Å·±¦ÓéÀÖ

“En iyi din benim dinim deÄŸil, en iyi ü±ô°ì±ð benim ü±ô°ì±ðm deÄŸil, en iyi °ìü±ô³Ùü°ù benim °ìü±ô³Ùü°ùüm deÄŸil ve en iyi yaÅŸam benim yaÅŸamım deÄŸil ÅŸeklinde düşünmeye baÅŸladığında gerçeklere daha fazla yaklaÅŸacaksın! Kibir, gurur ve ö²Ô²â²¹°ù²µÄ±dan uzaklaÅŸtıkça hakikate daha fazla yaklaÅŸacaksın!”
― Mehmet Murat ildan

“Güvendin deÄŸil mi? Bilmeliydin, emrindeki Germiyanlıların yanımdaki beylerine geleceÄŸini. Bilmeliydin, kara tatarların yanımdaki soydaÅŸlarına geleceÄŸini. Bilmeliydin, Saruhanlıların yanımdaki ÅŸehzadeyi seçeceÄŸini. Ve bilmeliydin, ben bu diyarın ve ötesinin en büyük hükümdarıyım. Ben Cengizsoylu oÄŸullara ve torunlara sahip, sahipkıranım. Ben Cengiz'in damadıyım.”
― Deniz Canan, Larende'nin YükseliÅŸi

“Sadece kendini »åüşü²Ô³¾±ð°ì gereÄŸini duyuyordu. Ä°nsan, mutluluÄŸu ancak kendi eliyle yakalardı. Ya sen, ya b²¹ÅŸ°ìası! Ä°kisi birden olmazdı. Biri ezilir, öteki ezerdi. Biri sevinir, öteki aÄŸlardı. Biri kaybeder, öteki kazanırdı. Bu, böyleydi. Böyle olması tabiatın iÅŸiydi. Kimsenin suçu yoktu. Olsa olsa belki insan olmaktaydı suç. Suç, insan olmakta.”
― Oktay Akbal, Suçumuz Ä°nsan Olmak

“Her Ben,dolaylı bir ÅŸekilde Sen'i
anlatış, Sen'den yakınıştır.Ben ben olsam dilbilgisi kitaplarında tekil şahıs zamirini şu sıraya göre düzenlerdim: Sen, ben, o.
Başa Sen gelir, çünkü Ben diye bir şey
yok Sen olmadıkça...”
― Behçet Necatigil

“Ä°nsanlar ne yana gitseler, ö±ôü³¾lerine doÄŸru giderler," demiÅŸti bir gün Åžeyh Edebâli... Salt ö±ôü³¾Ã¼n yeri, biçimi deÄŸiÅŸiyordu. Rahat yatağında ölmek... EÅŸkıya tarafından tutulmuÅŸ boÄŸazları zorlarken ölmek, en iyi dostunun pususunda...”
― Kemal Tahir, Devlet Ana

“Siz Cumhuriyet çocukları, ‘Gözümüzü zaferde açtık,â€� avuntusundasınız. Åžimdi umulmaz yerlerde beklenmez yenilgilerle karşılaşınca apışmayın! Biz, Batı’yla er geç, ister istemez hesaplaÅŸmak zorundayız! Bunu gerçekten yapmadıkça, Batı’ya hizmet teklif etmekle belayı başımızdan defleyemeyiz”
― Kemal Tahir, Yol Ayrımı

“Hiçbir yere açılmayan kapılardık biz, birbirimize kapandık, çoÄŸalamadık azaldık hep...”
― Günhan KuÅŸkanat, Kış Leylekleri

“Cesaretim Sensin (Bir AÅŸk Åžiiri)

Benim cesaretim sensin,
İnatçılığım sensin.
Benim herÅŸeyim sensin,
Çünkü hayatım sensin.
Kalbimde sensin,
Ruhumda sensin.
Havasız yaşayabilirim,
Çünkü oksijenim sensin.
Benim cennetim sensin,
MutluluÄŸum sensin.
Bir saraya ihtiyacım yok,
Çünkü benim evim sensin.
Bilimim sensin, sanatım sensin.
Benim sabahım sadece sensin.”
― Abhijit Naskar, Earthquakin' Egalitarian: I Die Everyday So Your Children Can Live

“EÄŸer bir parkta ²µÃ¶³úlerini kapatırsan farkına varacaksın ki etrafında gördüğün her ÅŸey aynı zamanda havadadır da çünkü her ÅŸeyin bir kokusu vardır ve her koku sisli bir görüntüdür!”
― Mehmet Murat ildan

“GeçmiÅŸte kalmış o güzel günleri anımsamak istiyorum ben de. Kendime mutlu geçmiÅŸler uyduruyorum.”
― Pelin Buzluk, Kanatları Ölü Açıklığında

“Çöken imparatorluk, aydınlarını da, uçuruma beraber sürüklemekteydi. Ä°slamcılığın 350 milyonla sayılan kalabalığı, Turancılığın yüz milyonla hesaplanan uçsuz bucaksız stepleri üzerine kurulan hayaller, Balkan bozgunundan sonra, asırlık baskılarla hadım edilmiÅŸ sinirlere, ÅŸehvet! bir kımıldama vermiÅŸ, dört yıllık kanlı' boÄŸuÅŸma bu bunak sinirleri iÅŸte bu bitkin kımıldamanın tam ortasında çekip koparmıştı. Osmanlı aydınları için artık geçmiÅŸe sığınmaktan b²¹ÅŸ°ìa çare yoktu ama artık sığınacak geçmiÅŸ neredeydi?”
― Kemal Tahir, Esir Åžehrin Ä°nsanları

“Zamanın hâkim sosyal fikri (din) olduÄŸu, herkes servetini, canını, ÅŸerefini ona baÄŸladığı halde, onu kurtarıp yaÅŸatalım derken nasıl da kolayca berbat etmiÅŸlerdi. Ä°ÅŸte, her vesika, her ferman, her kadı mahkemesi hükmü, dini, b²¹ÅŸ°ìa b²¹ÅŸ°ìa kazançlara alet edebilmek için, akıl almaz ÅŸeriat hileleriyle dolu.”
― Kemal Tahir, Esir Åžehrin Ä°nsanları

“Birbirleri için en aÄŸza alınmaz yazılar yazdıkları, kalplerini en tamir edilmez yerinden, sanatkâr gururlarından kırdıkları oluyordu. Okuyanlar: “Bunlar artık imkânı yok yüz yüze gelemezler" kararına henüz varmadan, hangisi erken sarhoÅŸ olursa hemen ötekine koÅŸuyor, boynuna sarılarak af diliyordu. Kâmil Bey bu cins yazarları, huysuz, şımarık, hastalıklı çocuklara benzetti. Ä°lk zamanlar, bunların arasında, kendisini ruhça ve bedence sıhhatli bulduÄŸu için bir acayip utanma duydu”
― Kemal Tahir, Esir Åžehrin Ä°nsanları

“Ä°stibdat demek eÅŸitsizlik demektir. Alçak isibdat! Ä°stibdat yalnız birkaç kiÅŸinin deÄŸil, bütün milletin geleceÄŸini söndürür. Ä°stibdat Allah’ın bir mutlu bağışı olan dillere kilit vurur. Ä°stibdat alçaklara, yiÄŸitleri ezdirir. Dedelerin kanlarıyla sulanmış bunca ü±ô°ì±ðlerimizin elde çıkması istibdadın yüzünden... Evet... Her kötülüğün kaynağı istibdat deÄŸil midir? Aklımız her ÅŸeye ererken bizi fenlerde bilgilerde geri bırakan istibdat deÄŸil midir?”
― Kemal Tahir, Esir Åžehrin Mahpusu

“Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek, ayılara yem olmayı başından kabullenmek demektir.â€� Elinin tersiyle Naîmâ Tarihi’nin cildine yavaşça vurdu. “‘Köprüyü geçene kadar ayıya dayı derler,â€� sözü, su katılmamış Osmanlı sözüdür... Osmanlıların, tarihleri boyunca iki karışlık köprüleri bile neden geçememiÅŸ olduklarını bundan daha iyi anlatan bir b²¹ÅŸ°ìa söz yoktur. Osmanlı, hiçbir zaman, ayılara dayı demeden köprü geçmeyi ²µÃ¶³úe alamadı. Bugün bile, Ä°stanbul’un politikacıları Ankara’yı, ayılara dayı demediÄŸi için yadırgıyorlar.”
― Kemal Tahir, Esir Åžehrin Mahpusu

“Kâmil Bey, gazeteyi gönülsüz gönülsüz alıp yatağın önüne oturdu. Ne zaman bu pis gazeteyi okumak zorunda kalsa, ellerinin kirlendiÄŸi duygusuna kapılıyordu. Sanki kâğıdı pisliktendi. Bu pislik, Türkçeye iÅŸleyerek insanın beyninin içini bile kirletiyordu.”
― Kemal Tahir, Esir Åžehrin Mahpusu

“Bütün saplantılarımız korkularımızdan geliyor. Ä°nsanoÄŸlu, deli deÄŸilse, korkar mutlaka... Saplantılarımızdaki korkunun bize saçma görünmemesi, yüz binlerce yıldan arta kaldıkları için... Bunlar, gerçek sebeplerini yitirdiÄŸimiz korkuların tortusuâ€�”
― Kemal Tahir, Yol Ayrımı

“Bence bu dünyada, anasından °ìö±ô±ð doÄŸmuÅŸ insanlar var... Çerkeslerin ‘°ìö±ô±� soyuâ€� dediklerinden deÄŸil... Ben °ìö±ô±ð ruhlu doÄŸanları söylüyorum. Bunlar ikiye ayrılır: Köle yaÅŸayıp °ìö±ô±ð ölenler... Köle oluÅŸlarından faydalanarak, ilk fırsatta öteki °ìö±ô±ð doÄŸmuÅŸları °ìö±ô±ð gibi çalıştıranlar...”
― Kemal Tahir, Yol Ayrımı

“BoÅŸuna mı söylemiÅŸ Osmanlılar, ‘Anlatışa göre fetva verilir,â€� sözünü?”
― Kemal Tahir, Yol Ayrımı

“Mücadele-i hayattan ÅŸu sırrı anladım ki ben
Ölüm bir didinmenin sükûna inkılâbıdır”
― Kemal Tahir, Yol Ayrımı

“Aslında halklarına baskı yapan idareler, isteseler bile halkçı olamamış pis idarelerdir. Halkçı olamamak, soygunculuktan, bir de yeteneksizlikten gelir. Ya da soyguncularla, yeteneksizlerle baÅŸa çıkamayacak kadar hayvan olmaktan... Bunlar bir de hadlerini bilmeden baskı yapmaya yeltenirlerse bizim millet onları katiyen bağışlamaz. Ayaklanıp tepelememesine aldanmamalı... Baskıcıları er geç bitireceÄŸine güvendiÄŸindendir. Tarihimizde bunların iflah olmuÅŸu hiç yoktur. Rezillikle gitmiÅŸlerdir. Hepsi de mutlaka kendi pisliklerinin içinde boÄŸulmuÅŸlardır.”
― Kemal Tahir, Yol Ayrımı

“Sevgili Dost,

Birileri tarafından sürekli izlendiÄŸini »åüşü²Ô³¾±ð°ì bir delilik belirtisidir de biri tarafından izlenildiÄŸini düşünmemek neyi belirtisidir?

Sevgili Dost,
Allah her ÅŸeyi bilir.”
― A. Ali Ural, Posta Kutusundaki Mızıka

“Biz, göçememiÅŸ leylek artıkları, na ÅŸu baltalanmış aÄŸaç kadar sessiz soÄŸuttuk acımızı. Yaralarımız üzerimizde kurudu. Ä°syansız alışıverdik onlara da. Eski acılarımızın, piÅŸmanlıklarımızın yaÅŸadığı bu tanıdık sokaklarda, kendimize mahcup taşıdık yeni yaralarımızı, unutmak isteyip unutamadık.”
― Günhan KuÅŸkanat, Kış Leylekleri

“Ä°nsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da ²¹ÅŸ°ìtan anlar bayım!”
― Didem Madak, Ah'lar AÄŸacı

“Tolerans deÄŸil, ​akseptans ihtiyaç vardır.”
― Abhijit Naskar

“Fakat kelimeler böyleydi. Ä°nsanın doÄŸrudan doÄŸruya kalbine veya ²µÃ¶³úüne, yahut kafatasına gelmezlerdi. Düşünce denen o acayip ve gizli ÅŸeye, o jelatin yığınına isabet ederlerdi. Onun için birdenbire öldürmezler, bir daha kaybolmamak, sizi bırakmamak için oraya gömülürler, oradan yavaÅŸ yavaÅŸ gizli ve açık, sizi zehirlerlerdi.”
― Ahmet Hamdi Tanpınar, Aydaki Kadın

“Ä°nsan insana tahammül edemez. Ä°nsan insana muhtaçtır. Ä°nsan insana yüklenir, insan insanla yaÅŸar. Bütün felaketimiz ve tezatlarımız burada. Daima birbirimizle haşır neÅŸiriz ve birbirimize bir türlü tahammül edemeyiz.”
― Ahmet Hamdi Tanpınar, Aydaki Kadın

“SEYELAN

Limon çekirdeği misali çıkıntıyız
İçimizde bir ağaç saklasak da
Toprakla buluşamayınca ne fayda.
Limon çekirdeği kadar aklımız
Sevmekten bile sıkılırız.”
― Tarık Alptekin, Âlem Olan Kelimeler

“Her ÅŸey deÄŸiÅŸebilir, hatta kendi irademizle deÄŸiÅŸtiririz. DeÄŸiÅŸmeyecek olan, hayata ÅŸekil veren, ona bizim damgamızı basan ÅŸeylerdir.”
― Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur

“Ä°nsan herhangi bir konuyu anlamak isterse, kitabına baÅŸvurarak merakını gidermeye çalışabilir. Fakat böyle öğrenmek arzusunda olmadığınız birtakım karmakarışık malumatı zihninize zorla doldurmaya kalkarlarsa sıkılırsınız.”
― Hüseyin Rahmi Gürpınar