel olsun bu kitap, bu kitabı kimse okumasın. Şebnem bu kitabı benim için yazmış olsun....more
“Düze çıkmak istiyorsak, dünya halkları ve dinleri birbirlerine ellerini uzatmalılar. Ama bunun işe yarayacağına hiç inanmadığımı da itiraf etmeliyim.“Düze çıkmak istiyorsak, dünya halkları ve dinleri birbirlerine ellerini uzatmalılar. Ama bunun işe yarayacağına hiç inanmadığımı da itiraf etmeliyim. Sanırım tren kaçtı. Şimdi hayatta olanlar yok oldukça yerlerine daha iyi bir insanlığın gelmesi gerek. Boş bir sayfa açılması lazım. İnsan ırkının saldırgan nitelikleri bir miktar azalmalı." Kesinlikle okuması kolay çok keyifli bir hikaye. Bir yandan da derin derin düşündürüyor. ...more
Nasıl da güzel bir kitaptı! Yazarın özyaşam öyküsü ama belki de benzer şekilde hepimizin öyküsü! Anne sevgisi , evlat sevgisi bu kadar güzel anlatılamazNasıl da güzel bir kitaptı! Yazarın özyaşam öyküsü ama belki de benzer şekilde hepimizin öyküsü! Anne sevgisi , evlat sevgisi bu kadar güzel anlatılamazdı! Tekrar okurum ilerleyen bir zamanda, kısmet olursa kesinlikle tekrar!
Kitaptan Alıntı: ‘‘Yaşayan ve ölen canlılar analarını nasıl sevdilerse, ben de annemi öyle sevdim; ne daha çok, ne daha az, ne de başka türlü. Dünyayı, düzeltip doğrulttuktan sonra onun ayaklarına serivereceğim konusunda kendi kendime söz vermiştim. Bu gencecik özlemin yalnızca ona, anneme yönelik olmadığını anlıyorum düşündükçe. Bu, genç bir kişiliğin kendini üçüncü kişilere kanıtlama çabasıydı."...more
"Çöpten bir gazete buldu kendine, ama okumak için değil. Üzerine yorgan niyetine örtmek için. Çünkü gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler "Çöpten bir gazete buldu kendine, ama okumak için değil. Üzerine yorgan niyetine örtmek için. Çünkü gazeteler insanı sıcak tutar, bunu bütün evsizler bilir." Bu kısacık hikayenin adından da anlaşılacağı üzere, kitap bir ayyaşın hikayesini anlatıyor. Bu kitabı diğer benzer hikayelerden farklı kılan ise, yazarın bu kitap için "benim vasiyetimdir" demesi sanırım. Joseph Roth, Avusturyalı bir yazar. Birinci Dünya Savaş'ına katılmış. Sonra Paris'e taşınmış. Muhabirlik ve sonrasında yazarlık yapmış. Evlendikten 6 ay sonra ise karısı şizofren olmuş. Bir yandan karısının rahatsızlığı, diğer bir yandan maddi sıkıntılar , yazarı da olumsuz etkilemiş ve onu alkole yöneltmiş. Yazar ayyaş olarak son yıllarını geçirmiş ve Paris'te bir yoksullar hastanesinde henüz 45 yaşında iken ölmüş. 1940 da da , yazarın ölümünden bir yıl sonra, karısı NAZİLER tarafından "akıl hastası" olduğu gerekçesiyle öldürülmüş. Sonuç yazarın acı bir hayat hikayesi var:( Bu kitapta ise ayyaş bir adamın , yaşadığı bir mucize ve sonrasında verdiği bir söz var. Bu sözü yerine getirmek niyeti ile yola çıkıyor ama başına öyle olaylar geliyor ki... Bu kitapla yeni bir yazar tanımış oldum. Bu yazar aynı zamanda Zweig in de mektuplaştığı yakın arkadaşı olan bir yazar......more
Eşekli Kütüphaneci olarak bilinen güzel insan, kendisi 2005 yılında vefat etmiş, Mustafa Güzelgöz, soy ismi gibi güzel gözleriyle güzel bakmış memlekeEşekli Kütüphaneci olarak bilinen güzel insan, kendisi 2005 yılında vefat etmiş, Mustafa Güzelgöz, soy ismi gibi güzel gözleriyle güzel bakmış memleketine... Aslında bir futbolcu olan Mustafa, küçükken bile o kadar çok kitap okumayı seviyormuş ki, kör olan komşu teyzesine tam üç yıl evet üç yıl boyunca düzenli olarak kitap okumuş. Genç bir adamken de , periler, masallar diyarı Ürgüp de kitaplık memuru olmuş ve bakmış kimseler kütüphaneye gelmiyor, onlar gelemiyorsa ben giderim ayaklarına demiş. Köy köy eşeğine yaptırdığı kitaplık sandığı ile köylü kadın, erkek ve özellikle çocuklara kitap taşımış. Çocuklar onun sesini duyunca koşa koşa yanlarına gidermiş. Resimli kitapları görünce sevinçten havalara zıplarmış. Yıllarca çırpınmış, köylere kitaplık yaptırmış, 22000 kitaplı kütüphane oluşturmuş... Yurt dışından, topluma , insanlığa hizmeti dolayısıyla ödül almış. Daha ne hizmetler yapmış, nelere öncülük etmiş, tıpkı Beyaz Zambaklar Ülkesi ndeki örnek kişiler gibi yaşam mimarlarından biri olmuş. Bir insan, tek bir insan bir bölgeye kitap okumayı sevdirebilir mi ,derseniz bu kitabı okuyun derim. Son söz Mustafa Baba'dan: "Köye kitaplık açmak, çöle çeşme götürmek gibidir. Kitaplığın girdiği yerlerde, bilmezlik kaçar gider."...more
"Bir yaşlı vefat ettiğinde, bir kütüphane yok olur."
Ben bu duygu yüklü , buram buram kitap kokulu kitap için ne söylesem boş... Kitabı filminden, filmi"Bir yaşlı vefat ettiğinde, bir kütüphane yok olur."
Ben bu duygu yüklü , buram buram kitap kokulu kitap için ne söylesem boş... Kitabı filminden, filmi kitabından güzel. Hikayenin baş karakteri Germain, sesli kitap okurken ,okulda öğretmeni tarafından küçümsendiği günden beri , kitaplardan uzak kalmıştır. Bir gün parkta güvercinlere yem verirken çok şirin , kafasının içi raf raf kitaplarla dolu yaşlı bir hanım teyze ile karşılaşır ve sonra... Sonrasını kitaptan okuyun ... Ben çok ama çok sevdim. Kitaplığımın en kıymetli kitaplarından biri oldu. Unutulmaz bir kitap unutulmaz bir film ....more