Å·±¦ÓéÀÖ

“Ulusal gelirin büyük bir kısmını verimsiz denilen ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾ yatırımlarına harcamak gerekir ve tarım verimliliÄŸinin geliÅŸmesine özellikle dikkat edilmelidir.”
― Ernesto Che Guevara, Che Guevara on Global Justice

“Horoz sevmeyen çalışkan öğrencilere oldum olası acımışımdır. Okullarda horoz sevmeyi öğretmiyorlar. Çok yazık. Hamurabi'nin kim olduÄŸunu, Pigmelerin nerede yaÅŸadıklarını, Anibal'in savaÅŸlarını, Brezilya'nın yüzölçümünü, tek kanatlıları, çift kanatlıları, etoburları, çarpım cetvelini ezbere bilmek neye yarar; bir horozu sevemedikten sonra? Horoz sevmeyen birini görünce çok kızıyorum; bağışlayın, ne anlatacağımı unutuyorum.”
― Çetin Öner, ³Òü±ô¾±²ú¾±°ì

“Karanlık sokaklardaki ÅŸiddet için ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾ en iyi sokak lambasıdır!”
― Mehmet Murat ildan

“OlgunlaÅŸmak için Yalnızlık Okulu’nda ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾ alman gerekir!”
― Mehmet Murat ildan

“Fırtınalar Okulu’ndan hiçbir ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾ almamış bir kaptana asla güvenme!”
― Mehmet Murat ildan

“Ä°yi bir ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾ almak iyi bir ÅŸanstır! Ve iyi bir ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾ nedir? İçinde yaÅŸadığı sistemden şüphe edebilecek ve eÄŸer sistem kötüyse ona karşı baÅŸkaldırabilecek ve öteki zihinlerden - hangi konuda olursa olsun - emir almayı reddedebilecek bağımsız bir zihne sahip olmaktır!”
― Mehmet Murat ildan

“Kapalı Lale Sineması'nın önünde oniki on üç yaÅŸlarında bir simitçi dururdu. Ben önceleri kendisine pek dikkat etmemiÅŸtim. Bu çocuk ikide bir sinemaya kaçar, simit tablasının başını boÅŸ bırakır, gelen geçen para atıp simit alır ve boÅŸ tabla orada kalırdı. Ne yaptıysak bu çocuÄŸu sinemadan dışarı çıkaramadık. Tokatladık, azarladık nafile, gitmiyor. Bir süre sonra kendi kendine yerleri silmeye, koltukların tozunu almaya baÅŸladı. Canla baÅŸla çalışıyor. Ancak filim baÅŸladı mı kendinden geçiyor, neredeyse perde ile bütünleÅŸiyor. Birgün bunu karşıma aldım, oÄŸlum sen kimsin, nesin, ailen yok mu diye sorularla tanımaya çalıştım. Ailesini Yunanlılar katletmiÅŸ. Bu ellerinden zor kurtulmuÅŸ, iÅŸte simit falan satarak geçinmeye çalışıyor. 'Amca' dedi, 'ben sinemayı çok seviyorum, nolur beni kovmayın' dedi. 'Peki' dedik ve bunu iÅŸe aldık. Temizlikçi olarak baÅŸladı, ama kabiliyetli çocuk. Bir süre sonra perdeye baka baka okuyup yazmayı öğrendi. Aradan çok geçmedi filme eÅŸlik eden piyanoyu seyrederek piyano çalmasını öğrendi. Makinalara merak saldı, makina kullanmasını öğrendi. AfiÅŸleri yapan ressamı seyrederek afiÅŸ yapmasını öğrendi, yani sinemanın girdisini çıktısını tamamen bilerek tam bir vukuf kesbetti. Ben sonraları bu çocuÄŸu sinemaya idareci yaptım. Yıllarca yanımda çalıştı. Buradan ÅŸu neticeye gelmek istiyorum: Sinema olayı eÄŸitici yönü ile çok önem taşımaktadır. Mustafa Çimen ismindeki bu cahil ve aile nedir bilmeyen çocuk kabiliyetlerini geliÅŸtirmiÅŸ ve bir meslek edindiÄŸi gibi olabildiÄŸince kendisini yetiÅŸtirmeye çalışmıştı. Canlı bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. Sinema, görerek öğrenmenin baÅŸta gelen unsurlarından biri ve belki de en birincisidir.”
― Cemil Filmer, Hatıralar - Türk Sinemasında 65 Yıl

“Kartal bilgedir çünkü o bir yere deÄŸil her yere bakar. EÄŸer bilge insanlar yetiÅŸtirmek istiyorsan, bir yere deÄŸil her yere bakan insanlar yetiÅŸtir! Bütün fikirleri bilsinler, bütün yollarda yolculuk etsinler, hem ışıkta hem karanlıkta dolaÅŸsınlar! Her ÅŸeyden önemlisi kendilerine öğretilenden şüphe etmeyi alışkanlık haline getirsinler!”
― Mehmet Murat ildan

“BaÅŸkalarını geliÅŸtirmenin tek yolu önce kendini ²µ±ð±ô¾±ÅŸ³Ù¾±°ù³¾±ð°ìtir ve baÅŸkalarının seni geliÅŸtirmesinin tek yolu önce kendilerini geliÅŸtirmeleridir!”
― Mehmet Murat ildan

“Yıkmayı seven bir ´Úı°ù³Ùı²Ô²¹ kâğıttan bir ev görünce sevinir, taÅŸtan ev görünce üzülür! Farklı kitaplar okumuÅŸ ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾li bir zihin, taÅŸtan yapılmış bir eve benzer; onun kararlı duruÅŸu ´Úı°ù³Ùı²Ô²¹ları kederlendirir. Kâğıttan evler onu rol model alırsa, ´Úı°ù³Ùı²Ô²¹ onları da silip süpüremez.”
― Mehmet Murat ildan

“Mürekkep, kalem ve kağıt sizsiniz, hayatınız sizin kendi kararınız.”
― Abhijit Naskar, Handcrafted Humanity: 100 Sonnets For A Blunderful World

“Ä°nsan gibi görünmek yetmez,
Ä°nsanca davranmak gerekiyor.
Ä°ngilizce konuÅŸmak yetmez,
Ä°nsanca konuÅŸmak gerekiyor.”
― Abhijit Naskar, Yüz Åžiirlerin Yüzüğü

“En büyük niyet nezakettir,
En büyük ¾±²Ô²¹²Ôç iyiliktir.
En büyük hikmet hizmettir,
En büyük ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾ ¾±²Ô²õ²¹²Ô±ôı°ìtır.”
― Abhijit Naskar, Yüz Åžiirlerin Yüzüğü

“En büyük hikmet hizmettir, en büyük ±ðÄŸ¾±³Ù¾±³¾ ¾±²Ô²õ²¹²Ô±ôı°ìtır.”
― Abhijit Naskar, Yüz Åžiirlerin Yüzüğü (Ring of 100 Poems, Bilingual Edition): 100 Turkish Poems with Translations