ŷ

Vladimir Quotes

Quotes tagged as "vladimir" Showing 1-27 of 27
Samuel Beckett
“ Was I sleeping, while the others suffered? Am I sleeping now? Tomorrow, when I wake, or think I do, what shall I say of today? That with Estragon my friend, at this place, until the fall of night, I waited for Godot? That Pozzo passed, with his carrier, and that he spoke to us? Probably. But in all that what truth will there be? He'll know nothing. He'll tell me about the blows he received and I'll give him a carrot. (pause) Astride of a grave and a difficult birth. Down in the hole, lingeringly, the grave digger puts on the forceps. We have time to grow old. The air is full of our cries. But habit is a great deadener. At me too someone is looking, of me too someone is saying, He is sleeping, he knows nothing, let him sleep on. (Pause.) I can't go on! (Pause.) What have I said? ”
Samuel Beckett

Vladimir Nabokov
“At eight, he had once told his mother that he wanted to paint air.”
Vladimir Nabokov

Vladimir Putin
“We shall fight against them, throw them in prisons and destroy them. ”
Vladimir Putin

Vladimir Nabokov
“A warm flow of pain was gradually replacing the ice and wood of the anaesthetic in his thawing, still half-dead, abominably martyred mouth. After that, during a few days he was in mourning for an intimate part of himself. It surprised him to realize how fond he had been of his teeth. His tongue, a fat sleek seal, used to flop and slide so happily among the familiar rocks, checking the contours of a battered but still secure kingdom, plunging from cave to cove, climbing this jag, nuzzling that notch, finding a shred of sweet seaweed in the same old cleft; but now not a landmark remained, and all there existed was a great dark wound, a terra incognita of gums which dread and disgust forbade one to investigate. And when the plates were thrust in, it was like a poor fossil skull being fitted with the grinning jaws of a perfect stranger.”
Vladimir Nabokov, Pnin

Heather Brewer
“People says it gets easier. People are stupid."

-Vlad”
Heather Brewer, Ninth Grade Slays

Samuel Beckett
“Estragon: Acaba beraber olmasaydık ikimiz için de daha hayırlı olmaz mıydı? (sahneyi baştan başa geçer, tümseğe oturur.) Aynı yolun yolcuları değiliz aslında.
Vladimir: (kızmadan) Orası belli değil.
Estragon: Doğru, hiçbir şey belli değil. (Vladimir sahneyi baştan başa geçer, Estragon'un yanına oturur.)
Vladimir: Her zaman ayrılabiliriz; bizim için daha iyi olacağına inanıyorsan.
Estragon: Artık değmez.
(sessizlik)
Vladimir: Doğru, artık değmez.
(sessizlik)
Estragon: Eee, gidelim mi?
Vladimir: Evet, gidelim.
(ıı岹.)&ܴ;
Samuel Beckett, Waiting for Godot

Adele  Rose
“Sometimes you need to loose in order to win.”
Adele Rose, Possession

Vladimir Bartol
“Човек може да прекара целия си живот между четири стени. Ако не мисли и не чувства, че е затворник, тогава не е затворник. Но има хора, за които цялата планета е затвор, защото виждат безкрайния простор на вселената, милионите звезди и галактики, които завинаги ще останат недосегаеми за тях. Това познание ги превръща в най-големите затворници.”
Vladimir Bartol, Alamut

Anton Chekhov
“Hyvästi Puut! Huhuu! Hyvästi kaiku!”
Anton Tšehov, Neljä Näytelmää

Jennie Lucas
“He'd turned to go, then stopped, facing his brother. He’d said in a low voice, “I’m glad we’re friends again.�
“Friends?� Vladimir’s smile had lifted to a grin. “We’re not friends, man. We’re brothers.”
Jennie Lucas, A Reputation for Revenge

Enock Maregesi
“Sawa. Кто Вы, где Вы от, и почему Вы в Москве?”
Enock Maregesi, Kolonia Santita

Vladimir Tasić
“Eksperiment iz alhemije jezika. Pomešati sirće sa amil-alkoholom, dodati malo sumporne kiseline. Dobijena smesa ima ukus identičan ukusu banane. To jeste ukus banane, ali nije banana. Jeziku se ne može verovati. A ipak mu verujemo.”
Vladimir Tasić

Adele  Rose
“At the end of the day,� he continued, “although many believe in fate, it’s those who go through life with independent thought alone who are the strongest.”
Adele Rose

Samuel Beckett
“Son an...Ertelenen umutlar...şeyi perişan eder. Kimin lafıydı bu?

Bazen o son anın geldiğini hissederim, her şeye rağmen. O zaman iyice tuhaflaşırım. Nasıl diyeyim? Hem ferahlarım hem de...korkuya kapılırım. KOR-KUYA! Komik! Yapacak bir şey yok. Eee?”
Samuel Beckett

Samuel Beckett
“-Haklısın, biz tükenmeyiz.
-Düşünmeyelim diye.
-Özrümüz var.
-İşitmeyelim diye.
-Nedenlerimiz var.
-Bütün ölü sesleri.
-Kanat çırpar gibi bir gürültü çıkarır.
-Yapraklar gibi.
-Kum gibi.
-Yapraklar gibi.
-Bir ağızdan konuşur hepsi.
-Her biri kendi kendine.
-Fısıldarlar daha çok.
-ışı岹.
-ıı岹ı.
-ışı岹.
-Ne derler?
-Hayatlarından bahsederler.
-Yaşamış olmak onlara yetmez.
-Bir de bahsetmeleri gerekir.
-Ölmüş olmak onlara yetmez.
-Yeterli gelmez.
-Tüy sesi çıkarırlar.
-Yapraklar gibi.
-Kül gibi.
-Yapraklar gibi.
-Bir şey söyle!
-ıǰܳ.
-Ne olursa olsun bir şey söyle!
-Şimdi n'apıyoruz?
-Godot'yu bekliyoruz.
-Ha!
-Berbat bir şey!
-Bir şarkı söyle!
-Yo.yo! Belki yeni baştan başlayabiliriz.
-Kolay olmalı.
-Başlamaktır zor olan.
-Her noktadan yola çıkılabilir.
-Evet ama karar vermek gerekir.
-ٴğ.
-Yardım et!
-Gayret ediyorum.
-İnsan ararken bir şeyler işitir.
-ٴğ.
-Bu da bulmayı engeller.
-ٴğ.
-Düşünmeyi engeller.
-Yine de düşünür insan”
Samuel Beckett

Samuel Beckett
“Burada vaktimizi ziyan etmeyelim. Fırsat çıkmışken bir şeyler yapalım! Her gün bize ihtiyaç duyan biri çıkmaz. Yo yo, şahsen bize ihtiyaç duyulduğunu söylüyor değilim. Başkaları belki çok daha fazla yarar işe. Kulaklarımızda hala çınlayan imdat çığlıkları bütün insanlığa dönük! Ama burada, zamanın bu noktasında insanlık biziz. Hoşumuza gitsin gitmesin. Bunun değerini bilelim, çok geç olmadan! Hadi gidip, bir kere olsun acımasız kaderin bize sunduğu bu görevi hakkıyla yerine getirelim. Ne dersin? Kollarımızı kavuşturup durumun eğrisini doğrusunu ölçüp biçerken de, türümüzü onurlandırdığımız doğrudur. Kaplan kaplanın yardımına hiç düşünmeden koşar ya da balta girmemiş ormanların derinliklerinde kaybolur. Ama mesele bu değil. Burada ne yapmaktayız, işte bütün mesele bu. Ne mutlu bize ki, yanıtı biliyoruz. Evet bu muazzam karışıklığın içinde açık seçik olan bir şey var: Godot'yu bekliyoruz-”
Samuel Beckett

Samuel Beckett
“Bütün bildiğim şu: saatler geçmek bilmez ve bu koşullarda bizi, vakit geçirmek için türlü türlü-nasıl desem- ilk bakışta makul gözüken, ama zamanla monotonluğa dönüşecek oyunlara başvurmaya zorlar. Böylece aklımızı kaybetmekten kurtulduğumuzu söyleyebilirsin. Kuşkusuz doğru. Ama aklımız uzun süredir dipsiz derinliklerin bitimsiz gecelerinde dolanıp durmuyor mu zaten? Bazen bunu soruyorum kendime. Akıl yürütüşümü takip edebiliyor musun?”
Samuel Beckett

Samuel Beckett
“Bekliyoruz. Sıkılıyoruz. Hayır itiraz etme, sıkıntıdan patlayacağız, inkar edemeyiz bunu. Güzel. Peki. Bir değişiklik oluverince ne yapıyoruz? Fırsatı kaçırıyoruz. Hadi işe koyulalım. Birazdan her şey bitecek ve biz yeniden yalnız kalacağız, hiçliğin orta yerinde.”
Samuel Beckett

Samuel Beckett
“Uyuyor muydum ben başkaları acı çekerken? Şu anda uyuyor muyum? Yarın uyanınca veya uyandığımı sandığımda, bugün hakkında neler söyleyeceğim? Dostum Estragon'la, burada gece olana kadar Godot'yu beklediğimi mi? Pozzo'nun hamalıyla birlikte geçip bizimle konuştuğunu mu? Muhtemelen. Ama bütün bunların içinde ne kadar doğruluk payı olacak? O hiçbir şeyin farkında olmayacak. Yediği tekmelerden söz edecek, ben de ona havuç vereceğim. Bir ayağımız mezarda, zor bir doğum doğrusu. Mezarcı çukurun dibinde forsepsi yerleştirir. İhtiyarlığa vakit var daha önümüzde. Hava çığlıklarımızla dolu. Ama alışkanlıklar duyarsızlaştırıyor insanı. Bana da bir başkası bakarak, uyuyor diyor. Kendisinin de uyuduğunun farkına varmadan uyuyor, hiçbir şey bilmiyor. Uyusun bakalım diyor, benim için. Böyle devam edemem. Ne dedim ben?”
Samuel Beckett

Samuel Beckett
“-Böyle devam edemeyeceğim ben.
-Sana öyle geliyor.
-Ayrılsak? Belki daha hayırlı olur.
-Yarın asarız kendimizi. Godot gelmezse.
-Ya gelirse?
-Kurtuluruz.
-Eee, gidelim mi?
-Pantolonunu çek.
-Աı.
-Pantolonunu çek.
-Pantolonumu çıkarayım mı?
-Pantolonunu ÇEK.
-Ha,evet.
-Eee gidelim mi?
-Evet, gidelim.

(ıı岹.)&ܴ;
Samuel Beckett

Enock Maregesi
“Kama kuna swali maarufu kuliko yote katika kitabu cha 'Kolonia Santita' ni "Кто Вы, где Вы от, и почему Вы в Москве?" lililoulizwa na товарищи (Komredi) Anatoly-Chaika, baada ya kumfikisha Murphy katika 'dacha' ya Kolonia Santita ya Yugo Zapadnaya. Murphy hakumwelewa Chaika. Lakini mwenzake na Chaika (Vladimir) alipouliza kwa tafsiri, "Wewe ni nani, unatoka wapi, na unafanya nini Moscow?" Murphy alimwelewa na kucheka akiwa amenuna. Bila swali hilo asingeokoka.”
Enock Maregesi

Vladimir Bartol
“İnsan bütün həyatını dörd divar arasında keçirə bilər. Özünü əsir hiss etmədikcə əsir deyil. Lakin elə adamlar var ki, ucsuz-bucaqsız dünya belə onlar üçün həbsxanadan başqa bir şey deyildir. Çünki onlar kainatın sonsuz boşluğunu görməkdə, milyonlarla ulduz və qalaktikanın əlçatmaz olduğunu dərk etməkdədirlər. Bunu bilməkləri onları zaman və məkanın ən böyük dustaqları edir.”
Vladimir Bartol, Alamut

“Penceredeki bacak bacak üstüne atmış yansımasını görür görmez onunla içli dışlı olmak istemiştim. Önümde baştan aşağı yeni bir dünya açılmıştı sanki. Dünya değilse de dibi olmayan bir kuyu, düşüşün insanı canlandıran hezeyanını dur durak bilmeden deneyimleme hissi.”
Julia May Jonas, Vladimir

“Soru sormak yoktu, açıktan söylemek yoktu; doğaçlama yorumlar sormak yoktu, açıktan söylemek yoktu; doğaçlama yorumlar ve kafa sallamalarla yürüyordu iletişimin büyük kısmı.”
Julia May Jonas, Vladimir

“Bazen iyi yaşanmış bir hayat gibi geliyor gözüme. Bazen de her şeyi yakıp kül etmek, minimalist olmak geliyor içimden.”
Julia May Jonas, Vladimir

“Ama bu yaz gözlerim kelimelere odaklanamıyordu adeta. İcat edilmiş dünyalar, kurmacanın bütün uydurmalığı ve çalıntılığı, tüm karakterler... Sundukları her şey nihayetinde çok kıt ve acınası geliyordu. Tarihlere, gerçeklere, sayılara, istatistiklere ihtiyacım vardı. Silahlara yani. İşte burası yaşadığımız dünya ve bu dünyada bunlar oldu.”
Julia May Jonas, Vladimir

“Onları konuştur! (Kendi düşündüklerinden başka bir şeyle ilgilenmiyorlar zaten.)”
Julia May Jonas, Vladimir