trestitia ⵊⵊ� deamorski's Reviews > Ariel ve Seçme Şiirler
Ariel ve Seçme Şiirler
by
şiiri çeviriden oku � ne demek istemiş diye düşünürken bir daha oku � şiiri ingilizcesinden oku � şiiri ingilizcesinden türkçesi ile karşılaştırarak oku � şiiri internette arat ve yorumları oku + şiire dönüşler yap
bu kitabı niye geç bitirdiğim'in birinci nedeni bu. özellikle yorumları okumak zaman alıyor, birden fazla okuduğum için. Aslında önce Bell Jar'ı okumalı, hatta şiirleri ve Bell Jar'ı paralel götürmeli. Çünkü manyağız asdfasdf Çünkü özellikle günlüklerden veya kişisel notlardan/mektuplardan biyografi okuyunca sanatçının eserlerini çok daha net anlıyorum, çünkü sizin bizim gibi 'geldim gördüm yendim' yazmıyor. Bu üç eylemi üç sayfada içi dolu anlatıyorlar, haliyle bağlam yaratılmış oluyor. Bunu en azından şöyle örneklendireyim, 'Yumurta Kayadan İntihar' şiirini webde ilk arattığımda pek bir şey yazmıyor, direk bell jar'da referans veriyordu. Nys birileri ilgili kısmı koymuş, okuyunca kafaya dank ediyor. Yani bu şiirden yola çıkarak şunu diyorum, plath bir gün bir "şey" deneyimlemiş, sonra da onu tıpkı Bell Jar'da (yani hayatında, yani içsesinde) kullandığı sıfatları, mecazları ve cümleleri kullanarak, daha da sembolik bir dille şiire dökmüş.
Sizleri bilemem ama ben de yazarım, ve ikiz'im bile yazdıklarımı anlamıyor bazen. Yani ağlamayın, 'mecaz, alegori, sembol ve sürreal anlatım dolu şiir' çevirisi okumaya çalışıyoruz, Orhan Veli değil ki kifayetsiz kalmasına rağmen bi çırpıda anlamasın asdfasdfasdf
O yüzden eğer imkan ve diliniz varsa kesinlikle internete ister öğrenci essayları olsun ister hoca tezleri ister forum kullanıcı görüşleri, mutlaka üç beş tane analiz, yorum okuyun. tabi bu arada şiiri ingilizce okumayı unutmayın. çünkü yalnız anlam ve şiiri kavramak adına değil; kafiyelerde, özellikle sessel kafiyelerde (çünkü bu ingilizce) hatunun neler yarattığını görüyorsunuz (özellikle sıkça tekrarladığı eye=I mesela). ya da farklı anlamlara gelebilecek cümleleri görebiliyoruz (" 'I see her back' (Mirror)" veya " 'drip and thicken, tears' (Nick and the Candlestick)" gibi).
Artık bu durumu bell jarla paralel götürmeye üşengeçliğiniz razı gelir mi bilemicem çünkü benimki hani, sormama bile gerek yok gelmezdi çünkü asdfasgdfg.
Genel temalar belli; ölüm, depresyon, intihar, doğum, anne olmak, eş olmak, kadın olmak (buradan ulusal ve küresel feminist aktivistlere ve feminist kuruluşlarına selamlarımı yolluyorum, onları çok öpüyorum...), tedavileri, ailesi, çağı, persona, cinsellik ve geri kalan tüm problemler. Demeden geçemeceğim, hep insanların neden pastoral şiir yazma ihtiyacı duyduğunu düşünmüşümdür ve şahsım adına zerre hazlanmam okumaktan. Ve başta hastaneler olmak üzere Plath'in bulantı yaşadığı her mekan; ev, plaj, kaplıca, veya basit insan kalabalığı, onun 'pastoral' şiirine dönüşüyor. Yani pastoral şiirin depresifist hali. yani bi nevi. [Ahah, ağaçlar kuşlar böjükler ve lanet çoban çeşmesi optimist pastoral şiir oluyo bu durumda asdfasdf özür dilerim asdfasdf]
neyse, okudukça daha net kavramaya başladım tabi, Plath'i önceden ne kadar çok okuduğum pek bir işe yaramadı. şiirin güzel yanı da bu. şiirin bir güzel yanı da, asıl anlamından bambaşka, ve üstelik üzerine yapılan yorumlardan da bambaşka anlayabilmek (mesela 'Oraya Varmak' veya 'Lesbos' gibi). onu didik didik etmek, dipten daha dibe inebilmek.
evet, Ariel'i inceleyince (incelemeleri inceleyince :D) gerçekten Plath'in başyapıtı diyebilirim ama benim için: Lady Lazarus, Ölüm A.Ş., Oraya Varmak, Doğum Günü Armağanı, Kız Kurusu, Lesbos. ve en en taparcasına sevdiğim Ayna.
bu kitap bir de çeviri yüzünden uzadı. kesinlikle çok güzel çeviri (Lady Godiva'yı tanrıça diye çevirmenin anlamını kavrayamadığım durumlar oldu tabi). sadece ben, şiir çevirisinde önce anlam dediğim için çevirmenin haklı kaygılarının neden olduğu, özellikle kıta ayrımı olan şiirlerde dizelerin (mesela bir kıtanın son dizesi ile bir sonraki kıtanın ilk dizesinin) yerlerinin değiştirilmesinden hoşlanmadım çünkü okumamı zorlaştırdı. çünkü sanki türkçeymiş gibi nefeslenmede bulundum ben, öyle olmuyor. Kafiye, vezin vs kaygısı güttüğünü biliyorum o konuda bi sıkıntı yok ancak sadece bu kaygı uğruna dize sırasının değişmesinden hoşlanmadım.
AYRICA yukarıda bahsettiğim eye-I durumu gibi şeyler. Dipnot ya da arka sayfada bi notlar kısmı yok, kimse kusura bakmasın ama böyle şeyler yapılmak zorunda bence. Yoksa ben de çeviririm yani zor değil. ki bana sorarsanız Plath'i, at koşturur gibi cümle cümle okuyun. işte başta böyle olunca bi süre elime dahi almadım kitabı.
son bir şey, allaseniz depresyonu geçtim depresifliği üff püfften ibaret sananlar okumasın. sonra 'içim karardı daraldım sıkıldım off puff' deyip ve hatta bi de 1-2 gibi yıldız veriyosunuz, ayar oluyorum, çarpılırsınız aq. ben gidip kişisel gelişim falan okumuyorum mesela, kendim gibi manyakları, hüzünlüleri, varoluşçuları, depresifleri ve romantikleri buluyorum. haliyle şu an bu kitaba yıldızlar saçarken aldığım haz kıvamında ve görebildiğim kadarıyla sanat kaygısıyla verdim, yoksa ne haddime şiir değerlendirmek.
adam şiire 1 veriyor ruhunu bunalttı veya anlamadı diye asdfasdfasd
by

şiiri çeviriden oku � ne demek istemiş diye düşünürken bir daha oku � şiiri ingilizcesinden oku � şiiri ingilizcesinden türkçesi ile karşılaştırarak oku � şiiri internette arat ve yorumları oku + şiire dönüşler yap
bu kitabı niye geç bitirdiğim'in birinci nedeni bu. özellikle yorumları okumak zaman alıyor, birden fazla okuduğum için. Aslında önce Bell Jar'ı okumalı, hatta şiirleri ve Bell Jar'ı paralel götürmeli. Çünkü manyağız asdfasdf Çünkü özellikle günlüklerden veya kişisel notlardan/mektuplardan biyografi okuyunca sanatçının eserlerini çok daha net anlıyorum, çünkü sizin bizim gibi 'geldim gördüm yendim' yazmıyor. Bu üç eylemi üç sayfada içi dolu anlatıyorlar, haliyle bağlam yaratılmış oluyor. Bunu en azından şöyle örneklendireyim, 'Yumurta Kayadan İntihar' şiirini webde ilk arattığımda pek bir şey yazmıyor, direk bell jar'da referans veriyordu. Nys birileri ilgili kısmı koymuş, okuyunca kafaya dank ediyor. Yani bu şiirden yola çıkarak şunu diyorum, plath bir gün bir "şey" deneyimlemiş, sonra da onu tıpkı Bell Jar'da (yani hayatında, yani içsesinde) kullandığı sıfatları, mecazları ve cümleleri kullanarak, daha da sembolik bir dille şiire dökmüş.
Sizleri bilemem ama ben de yazarım, ve ikiz'im bile yazdıklarımı anlamıyor bazen. Yani ağlamayın, 'mecaz, alegori, sembol ve sürreal anlatım dolu şiir' çevirisi okumaya çalışıyoruz, Orhan Veli değil ki kifayetsiz kalmasına rağmen bi çırpıda anlamasın asdfasdfasdf
O yüzden eğer imkan ve diliniz varsa kesinlikle internete ister öğrenci essayları olsun ister hoca tezleri ister forum kullanıcı görüşleri, mutlaka üç beş tane analiz, yorum okuyun. tabi bu arada şiiri ingilizce okumayı unutmayın. çünkü yalnız anlam ve şiiri kavramak adına değil; kafiyelerde, özellikle sessel kafiyelerde (çünkü bu ingilizce) hatunun neler yarattığını görüyorsunuz (özellikle sıkça tekrarladığı eye=I mesela). ya da farklı anlamlara gelebilecek cümleleri görebiliyoruz (" 'I see her back' (Mirror)" veya " 'drip and thicken, tears' (Nick and the Candlestick)" gibi).
Artık bu durumu bell jarla paralel götürmeye üşengeçliğiniz razı gelir mi bilemicem çünkü benimki hani, sormama bile gerek yok gelmezdi çünkü asdfasgdfg.
Genel temalar belli; ölüm, depresyon, intihar, doğum, anne olmak, eş olmak, kadın olmak (buradan ulusal ve küresel feminist aktivistlere ve feminist kuruluşlarına selamlarımı yolluyorum, onları çok öpüyorum...), tedavileri, ailesi, çağı, persona, cinsellik ve geri kalan tüm problemler. Demeden geçemeceğim, hep insanların neden pastoral şiir yazma ihtiyacı duyduğunu düşünmüşümdür ve şahsım adına zerre hazlanmam okumaktan. Ve başta hastaneler olmak üzere Plath'in bulantı yaşadığı her mekan; ev, plaj, kaplıca, veya basit insan kalabalığı, onun 'pastoral' şiirine dönüşüyor. Yani pastoral şiirin depresifist hali. yani bi nevi. [Ahah, ağaçlar kuşlar böjükler ve lanet çoban çeşmesi optimist pastoral şiir oluyo bu durumda asdfasdf özür dilerim asdfasdf]
neyse, okudukça daha net kavramaya başladım tabi, Plath'i önceden ne kadar çok okuduğum pek bir işe yaramadı. şiirin güzel yanı da bu. şiirin bir güzel yanı da, asıl anlamından bambaşka, ve üstelik üzerine yapılan yorumlardan da bambaşka anlayabilmek (mesela 'Oraya Varmak' veya 'Lesbos' gibi). onu didik didik etmek, dipten daha dibe inebilmek.
evet, Ariel'i inceleyince (incelemeleri inceleyince :D) gerçekten Plath'in başyapıtı diyebilirim ama benim için: Lady Lazarus, Ölüm A.Ş., Oraya Varmak, Doğum Günü Armağanı, Kız Kurusu, Lesbos. ve en en taparcasına sevdiğim Ayna.
bu kitap bir de çeviri yüzünden uzadı. kesinlikle çok güzel çeviri (Lady Godiva'yı tanrıça diye çevirmenin anlamını kavrayamadığım durumlar oldu tabi). sadece ben, şiir çevirisinde önce anlam dediğim için çevirmenin haklı kaygılarının neden olduğu, özellikle kıta ayrımı olan şiirlerde dizelerin (mesela bir kıtanın son dizesi ile bir sonraki kıtanın ilk dizesinin) yerlerinin değiştirilmesinden hoşlanmadım çünkü okumamı zorlaştırdı. çünkü sanki türkçeymiş gibi nefeslenmede bulundum ben, öyle olmuyor. Kafiye, vezin vs kaygısı güttüğünü biliyorum o konuda bi sıkıntı yok ancak sadece bu kaygı uğruna dize sırasının değişmesinden hoşlanmadım.
AYRICA yukarıda bahsettiğim eye-I durumu gibi şeyler. Dipnot ya da arka sayfada bi notlar kısmı yok, kimse kusura bakmasın ama böyle şeyler yapılmak zorunda bence. Yoksa ben de çeviririm yani zor değil. ki bana sorarsanız Plath'i, at koşturur gibi cümle cümle okuyun. işte başta böyle olunca bi süre elime dahi almadım kitabı.
son bir şey, allaseniz depresyonu geçtim depresifliği üff püfften ibaret sananlar okumasın. sonra 'içim karardı daraldım sıkıldım off puff' deyip ve hatta bi de 1-2 gibi yıldız veriyosunuz, ayar oluyorum, çarpılırsınız aq. ben gidip kişisel gelişim falan okumuyorum mesela, kendim gibi manyakları, hüzünlüleri, varoluşçuları, depresifleri ve romantikleri buluyorum. haliyle şu an bu kitaba yıldızlar saçarken aldığım haz kıvamında ve görebildiğim kadarıyla sanat kaygısıyla verdim, yoksa ne haddime şiir değerlendirmek.
adam şiire 1 veriyor ruhunu bunalttı veya anlamadı diye asdfasdfasd
egzama üstüne şiğir yazmışlığımız var nasıl sevmem
xoxo
iko
Sign into Å·±¦ÓéÀÖ to see if any of your friends have read
Ariel ve Seçme Şiirler.
Sign In »
Reading Progress
October 11, 2016
–
Started Reading
October 11, 2016
– Shelved
October 11, 2016
–
17.65%
"Ortaokuldan beri bu kadını okumayı bekliyorum ve çeviri hüsran. elimdeki kitapta (kırmızıkedi'nin) sözcükler de diziler de tatmin edici çevrilmiş ama, nedenini anlayamadığım bir şekilde, şiirdeki dizelerin yeri değişmiş. YA NEDEN AQ NEDEN BUNLAR SENİN ŞİİRİN DEĞİL NEDEN!
TÜRKÇE OKURKEN Bİ YANDAN İNGİLİZCESİNİ DE OKUYORUM."
page
24
TÜRKÇE OKURKEN Bİ YANDAN İNGİLİZCESİNİ DE OKUYORUM."
December 9, 2016
–
66.18%
"Sanki sylvia plath'i hiç tanımamışım gibi, bilmeliydim zorlanacağımı. Ama kahrolası harika gidiyor."
page
90
January 7, 2017
–
85.29%
"
page
116

hadi Lady Lazarus'u önceden okudum etkisi azaldı, Ölüm A.Ş., Doğum Günü Armağanı ve diğerlerinde bile gözleri dolmayan ben, az kalsın "Ayna"da ağlayacaktım. Burnum sızladı."
Özellikle o altı çizili satırlar yüreciğimi çizdi.
January 9, 2017
–
Finished Reading
December 13, 2021
– Shelved as:
x_poetry
March 29, 2023
– Shelved as:
favorites
Comments Showing 1-2 of 2 (2 new)
date
newest »

message 1:
by
Ö³ú±ô±ð³¾
(new)
-
added it
Apr 18, 2020 10:16AM

reply
|
flag