Å·±¦ÓéÀÖ

“Evet, gün geliyor bıkıyorum senden
Ama İstanbul'dan bıkmak gibi bir şey bu,
Git, istersen, cüzam kap bir yerlerden,
Görmek istersen, nicedir, tutkunluÄŸumu.”
― Cemal Süreya, Sevda Sözleri

“Tanrı'ya karşı olduÄŸumu sanma, dedi. Tanrı'ya inancım tamdır. Yalnız cennet ve cehenneme inanmıyorum iÅŸte. Ä°nsanları aptal yerine koyup onları öbür dünyada cennete, ya da cehenneme gideceklerini söylemek bence saçmalığın en büyüğü.”
― Aleksandr Solzhenitsyn, One Day in the Life of Ivan Denisovich

“Raflara doÄŸru ilerledi Stoddart Lectures kitabın birinci cildi ile geri döndü. "Görüyor musunuz?" diye bağırdı muzaffer bir edayla, "Ä°ÅŸte hakiki bir kitap. Ne kadar yanılmışım . Bu adam tam bir Belasco!1 Bu büyük bir zafer. Ne zevkli ne güzel bir seçim! Hem haddini bilip sayfaları da kesip azaltmamış. Daha ne istenir ki?"

1 David Belasco (1853 - 1931) Amerikalı Oyun yazarı. Devasa bir kütüphaneye sahipti.”
― F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

“Çok içen insanların yanında ayık kalmak her zaman faydalıdır. Her ÅŸeyden önce dilinizi baÄŸlar, fazla gevezelik etmezsiniz. Daha da güzeli insanın kendi kusur ve yanlışlarını örtebilmesidir, nasılsa kimsenin sizi kimsenin sizi görecek hali olmaz. Zira görseler de umursamazlar.”
― F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

“Halkın inanmadıklarına bina edilmiÅŸ sistemlerle kaybettik.”
― Cahit ZarifoÄŸlu

“Ne zaman senden beklenenin sınırına gelsen karşına aynı sorun çıkar â€� kendin olma sorunu! Bu yönde attığın ilk adımla artı ya da eksi diye bir ÅŸey olmadığını idrak eder, patenleri fırlatıp yüzmeye baÅŸlarsın. Acı diye bir ÅŸey yoktur artık çünkü güvenliÄŸini tehdit edecek bir ÅŸey kalmamıştır. BaÅŸkalarına yardım etme isteÄŸi bile duymazsın â€� hak etmeleri gereken bir ayrıcalıktan neden mahrum edesin onları? YaÅŸam muazzam bir sonsuzlukla andan âna esner durur. Hiçbir ÅŸey, düşlediÄŸinden daha gerçek olamaz. Evren sen ne olduÄŸunu sanıyorsan odur; sen, sen ve ben de ben olduÄŸumuz sürece baÅŸka bir ÅŸey olmasına olanak yoktur. Eylemlerinin meyvelerinde yaÅŸarsın. Eylemlerin düşüncelerinin haÅŸatıdır. Düşünce ve eylem birdir çünkü onun içinde yüzersin. Olmasını arzuladığın her ÅŸeydir, ne eksik ne fazla. Sonsuzlukta her kulacın deÄŸeri vardır. Isıtma ve soÄŸutma tek sistemdir. OÄŸlak Dönencesi ile Yengeç Dönencesi birbirlerinden sadece hayali bir çizgiyle ayrılır.”
― Henry Miller

“Ranzanın bir ucuna Meursault'yu oturttum, onun yanına, aralarında Fransızca konuÅŸsunlar diye Jean Valjean'ı yerleÅŸtirdim. Biraz ötede KatyuÅŸa ile Raskolnikov fıfıl fısıl Rusça konuÅŸuyorlardı, herhalde Nehludov'un ziyaretinden söz ediyorlardı. KeÅŸanlı Ali duvarın dibine iliÅŸmiÅŸti, Dr. B ise zihninden satranç oynuyordu.”
― Zülfü Livaneli, KardeÅŸimin Hikâyesi

“DoÄŸum yapalı bir saat bile olmamıştı. Tom'un nerede olduÄŸunu Tanrı bilir. Narkozdan çıkınca yoÄŸun bir terkedilmiÅŸlik hissi içimi kapladı ve hastabakıcıya kız mı oÄŸlan mı diye sordum. Kız olduÄŸunu öğrenince de, arkamı döndüm ve aÄŸladım "pekala" dedim kendime "kız olduÄŸuna sevindim. Umarım aptal olur. Çünkü bu dünyada bir kız için en iyisi aptal ve güzel olmak.”
― F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

“Medeniyet yok oluyor" diye bağırdı Tom öfkeyle, "Ben artık bu konuda karamsarım. Åžu Goddard denen adamın yazdığı The Rise of the Coloured Empires adlı kitabı okudun mu?”
― F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

“Babamın bilgiççe söylediÄŸi ve benim de bilgiççe onayladığım ÅŸu sözünü unutmaktan halen korku duyarım: bazı temel incelikler dünyaya adaletsiz dağıtılmıştır.”
― F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

“FotoÄŸrafı kaldırmaya isteksiz görünüyordu; bir müddet daha, oyalanırcasına onu gözümün önünde tuttu. Yeniden cüzdanına koyduktan sonra, bu defa cebinden Hopalang Cassidy adlı eski bir kitap çıkardı "Åžuna bir bak, bunu çocukken hiç elinden düşürmezdi. Daha o zamandan belliydi." "Bu kitabı ÅŸans eseri buldum" dedi ihtiyar, "durumu gayet iyi açıklıyor deÄŸilmi?" "Jimmy'nin hayatta ilerleyeceÄŸi kesindi. Her zaman buna benzer kararlar alırdı. Kendini geliÅŸtirmek için neler yapmış gördün mü? Hep böyle yapardı. Bir keresinde bana bir domuz gibi yemek yediÄŸimi söylemiÅŸti de ben de onu dövmüştüm.”
― F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

“Amerikalıların ara sıra toprak kölesi olmayı istedikleri olur, ama köylü ²õı²Ôı´Úından olmaya karşı hep direnmiÅŸlerdir.”
― F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

“Her insan kendinde en az bir büyük erdem olduÄŸuna inanır. Benimki, tanıdıklarım arasında en dürüst kiÅŸi olmamdır.”
― F. Scott Fitzgerald, The Great Gatsby

“Zihnim buna bütünüyle karşıydı. Acı çekmek yararsızdır, diyordu zihnim bana tekrar tekrar, fakat kendi isteÄŸimle acı çekmeye devam ettim. Acı çekmek bana hiçbir ÅŸey öğretmedi; baÅŸkaları için hâlâ bir gereksinim olabilir, fakat benim için ruhani uyumsuzluÄŸun matematiksel kanıtından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Günümüz insanının acı çekme yöntemiyle sahnelemekte olduÄŸu dram benim için geçerli deÄŸil, hiçbir zaman olmadı.”
― Henry Miller, Tropic of Capricorn

“Ä°nsan elinin ve beyninin yarattığı dünyayla baÄŸlantımı koparmayı baÅŸarmıştım bir ÅŸekilde. Dedem haklıydı belki , henüz filizlenirken okuduÄŸum kitaplar beni mahvetmiÅŸti. Fakat yıllardır neredeyse hiç kitap okumamıştım, gerçi izleri oradaydı. Kitap yerine insan okuyorum ÅŸimdi. Onları baÅŸtan sona okuyup fırlatıyorum. Yutuyorum onları, teker teker. Ve okudukça doyumsuzlaşıyorum. Sonu yok. İçimde çocukken koparıldığım hayatın akışıyla tekrar birleÅŸmemi saÄŸlayacak bir köprü oluÅŸmadıkça sonu gelmeyecek.”
― Henry Miller, Tropic of Capricorn

“Gözlerinse maviydi, nereye bakarsan bak, iki damla deniz içini çeke çeke kendini martısızlığa vuruyordu.”
― Hasan Ali ToptaÅŸ, Ölü Zaman Gezginleri

“Hiçbir ÅŸey kaybetmeyip durmadan pek çok ÅŸeyler kazanacağın bir yere gitmek ister misin? Edebiyat Ãœlkesi’ne git, orada yeni yollar, yeni fikirler, yeni ²â²¹ÅŸ²¹³¾lar, yeni amaçlar ve yeni ruhlar kazanırsın!”
― Mehmet Murat ildan

“Ä°yi edebiyat bir filikadır! Kendini her batıyor hissediÅŸinde atla filikaya!”
― Mehmet Murat ildan

“Çünkü lezzetli olan hiçbir ÅŸey, (“lezzetliâ€� sözünün kendisinin de iÅŸaret ettiÄŸi ÅŸekilde) korkunç olamaz, sadece lezzetsiz olan yenilemez olandır. Åžiirde ve düzyazıdaki o güzel, o romantik ya da klasik suçu, tecavüzleri, göz oymayı hasetle anımsıyorum â€� reçelli yağın korkunç olduÄŸunu, Åžekspir’deki gibisinden ÅŸahane ve güzel bir suç olmadığını biliyorum. Yo, bana o istiridye gibi kolaycacık yutu yutuverdiÄŸiniz uyaklanmış acılarınızdan söz etmeyin, söz etmeyin ayıbın ÅŸekerlemelerinden, dehÅŸetin çikolatalı kreminden, sefaletin kurabiyelerinden, acının bonbonlarından ve yılgının doyumsuz lezzetlerinden. Ve korkusuz parmağıyla toplumsal yaraların en karanlıklarını, misal altı kiÅŸilik bir isçi ailesinin açlıktan ölmesini kaşıyan bir hanım kızımız, toplumun karşısında aynı parmakla kulağını karıştırmaya niye cesaret edemeyecektir, niye diye soruyorum. Bu, çok daha korkunç bir ÅŸey olurdu da ondan. ... Tat almaksa bizim en birinci iÅŸimiz olduÄŸundan tat almak zorundayız, tat, varsın olsun koca, karı, çocuklar, lime lime olsun yürek, ama yeter ki leziz olsun, enfes olsun!”
― Witold Gombrowicz

“Kader çarkı her an aşılabilir çünkü yüzeyinin her noktası gerçek dünyaya temas eder; küçük bir ışık kıvılcımı mucizeyi gerçekleÅŸtirmeye, patenciyi yüzücüye ve yüzücüyü kaya parçasına çevirmeye yeter. Kaya, çarkın beyhude dönüşünü durdurup benliÄŸi tam bir bilince fırlatan eylemin simgesidir.”
― Henry Miller, Tropic of Capricorn

“Sürüye katılmayı seçersen bağışıklık kazanırsın. Kabul görmek ve takdir edilmek istiyorsan kendini hiçliÄŸe indirgemen, sürüdeki diÄŸer koyanlardan ayırt edilmez kılman gerekir. Düş görebilirsin, ama herkesle aynı düşü görmek koÅŸuluyla.”
― Henry Miller, Tropic of Capricorn

“Kesin olan tek ÅŸey ÅŸudur: öldüğünde ve dirildiÄŸinde topraÄŸa aitsindir ve topraÄŸa dair ne varsa devredilemez bir biçimde senindir. DoÄŸanın bir cilvesine dönüşürsün, gölgesiz bir varlığa; bir daha asla ölmeyecek, fakat etrafındaki bütün olaylar gibi gelip geçeceksin.”
― Henry Miller, Tropic of Capricorn

“Tanrım, biraz aklımız olsa ölümü düşününce kalkıp sevincimizden dans ederdik! BulduÄŸumuz çarelerden yararlanmayı bilseydik yarın hepimiz yataklarımızda ölebilirdik, acı çekmeden, huzur içinde, Ölmek istemiyoruz, sorunumuz bu bizim. Tanrı ve yukarıdaki çöp tenekelerindeki diÄŸer her ÅŸey bu yüzden var.”
― Henry Miller, Tropic of Capricorn

“Dostoyevski okumaya baÅŸladığım o ilk gece, hayatımın en önemli olaylarından biriydi, ilk aÅŸkımdan bile daha önemli.”
― Henry Miller

“Edebiyat, baÅŸkalarının dünyasını keÅŸfetmek için insanlara bir 粹ğ°ùıdır ve baÅŸkalarının dünyası kendi dünyamızı anlamak ve geliÅŸtirmek için en iyi kaynaktır!”
― Mehmet Murat ildan

“YaÄŸmur yağıyor! Bir baÅŸka deyiÅŸle küçük ÅŸ¾±¾±°ùler gökyüzünden aÅŸağıya geliyorlar! DoÄŸa edebiyattır! GüneÅŸ bir masaldır; orman bir hikâyedir; kuÅŸlar bir tiyatrodur; daÄŸlar bir efsanedir; ²â²¹ÄŸ³¾³Ü°ù bir ÅŸ¾±¾±°ùdir! DoÄŸa edebiyattır!”
― Mehmet Murat ildan

“Bizim edebiyatımızda olduÄŸu gibi musikimizde de iki akım vardır. Edebiyatımızda aruz vezninde ÅŸ¾±¾±°ù yazma ve aruzsuz, yani parmak vezninde ÅŸ¾±¾±°ù yazma üslûbu vardır. Aruz vezni Ä°ran ve Arap etkisinde kalan medrese ve saray ÅŸairleri arasında, parmak vezni ise halk ÅŸairleri arasında yaygındı.”
― Hüseyin AkbaÅŸ, Özbek Klasik MüziÄŸi ve Tarihi

“Ä°lk taşı atan, ilk çiçeÄŸi verendi.”
― Elif Shafak, Åžehrin Aynaları

“Hayatın ´Úı°ù³Ùı²Ô²¹lıyken bir limana sığın: MüziÄŸe veya edebiyata, kısacası, sanata, herhangi bir sanata!”
― Mehmet Murat ildan

“Evet, edebiyatın gözlerinden bakarak hüznün güzelliÄŸinden bahsedebiliriz! Fakat hakikatin gözlerinde ³óü³úü²Ô sadece üzüntü vericidir; orada bir ²µÃ¼³ú±ð±ô±ô¾±°ì yoktur, sadece »å´Ç°ì³Ü²Ô²¹°ì±ôı bir çaresizlik vardır!”
― Mehmet Murat ildan