ŷ

Inceleme Quotes

Quotes tagged as "inceleme" Showing 1-30 of 52
İlhan Arsel
“Eğer İslamda zorlama yoksa, insanları daha 13 yaşından itibaren namaz kılmaya zorlamak üzere Muhammed'in, "(Çocuk 13 yaşına geldiğinde) namaz kılması için dövülür" şeklindeki buyruklarına ne demeli?”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Muhammed, Yahudilerle Hıristiyanları da İslama sokmak istemiş, fakat sokamayınca onlara karşı düşmanca bir siyaset izlemiştir. Bu siyasetin amacı, İslamı kabul etmelerine ya da "kendi elleriyle ve küçülerek cizye (kafaparası) vermelerine kadar" onlarla savaşmak olmuştur.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“İslamdan çıkmak, sadece "Ben Müslüman değilim" demekle ya da başka bir dine geçmekle değil, İslam dinini ya da Muhammed'i ya da Tanrı'yı eleştirmek suretiyle de olabilir. Muhammed, kendi döneminde bunun pek çok örneklerini vermiş, örneğin kendisiyle alay eden ya da kendisini peygamber kabul etmeyen kişileri öldürtmüştür. Nice örnekten biri şöyle: Nadr b. Haris, daha Mekke dönemindeyken Muhammed’in sözüne inanmayanlardan biridir Tanrı’dan ona vahiy inmediğini, anlattığı masalların Yahudilerden alınma olduğunu vs. söyler (bkz. Enfâl Suresi, ayet 22, 70). Bedir Savaşı sırasında esir olarak Muhammed'in eline geçer. Muhammed, yıllarca önce Nadr'ın kendisi hakkında söylediklerinin intikamını almak üzere onun kafasını kestirir.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“İslamdan çıkanlara ya da İslami terk edip başka bir dine girenlere " mürteci" (irtidat eden) deniyor. Muhammed bunlara ölüm cezasını uygun görmüş ve şöyle demiştir:

"... Her kim dinini (ki Müslümanlıktır) değiştirirse onu hemen öldürünüz"

Bu doğrultuda olmak üzere Muhammed’in şöyle dediği de kabul edilir:

"Dinini değiştiren ve cemaatten (İslam cemaatinden) ayrılan kimsenin (kanının dökülmesi caizdir)”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Ku'ran'da, Müslümanların, Hıristiyanlarla ve Musevilerle dost olmaları yasak edilmiş, şöyle denmiştir:

”Ey (Müslümanlar)! Yahudi ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır..." (Bkz. Mâide Suresi, ayet 51).”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“İslam şeriatı yeryüzünü "Dar'ül-İslam" ve "Dar'ül Harb" diye ikiye ayırmıştır. "Dar'ül-İslam" Müslümanların diyarıdır; "Darul Harb" ise İslamdan başka bir din ve inanca bağlı olanların diyarıdır. Ve amaç, yeryüzünün tamamı İslam olana kadar kâfirlere cihad açmaktır.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“İslamcılar, İslamın kaba kuvvetle, kılıç yoluyla değil, ikna yoluyla, fikir ve sevgi yoluyla yerleşmiş bir din olduğunu söylerler. Yalandır; çünkü İslam, Muhammed'le birlikte ve o tarihten bu yana, esas itibariyle korku, dehşet ve ölüm saçıcı usullerle insanlara kabul ettirilmiş bir dindir. Muhammed, bizzat kendisi, Medine'de bulunduğu son 10 ya da 13 yıllık yaşamı boyunca, İslami yayacağım diye 29 savaş yapmış, 45 çete yollamış ve bu savaşlara elinde kılıç bizzat katılmıştır.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“İslamdan başka bir din ve inanca yönelik olanlara karşı hoşgörüsüzlüğü o kerteyi bulmuştur ki, Kur'an' a, "Müslüman olmayanları dost edinmeyin...� şeklinde ayetler koymuş (örneğin Mâide Suresi, ayet 51) ve farklı din ve inançta olanların ellerini bile sıkmamıştır. Diğer Müslümanların da kendisi gibi yapmalarını istemiştir.

Ölüm döşeğinde, "Arap ceziresinde iki din bir arada olmayacak" diyerek İslam dünyasına hoşgörüsüzlük duygusunu miras bırakmıştır. Onun bu vasiyetini yerine getirmek için 1400 yıl boyunca İslam devletlerinin amacı "cihad" olmuştur. "Müşrik" bildikleri halkları kılıçla Müslüman yapmışlardır; örneğin Orta Asya’daki yüz binlerce Türk'ün kafaları kesilmiştir. Kitaplılardan (yani Yahudilerden ve Hıristiyanlardan) İslama girmeyenleri "cizye" (yani "kafa parası") vermeye zorlayıp ikinci sınıf insan durumunda tutmuşlardır. Şimdi durum buyken, İslam şeriatının hoşgörü dini olduğunu ya da başka dinlere saygılı olduğunu ya da zorlamaya başvurmadığını söylemek mümkün olur mu?”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Eğer İslam dini zorlama dini değilse, yeryüzü İslam olana kadar Müslümanları savaşmaya zorlayan buyruklara ne demeli?[Örneğin Bakara Suresi'nin 191. ayeti şöyle: " Fitne (kâfirlik) kalmayıp, yalnız Allah'ın dini (İslamiyet) ortada kalana kadar onlarla (kâfirlerle) savaşın. Eğer vazgeçerlerse (kâfirlikten vazgeçip İslam olurlarsa) sataşmayın.."].”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Kur'an'daki ”Dinde zorlama olmaz" buyruğu, esas itibariyle dinsel uygulamada kolaylık sağlamayı amaçlar; "hoşgörü" ya da din ve vicdan özgürlüğüyle ilgisi yoktur. Örneğin dinin gerektirdiği şeyleri yerine getirmek hususunda hiç kimseye gücünden fazlasını yüklememek ya da ibadet ve namaz gibi işlerde bazı kolaylıklar sağlamak, dinde zorlama olmaz anlamına gelir. Araplar, zahmetli şeyleri sevmedikleri ve genellikle zora gelemedikleri için, Muhammed onları bu yönleriyle ele almış ve kazanmaya çalışmıştır.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Yine düşündüm ki, eğer bu gençler, farklı din ve inançtaki ana-baba için Tanrı'dan mağfiret dilemenin yasaklandığını, kâfir olarak ölen ana-babanın cehennemi boylayacaklarını bilmiş olsalardı ve Muhammed'in bile, Müslüman olarak ölmediler diye kendi öz anası Amine için mağfiret dilemekten kaçındığını, babası Abdullah'ı ya da kendisine babalık etmiş olan amcası Ebû Tâlib'i cehennemlik saydığını öğrenselerdi, hiç kuşkusuz şeriatçının, "İslam ana-babaya sevgi ve saygıyı ve iyi davranmayı salık vermiştir" şeklindeki sözlerinin yalana dayalı olduğunu kolaylıkla gözler önüne serebileceklerdi.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“inceleme, din, tarih”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Örneğin şeriatçı kalkıp da bize, "Yaşamlarımızı din kurallarına uydurmalıyız, aksi takdirde Kur'an'ı inkâr etmiş oluruz" dediği zaman, kalkıp da kendisine, "Hayır yanılıyorsun ve yalan söylüyorsun, çünkü uymamız gereken şey din kuralları değil, hele Kuran hiç değil; uymamız gereken şey, her şeyden önce akıl kurallarıdır, akılcılıktır; çünkü şeriat verileri, özellikle Kuran, akla ve çağdaş yaşamlara yer verm ez� diyemiyoruz. Çünkü şeriatm akla, mantığa ve çağdaşlığa ters yönlerini bilmiyoruz ya da bilsek de bunu söyleyecek cesareti gösteremiyoruz. Yine bunun gibi şeriatçı bize, "Şeriata inanan insanlar olarak ... cehaleti, ataleti ve meskeneti terk etmeliyiz � dediği zaman, ”Hayır yalan söylüyorsun, çünkü cehaleti, ataleti ve meskeneti yaratan tek şey şeriatın ta kendisidir" deyip şeriatçıyı susturamıyoruz, zira şeriatın özünde ve içeriğinde cehalet, atalet ve meskenet yattığını bilmiyoruz; bilsek de söyleme cesaretini gösteremiyoruz.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Şeriatçı bize, "İslam dini ana ve babaya saygı ve sevgi gösterilmesini emreder" şeklinde bir şeyler söylediğinde, onun bu yalanına karşı, "Hayır öyle değil, çünkü Ku'ran , ana ve babaya sevgi ve saygı gösterilmesi için onların İslam dininden olmaları koşuluna yer vermiştir; İslamdan gayrı bir inanca bağlı ana ve babaya karşı sevgi ve saygı değil, aksine düşmanlık beslenmesini emretmiştir. Nitekim Muhammed bile, İslam olarak ölmediler diye, kendi anası Amine için mağfiret dilememiş, babası Abdullah'ın cehennemlik olduğunu bildirmiştir" şeklinde bir yanıt veremiyoruz, çünkü şeriatın içyüzünü bilmiyoruz; bilsek de söyleme cesaretini kendimizde bulamıyoruz.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Anlatmak istediğim şudur ki, eğer bizler, İslam şeriatının özünün ne olduğunu kaynaklarıyla bilebilmiş olsak, şeriatçıyı kendi silahlarıyla susturup, insanlarımızı akıl çağma kavuşturmakta güçlük çekmeyeceğiz. İşte elinizdeki kitap bu maksatla, yani şeriatçının yalanlarını yüzüne vurmak ve insanlarımızı bu yalanlardan kurtarıp yaşantılarını akılcı düşünce yoluyla düzenlemeye alıştırmak amacıyla kaleme alınmıştır.

Her vesile ve fırsatta dile getirmeye çalıştığım inancım şudur ki, İslam şeriatını ve onu uygulamaya çalışan şeriatçıyı, Türkiye için giderek büyüyen bir tehlike olmaktan çıkarmanın başlıca yolu, ister Kur'an olarak ve ister Kur'an olmayarak (örneğin hadis şeklinde) konmuş olan din verilerini akılcı eleştiriden geçirip sergilemektir. Bu yapılacak olursa, aklı başında hiçbir insanın "şeriat" yanlısı olmasına imkân kalmayacak ve şeriatçıyla savaşım, olumlu sonuç sağlayacaktır.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Söylemek isterim ki, benzeri bir değişikliği ben de, henüz genç denebilecek bir yaştayken geçirmiştim. İslam şeriatının, "özü� itibariyle iyi ve fakat bilgisiz din adamları yüzünden "kötü� uygulamaya sokulduğunu sanmaktayken, merak saikiyle şılara giriştikçe gerçeklerin böyle olmadığını, asıl kötü olan şeyin, doğrudan doğruya bu "öz" olduğunu anladım. Çünkü akılcı eleştirilerim bana şunu öğretti ki, hoşgörüsüzlük, bağnazlık, insan varlığına saygısızlık, aklı dışlamıştık, özgür düşünceye yabancılık vs... gibi her türlü olumsuzluk bu "öz"de yatmakta.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“15. baskıya ulaşmış olan kitabım, şeriatçı bir yargıç kararıyla toplatıhverdi. Belli ki aydınlanma yoluna yönelen insanlarımızın uykudan uyanmaya başlamaları şeriatçıları ürkütmüştü; kitabın okunması daha kim bilir kimleri uyandırabilirdi ve bu nedenle kitabı toplatmak gerekirdi!

Ama kuşku etmiyorum ki, bir gün gelecek, kitap toplatmayı çözüm yolu sanan köhne zihniyet, İslam şeriatının içyüzünü ortaya koyan aydınlarımız sayesinde yok olup gidecektir.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Kur'an' ı benimsemeyen ve başkaca bir dine yönelenler) "kâfir" sayılırlar. "Kâfirler" hem bu dünyada ve hem de ahirette ceza görecek olanlardır. Örneğin Kuran da şöyle yazılıdır:

"Kim İslamiyetten başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O , ahirette de kaybedenlerdendir" (Âl-i İmrân Suresi, ayet 85.)

Bütün bunlar bir yana, fakat yeryüzünde İslamdan başka bir din kalmayıncaya ve bütün insanlar Müslüman olana kadar savaş emrini verir:

"...Hem bir fitne kalmayıp din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın...� (Bakara Suresi, ayet 191).”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Gerçekten de köle azadlama Araplar için çok zor bir şey sayılırdı; çünkü köle sayesinde işlerini ücretsiz olarak gördürürler, onlardan yararlanırlardı. Bunun böyle olduğunu bildiği için Muhammed, köle azad-lamanın, "sarp yokuşa tırmanmak� kadar zor bir şey olduğunu söylerdi. Kuran a şu ayeti koymuştu: ”Ama o (insanoğlu) 'sarp yokuş'a tırmanmayı göze alamadı. O sarp yokuşun ne olduğunu bilir misin? 'Köle azadlamaktır' o...� (Beled Suresi, ayet 11-16.)”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Bütün bu ve buna benzer hususlar " Dinde zorlama olmaz" hükmünün kapsamına giren şeyler olmakta. Bundan anlaşılması gerekir ki, bu hükmün "dinsel hoşgörü" ya da "vicdan özgürlüğü� ile ilgisi yoktur; sadece dinsel görevleri kolaylaştırmakla ilgisi vardır. Daha başka bir deyimle, "Dinde zorlama yoktur" ayetinin "Hiç kimse İslama zorlanamaz" ya da "Herkes dilediğidine girmekte ya da dilediği gibi dinini terk etmekte özgürdür" şeklinde bir anlamı yoktur; çünkü İslam, İslamdan başka bir din olmadığına, başka bir dine yönelenlerin sapık sayıldıklarına, İslamdan çıkanların ölüm cezasına çarptırılacaklarına, kâfirlerin cehennemlik olduklarına dair hükümler yanında insanları İslama sokmaya ve İslamda tutmaya zorlayan "cihad" hükümlerle doludur. Muhammed'in uygulaması da bu doğultuda olmuştur. Muhammed’den sonra iktidara gelenlerin yaptıkları da budur.”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

İlhan Arsel
“Türklerin Kılıçla Müslümanlaştırılmaları da Muhammed'in Getirdiği Cihad Buyrukları Yoluyla Olmuştur”
İlhan Arsel, Şeriatçıyla Mücadelenin El Kitabı

Remzi Gökdağ
“Tarihin cömert davrandığı şehirler bende kalıcı izler bırakır. Onlara bakarken geçmişe döner, geçtiğim yollarda yaşanan gizemli hikâyeleri düşünürüm. Masallarda anlatılan sokaklarda dolaşırken bulunduğum zamanı terk ederim. Bazen zindana hapsedilen bir prensesin sesini duyar, bazen de beyaz atı, demir zırhı, uzun kılıcıyla uzakta beliren şövalyenin nereye gittiğini merak ederim. Bern’i izlerken yaptığım gibi, zaman yolculuğuna çıkar, tarihin unutulan yüzleriyle birlikte, efsane olmuş isimlerini hatırlarım.”
Remzi Gökdağ, Başka Şehirler

Remzi Gökdağ
“Ribeira’nın taş kaldırımlarından kıyıya inenleri gördüm. Karanlık denizlere yelken açmaya hazırlanan yelkenlileri izledim. Denizcileri uğurlamaya gelenlerin seslerini işitir gibi oldum. Böyle anlarda sokaklar sustu, şehir derin bir sessizliğe gömüldü.”
Remzi Gökdağ, Başka Şehirler

“Avrupa’da kilise karşısında durmak “şeytana tapmak � anlamında görüldüğü için ilk satanik yapılanmalar da bu dönemde olmuştur.�

Şeytanın Notaları, Eray Emin Aydemir”
Eray Emin Aydemir, Şeytanın Notaları

“Dünyada müzik ve sanat öğeleri bir sanatçının etkileşim alanına yaptığı propagandadır. Salvador Dali, yaptığı tablolarla bize hayal gücü ve zihnindeki delilikleri anlatır. Bir kilise ilahisinde yapılan sözlü ve müzikal propagandanın bir benzeri pop, rap ya da metal müzik türündeki bir şarkıda da vardır. Sadece konular farklı olsa da insan zihni sürekli olarak bir propaganda altındadır”
Eray Emin Aydemir, Şeytanın Notaları

“Iron Maide'nin bir röportajından;
“Run To The Hills(Tepelere Kaçın) isimli şarkıdan Amerika kıtasına gelen beyaz adamın yaptığı vahşeti anlatıyordu. Şarkı sözleri ise şu şekilde idi:
Beyaz adam denizin ötesinden geldi
Bize acı ve sefalet getirdi
Kabilelerimizi öldürdü, inancımızı öldürdü,
Hayvanlarımızı kendi gereksinimi için avladı”
Eray Emin Aydemir, Şeytanın Notaları

“Ozzy Osbourne; Kazanacak ya da kaybedecek bir şeyimiz yoktu. Bütün gün tüttürüp (uyuşturucudan bahsediyor), kadınları kovalamak yeteri kadar eğlenceliydi. Fabrikada çalışmaktan daha iyiydi bizim için müzik yapmak.�
Metal, kurucusundan dinleyicisine kadar herkes için bir kurtuluştu.”
Eray Emin Aydemir, Şeytanın Notaları

“Medyayı kontrol edenler, televizyonu kontrol edenler, müziği kontrol edenler- tıpkı komedyen ve fikir adamı George Carlin’in dediği gibi- neyi izlememizi istiyorlarsa onu izliyor ve onu dinliyoruz. Evet müziğin daima bir sanatsal tarafı var, notalar var olduğu müddetçe de olacak ancak işin arka planı gerçekten mide bulandırıcı..”
Eray Emin Aydemir, Şeytanın Notaları

“Tayfalar vardı. Bakırköy tayfası, Kadıköy tayfası, Ortaköy tayfası ve Taksim tayfası gibi. Ancak gruplar arasında herhangi bir nefret yoktu. Herkes kendi muhitine yakın olanlarla takılıyordu. Tabii ki şakalaşmalar oluyordu. Mesela Ortaköy’de Hard Rock Cafe açılınca oradakilere “Sütlaç metalcisi� denmeye başladı.”
Eray Emin Aydemir

“Tayfalar vardı. Bakırköy tayfası, Kadıköy tayfası, Ortaköy tayfası ve Taksim tayfası gibi. Ancak gruplar arasında herhangi bir şeyden yoksun. Herkes kendi muhitine yakın olanlarla takılıyordu. tabi ki şakalaşmalar. Mesela Ortaköy'de Hard Rock Cafe açılınca oradakilere “Sütlaç metalcisi� denmeye başladı.”
Eray Emin Aydemir, Şeytanın Notaları

« previous 1