Å·±¦ÓéÀÖ

“Apuesto a que a veces podías encontrar todos los misterios del universo en la mano de alguien.”
― Benjamin Alire Sáenz

“Zekice bir kitap yazmışsın, Bon-Bon,â€� diye devam etti Majesteleri, dostumuzun omzuna, o verilen emri tam anlamıyla yerine getirdikten sonra bardağını bırakırken hafifçe, bilgiç bir tavırla vurarak. “Kesinlikle zekice bir kitap. Tam benim sevdiÄŸim türden bir eser. Ancak özdeÄŸe iliÅŸkin tasarımın geliÅŸtirilebilir ve fikirlerinin pek çoÄŸu bana Aristoteles’i anımsatıyor. O filozof en yakın tanıdıklarımdan biriydi. Onu hem korkunç huysuzluÄŸundan, hem de pot kırmak gibi eÄŸlenceli bir yönünden dolayı severdim. Bütün o yazdıkları arasında tek bir somut gerçek var ki, onun ipucunu da kendisinin absürdlüğünü sevdiÄŸim için ben verdim. Pierre Bon-Bon, hangi yüce ahlâki gerçekten bahsettiÄŸimi biliyorsun sanırım, deÄŸil mi?â€�

“Bildiğimi söyleyemem –�

“Evet! � Aristoteles’e insanların hapşırırken gereksiz fikirleri burunlarından dışarı attığını söyleyen bendim.�

“Bu –hık!� gerçekten de doğru,� dedi metafizikçi, kendisine bir bardak daha Mousseux koyarken ve ziyaretçisinin parmaklarına enfiye kutusunu sunarken.

“Platon’a da,� diye devam etti Majesteleri, enfiye kutusunu ve içerdiği iltifatı alçakgönüllülükle geri çevirerek, “Platon’a da bir zamanlar arkadaşça hisler beslemiştim. Platon’la tanıştın mı Bon-Bon? � Ah! Hayır, binlerce kez özür dilerim. Benimle bir gün Atina’da, Parthenon’da karşılaştı ve bana bir fikirden bunaldığını söyledi. Ona ο νους εδτιv αυλος‘yu* yazmasını önerdim. Bunu yapacağını söyleyip eve gitti, ben de piramitlere çıktım. Ama vicdanım beni bir arkadaşa bile olsa birine gerçeği söylediğim için kınadı ve apar topar Atina’ya geri dönüp ‘αυλος’yu yazarken filozofun sandalyesinin arkasında durdum. Kağıda parmağımla dokunarak ters çevirdim. Böylece cümle şimdi ‘� νους εδτιv αυγος�** olarak okunuyor ve gördüğün gibi, metafiziğinin temel doktrini.�

“Hiç Roma’da bulundunuz mu?� diye sordu restaurateur, ikinci Mousseux şişesini bitirdikten sonra dolaptan büyük bir şişe Chambertin alırken.

“Sadece bir kez, sevgili Bon-Bon, sadece bir kez. Bir ara� –dedi Şeytan, sanki bir kitaptan okurcasına� “bir ara beş yıllık bir anarşi dönemi olmuştu ve o sırada bütün memurlarından yoksun kalan cumhuriyetin halkın seçtiklerinden başka yargıcı yoktu. Bunlar da yasal idari yetkiye sahip değildi � o zaman, Mösyö Bon-Bon � yalnızca o zaman Roma’daydım ve bu yüzden onun felsefesine ilişkin dünyevi bir tanıdığım yok.�

“Epicurus hakkında ne –hık!� ne düşünüyorsunuz?�

“Kimin hakkında?â€� dedi ÅŸ±ð²â³Ù²¹²Ô ÅŸaÅŸkınlıkla, “Epicurus’ta kusur bulmak istiyor olamazsın! Epicurus hakkında ne düşünüyormuÅŸum! Beni mi kastediyorsunuz bayım? â€� Epicurus benim. Diogenes Laertes tarafından adı anılan üç yüz bilimsel incelemenin herbirini yazan filozof benim.â€�

* Ruh bir flüttür.
** Ruh parlak bir ışıktır.”
― Edgar Allan Poe, Bon-Bon

“Intuition is a capacity of our heart. Our heart is the door to allowing Existence to guide us, instead of being directed by our ideas, desires and expectations. Since the days of Aristotle’s, we have been taught that logic is the only way to reach a solution. But while logic works in a step-by-step-process to reach a solution, intuition simply takes a quantum leap to a solution without any intermediate steps.”
― Swami Dhyan Giten, Presence - Working from Within. The Psychology of Being

“In 'Physics' Aristotle makes a distinction between time and the single moments he describes as the ‘present'. Single moments are—like Aristotle’s atoms â€� indivisible, unbreakable things. But Time is the line that links these indivisible moments. Though Tarık Bey asked us to forget Time â€� that line connecting one present moment to the next â€� no one except for idiots and amnesiacs can succeed in forgetting it altogether. A person can only try to be happy and forget Time, and this we all do.”
― Orhan Pamuk, The Museum of Innocence

“Even if there is only one possible unified theory, it is just a set of rules and equations. What is it that breathes fire into the equations and makes a universe for them to describe? The usual approach of science of constructing a mathematical model cannot answer the questions of why there should be a universe for the model to describe. Why does the universe go to all the bother of existing? Is the unified theory so compelling that it brings about its own existence? Or does it need a creator, and, if so, does he have any other effect on the universe? And who created him?
Up to now, most scientists have been too occupied with the development of new theories that describe what the universe is to ask the question why. On the other hand, the people whose business it is to ask why, the philosophers, have not been able to keep up with the advance of scientific theories. In the eighteenth century, philosophers considered the whole of human knowledge, including science, to be their field and discussed questions such as: did the universe have a beginning? However, in the nineteenth and twentieth centuries, science became too technical and mathematical for the philosophers, or anyone else except a few specialists.
Philosophers reduced the scope of their inquiries so much that Wittgenstein, the most famous philosopher of this century, said, “The sole remaining task for philosophy is the analysis of language.� What a comedown from
the great tradition of philosophy from Aristotle to Kant!
However, if we do discover a complete theory, it should in time be understandable in broad principle by everyone, not just a few scientists. Then we shall all, philosophers, scientists, and just ordinary people, be able to take part in the discussion of the question of why it is that we and the universe exist. If we find the answer to
that, it would be the ultimate triumph of human reason â€� for then we would know the mind of God.”
― Stephen Hawking, A Brief History of Time

“...Bir filozof olarak Aristoteles, kendisinden önceki bütün filozoflardan birçok bakımdan farklıdır. Bir profesör gibi yazan ilk kiÅŸidir: yazdıkları sistematiktir, tartışmaları baÅŸlıklara ayrılır, ilhamlı bir peygamber deÄŸil, profesyonel bir öğretmendir. (s. 299)”
― Bertrand Russell, Batı Felsefesi Tarihi, Ä°lkçaÄŸ

“El tiempo es la cosa más importante que una persona puede gastar”
― Teofrasto, Theophrastus: Characters

“Nuestro sistema nervioso, aunque menos observable que nuestros movimientos ´Úí²õ¾±³¦´Çs, es igualmente significativo. Para mejorarlo, debemos medir, monitorear y mejorar conscientemente nuestros hábitos”
― Juan I. Fernández, Libertad para Gente Inteligente: De la cognición a la acción