Å·±¦ÓéÀÖ

“Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da / birlikte gidelim ..”
― Didem Madak, Grapon Kağıtları

“Bayım; bu gidiÅŸleriniz beni ÅŸair, sizi ÅŸ¾±¾±°ù yapacakâ€�”
― Didem Madak

“Cennete gitmek istedim otostopla,
Cinnete kadardı tüm yollar oysa,
Tüm hayatı okşamak istedim kedilerin şahsında
Tüm sarı, tüm kara, tüm yumuşak.
İlk sevgilimle bir kilisenin bahçesinde buluşurduk,
Bir mezarlıkta öpüştük ilk defa,
Rengârenk boncuklar saçılmıştı benden her tarafa,
Kapkaraydı ama toprak.
Binlerce ruhu taciz etmiÅŸ bir ilk aÅŸk
Tanrım sorarım sana neye yarar?
Ä°pek yolunda ipektim o zaman
Baharat yolunda baharat.
Aşk kırmızı atlastı,
Ten Greenwich başlangıç meridyeni
Yağmur yağardı, durmadan yağmur
Coğrafyadan da anlarım, hadi alkışlayın!
KeÅŸke aÅŸk ÅŸ¾±¾±°ùi yazsam
Ne güzel,
Aktarlara tarçın diye satardım
Ticareti de öğrendim bakın,
Hadi alkışlayın.”
― Didem Madak, Ah'lar AÄŸacı

“Bir kediyi okÅŸasam ellerim yumuÅŸardı”
― Didem Madak, Ah'lar AÄŸacı

“YanardaÄŸlıktan emekli olduktan sonra
Gel zaman git zaman ÅŸ¾±¾±°ù ithafkârı olmuÅŸtum.
Zamana emir verdim.
Ona dedim ki: Gel zaman!
Zamana emir verdim
Ona dedim ki: Git zaman!
On emri bile olmayan bir yanardaÄŸ eskisini kim dinlerdi.”
― Didem Madak, Pulbiber Mahallesi

“Bulutlar akardı paçalarından”
― Didem Madak, Ah'lar AÄŸacı

“Sonra gittin.
Çocuk oldum bir daha, ağladım,
Kaç ÅŸ¾±¾±°ù, kaç kere sular altında kaldı,
Kitaplar, aÅŸk, her ÅŸey.
Her ÅŸeyi son bir kere daha kurtaramazdım.”
― Didem Madak

“Gecenin vitrinine konulmuÅŸ
Büyük bir yakut parçasıydı sabah
Mahalle kahvelerinde
Sıcak çaydan adamların
Yüzleri ağarırdı ilk ışıklarla
Gençlerin güzellerinin makbul olduğu
Tek ülkeydi ülkem
Benimse yüreğim
Koltuk altına sıkıştırılmış ,
Yenik bir tavla maçı ertesiydi.”
― Didem Madak, Grapon Kağıtları