Å·±¦ÓéÀÖ

“Bu yerlerde trenler doÄŸudan batıya, batıdan doÄŸuya gider gelir, gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeÄŸi Sarı Özek uzar giderdi. CoÄŸrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden baÅŸlıyorsa, bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı. Trenler ise doÄŸudan batıya, batıdan doÄŸuya gider gelir, gider, gelirdi...”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Trains in these parts went from East to West, and from West to East . . .
On either side of the railway lines lay the great wide spaces of the desert - Sary-Ozeki, the Middle lands of the yellow steppes.
In these parts any distance was measured in relation to the railway, as if from the Greenwich meridian . . .
And the trains went from East to West, and from West to East . . .”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Böyle korkunç olaylar bazen insanların da başına gelebilir. Ãœstesinden gelemediÄŸi çeliÅŸkilerle baÅŸ baÅŸa kalan insan, moral bakımından derinden derine sarsılır ama bunu kimseye söyleyemez, çünkü kimse ona yardım edemez. Bu korkunç bir yer kayması gibidir, tehlikeyi görürsünüz, ama bir ÅŸey yapamazsınız.”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“All that had taken place in many years of life at Boranly-Burannyi junction, all this great strain over a long time, all the troubles, difficulties and joys he had lived through - all this had to be expressed in a few words of farewell in the few minutes of laying to rest. How much, yet how little, is given to a man!”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“They say on the radio that our children will live better, easier lives in the future, but clearly you think that things will be more difficult for them than it has been for us. There’ll be an atomic war, perhaps?â€� ‘Well, yes and no; but it’s not only to do with the bomb. Perhaps there won’t be a war at all â€� even if there is, it’ll not be soon. Nor am I talking about food problems. Simply, the wheel of time is gathering speed. They’ll have to approach everything on their own, using their own mind, and partly they’ll have to answer for what we did in the past. It’s always hard to have to think things out. Therefore, I say, life will be harder for them than it has been for us.”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Siz bu dünyada gerçeÄŸin nerede olduÄŸunu, gerçek mutluluÄŸun nerede bulunduÄŸunu bilmiyorsunuz. Duygu bir ÅŸarkıdan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸilse, ÅŸarkı söylemek niçin ayıp olsun? AÅŸk varsa ve hele âşık olmak Allah vergisi ise, niçin ayıp olsun? Dünyada en büyük sevinç, âşık olanın sevinci, sevmek-sevilmek sevinci deÄŸil midir? Sizler bana ÅŸarkı söylediÄŸim için, geçkin yaşımda başıma gelen aÅŸkı, o yüce sevgiyi geri tepmediÄŸim için, çıldırmış, bunamış diyorsanız, ben de sizin yanınızda bir dakika durmam, çeker giderim. Herkese bir yer vardır bu dünyada. Atım Sarala'ya biner, sevgilimin yanına giderim. Ordan da onunla birlikte baÅŸka dünyalara geçeriz, tâ ki ÅŸarkılarımız, türkülerimiz ve bizim davranışlarımız sizi rahatsız etmesin.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Elinden malını mülkünü, varını yoÄŸunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, iÅŸte buna çare yoktur.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“man”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More Than a Hundred Years

“Ah, yaÅŸam böyle iÅŸte! Dünyaya gelmesen hiçbir ÅŸey görmezsin, gelsen dertten kurtulamazsın.”
― Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel

“Küçük Mutluluklar...
Ä°ÅŸte budur insanları mutlu kılan, daha fazlasına ne gerek var?”
― Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel

“Her zaman öyle deÄŸil midir? Kayıplar zamanla unutulur, acılar körelir.”
― Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel

“Burada toprak çok, alabildiÄŸine geniÅŸ, ama senin payına kala kala üç arşınlık yer kaldı.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Ä°nsan bunları yaÅŸadıkça öğreniyor ve herhalde öğrenmek için yaşıyordu.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Tuhaf, insan sürekli yanyana olunca bazı ÅŸeyleri farketmiyor, ya da birdenbire farkediyor.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Gitmekle kendinden kaçıp kurtulacağını mı sanıyorsun? Nereye gidersen git, üzüntülerin de seninle beraber gelecektir. ... Herkes gidebilir, herkes kaçabilir ama, herkes kendine hakim olamaz, herkes kendine karşı zafer kazanamaz.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Dünyada hiçbir ÅŸey, hiç kimse çaresiz, korunmasız kalmamalıydı.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Bazen ona öyle gelirdi ki o bu dünyaya onun için gelmiÅŸtir, onu düşünmek, onu mutlu etmek için, denizden ve güneÅŸten topladığı enerjiyi ona taşımak, ona vermek için yaÅŸamaktadır. YaÅŸamasının aslı, amacı budur.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Hayat böyleymiÅŸ! Her ÅŸey korkunç, karışık, anlaşılmaz. Ä°ÅŸin bir başı bir de sonu var, ortasında ise herkes kaderini yaşıyor.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Düşünmek, her zaman acı veren ağır bir iÅŸtir.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Dualar iÅŸte bunun için okunuyordu. BaÅŸka türlü Tanrı'ya sesini duyuramazsın, niçin yaratıp niçin öldürdüğünü soramazsın ki!”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirmez.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Ya bazı bilim adamları Tanrı olmak hırsına kapılmışlarsa?”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“EÄŸer ölümün onlar için hiçbir önemi yoksa, yaÅŸamanın da yoktur. Öyleyse niçin ve nasıl yaşıyor bu insanlar?”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Öyle acılı sözler söylermiÅŸ ki, belki Allah'ın bile gücüne gidermiÅŸ.”
― Cengiz Aytmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Kazangap’Ä� öfkelendiren ikinci olay, Yedigey ve Ukubala’nın Kumbel’den gelip Boranlı’ya yerleÅŸmelerinden yıllar sonrasına rastlar. Artık çocukları olmuÅŸ, büyümüş, Boranlı’ya kök salmışlardı. Bir bahar akÅŸamıydı. Sürüleri ağıla kapatmış, koyun-kuzuların arttığını görüp memnun olmuÅŸlardı. Yedigey ÅŸaka olsun diye Kazangap’a:
- Ee, Kazake, sen ve ben zengin insanlar, kulaklar olduk. Yakında bir kere daha malımızı mülkümüzü alıp bizi sürmesinler sakın! dedi.
Kazangap, Yedigey’e sert sert baktı, bıyıkları da diken diken oldu:
- Sözüne dikkat et Yedigey! dedi.
- Şaka yaptım Kazake, şakadan anlamaz mısın?
- Bazı şeyler vardır ki onlarla şaka yapılmaz!
- Ama Kazake, neredeyse üzerinden yüz yıl geçti bu olayın...
- Asıl mesele de bu iÅŸte. Zaman ne kadar geçerse geçsin, bazı konularda hiçbir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtirmez. Elinden malını mülkünü, varını yoÄŸunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, ruhunu öldürürlerse, iÅŸte buna çare yoktur...”
― Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel

“Bu Sabitcan gevezesini okutup baÅŸlarına bela etmiÅŸlerdi. Ä°lk bakışta onu bir adam sanırdınız.. Çok ÅŸey dinlemiÅŸti. Her ÅŸeyi bilir görünürdü. Yatılı okullara, enstitülere göndermiÅŸlerdi onu. Ama adam olamamış, okumuÅŸ cahillerden biri olup çıkmıştı. Övünmeyi, içki içmeyi, kadeh tokuÅŸturmayı çok sever, buna karşılık elinden hiçbir iÅŸ gelmezdi. Kocaman bir sıfır, bir hiçti o! Babasına hiç çekmemiÅŸti. Ama ne gelirdi elden, katlanırdınız iÅŸte.”
― Cengiz Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel

“Tevekkül Allah'a! KöpeÄŸin efendisi varsa kurdun da Tanrı'sı vardır.”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Zarife de kendine göre Yedigey'in iyiliÄŸini istemiÅŸ ve bu konuda vicdanının sesine uymuÅŸtu. Bunun için Zarife'yi suçlamıyor, ona kızamıyordu. Zaten insan sevdiÄŸine kızamazdı ki! Daha çok kendisini suçluyor, kendisini kusurlu buluyordu. SevdiÄŸi kadın acı çekeceÄŸine kendisi acı çeksindi. Bırakıp gitse bile onu hep sevgiyle anardı.”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years

“Hiçbir kral, hiçbir imparator, hiçbir hükümdar devletini yitirdiÄŸi için Boranlı Yedigey kadar umutsuzluÄŸa düşmemiÅŸ, onun kadar acı duymamış ve aÄŸlamamıştı.”
― Chingiz Aitmatov, The Day Lasts More than a Hundred Years