Å·±¦ÓéÀÖ

“Bizim bir riyamız var. O °ùü²â²¹ insana onurunu kazandıracak, mazlumun ahını dindirecek ve zalime haddini bildirecek bir nizamın °ùü²â²¹sıdır. Zaman o °ùü²â²¹ya uyanma zamanıdır.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Dünya bizi bekliyor.

Biz, dedim, etnik ya da coÄŸrafi bir tarif deÄŸiliz. Kur'an'a hizmetle ÅŸereflenmiÅŸ bir ecdadın varisiyiz. Varisi olduÄŸumuz, sanmayınız ki maddi bir hazzın ya da konforun kaynağıdır; vârisi olduÄŸumuz hüzündür, acıdır, derttir ve gözümüzün içine bakmaya bile mecali kalmamış mazlum bir coÄŸrafyadır. Biz mukaddes bir emanetin vârisiyiz.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Dünya bizi bekliyor ifadesini tashih edelim güzel kardeÅŸler; dünya aslında sâlihleri bekliyor. Bize düşen sâlihlerden olmaya niyet ve salihlik yolunda gayrettir. Önce halimizi, sonra çevremizi ve nihayet bütün küreyi ıslah edecek bir sulh ü selamete ermek için nazarımızı sâlihlik ufkuna kilitlenmemiz gerekiyor. Bu hem vazifemiz, hem de mesuliyetimizdir, çünkü dünya dedelerinin torunlarını beklemiyor, dünya sâlih dedelerin sâlih torunlarını bekliyor.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Ä°ki dünyada mutluluÄŸa giden yolların koordinatları Asr-ı Saadet'te saklıdır. Asr-ı Saadet herkesin kalp kağıdını bulabileceÄŸini, ona göre yolunu çizebileceÄŸini ve en önemlisi de azığını düzebileceÄŸi bir ibretler meÅŸheridir. Herkes oradan yıldızını seçmeli, muradına giden yolun iÅŸaretlerini devÅŸirmelidir.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“İçimizde bir Ä°brahim uyanmalıdır, çünkü içimizdeki putları temizlemeden, dışımızdaki putlara yönelemeyiz.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Evet her zaman üçüncü bir yol vardır. O yol önümüzde açılmış bir yol deÄŸildir; o yol cüz'i de olsa bize verilmiÅŸ, kendisini doÄŸru kullanmakla mükellef olduÄŸumuz irademizle açılacak bir yoldur. O yol, sabrın, azmin ve istemenin yoludur.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Kendini fethedemeyenin baÅŸka bir fethe nail olması mümkün deÄŸildir.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“İçimizde bir Konstantinopolis var. Karanlık ve tekinsiz. Kötülüğün merkezi. Pusuda ve tetikte. GörmediÄŸimiz yerlerden etrafımıza surlar örmüş, ayağımıza prangalar vurmuÅŸ. Düşelim, kayalım ve böylece iyice içimize kapanalım diye bekliyor. Dışarıda destekçileri ve yardakçıları ile biteviye tuzaklar hazırlıyor. Bir an kendisinden gafil olmaya gelmiyor; sarsıyor, yaralıyor, acıtıyor, zarar veriyor. Derhal cerrahi bir müdahale görmesi gereken bir yara gibi... Deva nereden ve nasıl gelecek? Deva fetihle gelecek; bize fetih lazım. İçimizdeki karanlık merkezin bir an önce açılması, gülzar edilmesi ile mülkümüz salaha, sulha ve selamete kavuÅŸacak. Bunun için önce içimize yönelik bir fethe niyet etmek gerekiyor.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Bir düğüm ki sen onu açmazsan, gelip dışarıdan birisi açacak deÄŸil.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Fatih, Ä°stanbul'una doÄŸru harekete geçtiÄŸinde karadan, denizden ve yer altından olmak üzere birçok yol kullandı. Her birisinin, nihai darbeye giden yolda bir faydaı vardı muhakkak. Sen de okuyarak, düşünerek, az yiyerek, az uyuyarak, az konuÅŸarak, çok çalışarak, vaktini iyilik veiyiliÄŸin dostları ile deÄŸerlendirerek, içindeki karanlığa hamle üstüne hamle yap! Öyle kii karanlık başını alıp sana karşı hamle yapma fırsatı bulamasın. Sen içindeki karanlığı kendi hamlelerinle öyle meÅŸgul et ki o sana karşı hep savunma durumunda kalsın.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Dördüncü adım, Konstantinopolis'i Ä°stanbul yapmaktır. Esas fetih budur iÅŸte. Fatih ÅŸehre girdÄŸinde savaÅŸmaktan bitap düşmüş, korkudan tir titreyen bir halk ve viran olmuÅŸ bir belde ile karşılaÅŸtı. Bu beldeyi, açıp gülzar yapmak imar, inÅŸa ve ihya ile oldu. İçindeki karanlığı teslim aldığın gün, fetih gerçekleÅŸmeyecek, sadece fethe giden yol açılmı olacak. Bil ki fetih, o karanlığın tekrar hortlamasını ve kalp mülküne tahakküm etmesini engelleyecek bir bahar ikliminin içinde sürekli kalması ile mümkün olacak. Ä°mar, inÅŸa ve ihya, son nefese kadar devam edecek bir çabadır. Fatih olmak, sürekli fetihle yaÅŸamak demektir.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir

“Ayasofya hâlimizdir. Åžimdi müze olarak kullanılmaktadır. Aslî mahiyetine yabancılaÅŸmış, Allah'a kulluk tezahürünün mekanı olmaktan çıkmış, bir teÅŸhir merkezine dönüşmüştür. Ama ne kadar yabancılaÅŸsa da, dört bir tarafından göğe doÄŸru açılmış minareleri, içinde göreni haÅŸyete sürükleyen lahuti levhaları ve en önemlisi de gireni ve göreni derin bir hüzne sürükleyen o garipliÄŸi ile bu kadar zamandır inkar ettiÄŸimiz kimliÄŸimizi yüzümüze çarpmaktadır. Ayasofya yüzümüzde ÅŸaklayan bir tokattır. Bütün haÅŸmeti ve sembollerine raÄŸmen müze olarak kullanılmasının bütün zillet, acizlik ve yenilgimize raÄŸmen izezt sahibi insanlar gibi ortalıkta dolaÅŸmamızdan bir farkı var mıdır? Dışımız Ayasofya'dır, içimiz laikleÅŸtirilmiÅŸ bir müzedir. Dışımız dört yandan bakıldığında minareleri ile cami görüntüsündedir, ama bu minareler ezansızdır. Dışımız, indirilemeyen Ä°zzet Efendi'nin levhaları gibi ilk bakana mânâmızı söyler, ama o levhaların dili susturulmuÅŸtur. Ayasofya halimizdir, gerçek kimliÄŸimizi yüzümüze çarpan, ne olduÄŸumuzu, nereden gelip nereye gittiÄŸimizi vicdanımıza haykıran içimizdeki dinmeyen sestir. Ayasofya bir remzdir, bir simgedir, bir ÅŸiardır. Bizi bize anlatır. Bizi cümle âleme anlatır.

Madem Ayasofya halimizdir, istikbalimizin parlak ÅŸafağı onun kubbesinden ışıyacaktır.”
― M.Lütfi Arslan, Uyanın, Rüya Vaktidir